Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/446 E. 2021/317 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2021
NUMARASI : …

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI : …

KARŞI TARAF

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/01/2021 tarih ve … sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasının Türkiye ve Dünya çapında tanındığını, … numaralı tescilli ”…” markası ve dolayısıyla ”…/…” ibaresinin tüm kullanım haklarının müvekkili şirkete ait olduğunu ve 25/09/2018 tarihinden itibaren on yıl süreyle müvekkili kurum adına tescil edildiğini, 13/03/2012 tarihinde Türkpatent Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından ”tanınmış marka” olma kriterini yerine getirdiğini, müvekkiline ait “…” markasının davalı tarafça sendika adı olarak bilfiil kullanmakta olduğunu, bu sebeple müvekkilinin marka hakkının ihlal edildiğini, söz konusu ihlalden haberdar olunması ile birlikte davalı tarafa noterden ihtarname keşide edilerek söz konusu ihlali gidermelerinin istendiğini, davalı tarafından kullanılan sendika adının müvekkilinin markasının tanınmışlık düzeyinden haksız bir yarar sağlama sonucunu doğurduğunu, söz konusu ihlal ile birlikte “…” markasının itibarının zarar gördüğünü ve ayırt edici karakterinin zedelendiğini, haksız rekabet hükümlerinin de ihlal edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden davalı taraf eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve men’ine, davalının hukuka aykırı olarak kullandığı müvekkili adına tescilli “…” markasının davalıya ait sendika adından, tabelalardan, davalı bünyesindeki tüm tanıtım ve reklam ürünlerinden, her türlü yazılı ve görsel belgelerden ve materyallerden (broşör, katalog, ilan vs.) internet ortamı ve tüm sosyal medya hesaplarından ve logoların yer aldığı her türlü içeriğin kaldırılmasını ve toplanmasını ve bunları teminen duruşma yapılmaksızın teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davalının davacıya ait “…” ibareli marka haklarını ihlal eder eylemlerinin bulunup bulunmadığı hususunun tahkikatı gerektirdiği, dava tarihinden önce davacı tarafın bu hususta maddi vakıa tespiti yaptırdığına ilişkin güvenilir ve ihtiyati tedbir işlemi tesis edecek yoğunlukta delil ibraz etmediği, şartları oluştuğunda her zaman ihtiyati tedbir isteminde bulunulabileceği, bu aşamada ihtiyati tedbir işlemi tesis edecek yoğunlukta yaklaşık ispat külfetinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin “…” markasının Türkiye ve Dünya çapında tanındığını,… numaralı ”…” markası ve dolayısıyla ”…” ibaresinin tüm kullanım haklarının müvekkili şirkete ait olduğunu, davalı şirketin “…” ibaresini sendika isminde kullandığı gibi logosunda da hiçbir değişiklik yapmaksızın, müvekkiline ait “…” markasının tescilli hali ile birebir aynısını kullandığını, böylece iktibas suretiyle müvekkiline ait marka hakkına tecavüz edildiğini, 6769 sayılı SMK’nın 30. maddesinde açıkça bir tüzel kişi olan davalı tarafın gerçekleştirdiği şekilde birebir aynı ifadenin kullanımının yasaklandığını, müvekkiline ait “…” markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu ve davalının marka hakkına yönelik tecavüzünün tahkikat gerektirmeyecek kadar bariz bulunduğunu, Fikri Mülkiyet Hukuku’nda ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için “yaklaşık ispat” ve “marka hakkına tecavüz” koşullarının varlığının yeterli olduğunu, dava açılmadan veya ihtiyati tedbir talep etmeden önce, talepte bulunanın maddi vakıa tespiti yaptırma gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve işbu davada henüz davalının savunmasının alınmamış ve bu savunmaya göre de gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesinin yaptırılmamış olması gözetildiğinde, davacının SMK.’nın 159 ve HMK.’nın 390. maddeleri uyarınca, talep tarihi itibariyle haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunduğunu ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği, şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati tedbir isteminde bulunulabileceği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcının, ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/03/2021 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip