Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/444 E. 2023/597 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/444 – 2023/597
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/444
KARAR NO : 2023/597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2020
NUMARASI : 2019/222 E. – 2020/455 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/12/2020 tarih ve 2019/222 E. – 2020/455 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … Şirketi ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2017/60900 sayılı ve “…” ibareli başvurusunun, davalı Şirketin 184802, 98/019405, 2006/12446 ve 2007/52986 sayılı markalarını gerekçe göstererek yaptığı itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı’nca 16. Ve 21. Sınıfta yer alan bir kısım mallar yönünden kısmen reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazlarının da dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin “…” ibaresinin gerçek hak sahibi olduğunu ve önceki markları nedeniyle müktesep hakkı bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin kullanım ispatı talebi doğrultusunda davalının itiraza mesnet gösterdiği markaları dava konusu başvurudan çıkartılan 16. sınıftaki “plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri” ile 21. sınıfa konu mallar açısından kullandığını ispatlayamadığını, davalını sadece çöp torbası, temizlik bezleri, sünger, yer paspası, mandal, elbise askısı, bulaşık teli ve oto fırçası mallarında kullanımını ispatladığını ileri sürerek, 2019-M-2343 sayılı YİDK Kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tescil işlemlerine tüm emtialar açısından kaldığı yerden davamına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davaya konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden, iltibas koşullarının oluştuğunu, davacının müktesep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davaya konu başvuru markasının kapsamından çıkartılan emtialar açısından, davacının “…” ibareli marka başvurusu ile davalının “… ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmakla beraber dava konusu başvuru kapsamından çıkartılan 21. Sınıf “Elektriksiz temizlik aletleri ve gereçleri: boya fırçaları hariç fırçalar, çelik talaşları, süngerler, çelik yünleri, üstüpüler, tekstilden mamul temizleme ve silme bezleri, bulaşık eldivenleri, elektrikli olmayan cilalama makineleri, halı süpürgeleri, sopalı yer paspasları. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri” malları yönünden davalının markalarını kullandığını ispatlayamadığı, yine başvuru kapsamından çıkarılan 16. Sınıf “Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri” ile 21. Sınıf “elbise askısı” mallarının, davalının marka tescilleri kapsamında olan mallarla aynı mal niteliği taşıdığı ancak davalının bahsi geçen mallarda da markalarını kullandığını ispatlayamadığı, bu nedenle bahsi geçen mallar yönünden SMK’nın 6/1 maddesi dayalı davalı itirazının yerinde olmadığı, ayrıca dava konusu başvurunun kapsamından çıkartılan 21. sınıf “Elektriksiz temizlik aletleri ve gereçleri: boya fırçaları hariç fırçalar, çelik talaşları, süngerler, çelik yünleri, üstüpüler, tekstilden mamul temizleme ve silme bezleri, bulaşık eldivenleri, elektrikli olmayan cilalama makineleri, halı süpürgeleri, sopalı yer paspasları; Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri; Ütü masaları ve kılıfları, çamaşır kurutmalıkları, elbise askıları” malları yönünden davacının önceki tarihli markaları nedeniyle müktesep hakkı bulunduğu, diğer taraftan dava konusu başvuru kapsamından çıkartılan 21. Sınıf “ütü masaları ve kılıfları, çamaşır kurutmalıkları, elbise askıları” mallarının, davalının itiraza mesnet markaları kapsamında bulunmayan ve karakteristik özellikleri itibarıyla da farklı mal niteliğinde olduğu, bu itibarla dava konusu YİDK kararının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 2019-M-2343 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, taraf markaları arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden iltibas koşullarının oluştuğunu, davalının redde mesnet markalarını dava konu YİDK kararında geçen mallarda kullandığını ispatladığını, diğer yandan davacı yararına müktesep hak koşullarının bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvuru ile müvekkilinin redde mesnet markaları arasında başvurunun reddedildiği mallar bakımından iltibas koşullarının oluştuğunu, davacının önceki tarihli markalarının müktesep hak teşkil etmediğini, bu yönde mahkeme kararları bulunduğunu, mahkemece müvekkilinin markaları kapsamında 21. sınıf “Elektriksiz temizlik aletleri ve gereçleri: boya fırçaları hariç fırçalar, çelik talaşları, süngerler, çelik yünleri, üstüpüler, tekstilden mamul temizleme ve silme bezleri, bulaşık eldivenleri, elektrikli olmayan cilalama makineleri, halı süpürgeleri, sopalı yer paspasları; Ütü masaları ve kılıfları, çamaşır kurutmalıkları, elbise askıları” mallarının yer almadığının belirtildiğini ancak bu mallar müvekkilinin markaları kapsamında yer aldığı gibi müvekkilinin markaları kapsamında yer alan 3. Sınıf malların anılan mallarla benzer bulunduğunu, mahkemece müvekkilinin markalarının kullanılmadığı kabul edilen malların kullanıldığı konusunda Ankara 4 FSHHM’nin dosyasındaki delillere dayanıldığını ancak bunların celp edilmediğini, ayrıca marka işlem dosyasına sundukları delilerle markaların kullanıldığının ispatlandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerektiği gibi gerekçenin de kendi içinde tutarlı olması zorunludur. Zira, gerekçeli kararın kendi içinde çelişkili olması halinde hükmün denetlenmesi mümkün olmayacaktır. Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Öte ayndan, kararın gerekçesi ile hüküm arasındaki ya da gerekçenin kendi içindeki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Somut uyuşmazlıkta da ilk derece mahkemesince, hükmün gerekçe kısmının 7. sayfasının ilk paragrafında davacının dava konusu başvurusu kapsamından çıkarılan uyuşmazlık konusu 21. sınıf “elbise askıları” mallarının redde mesnet davalı markalarının tescil kapsamında yer alan mallarla aynı mal niteliği taşıdığı belirtildiği halde aynı sayfanın üçüncü paragrafında 21. sınıf “elbise askıları” mallarının redde mesnet davalı markalarının kapsamında bulunmayan ve karakteristik özellikleri itibarıyla da farklı mal niteliği taşıdığı tespitlerine yer verilerek ilk paragrafta yapılan tespitlerin aksi yönde değerlendirmeler yapılmıştır. Görüldüğü üzere, gerekçeli kararda hem dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan 21. “elbise askıları” mallarının redde mesnet davalı markaları kapsamında yer alan mallarla aynı tür olduğu hem de bahsi geçen malların redde mesnet davalı markaları kapsamında yer alan mallardan farklı bulunduğu şeklinde çelişkili tespitlere yer verilerek, gerekçe içinde çelişkiye yol açılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan gerekçeli kararın kendi içinde çelişkili olmamasına ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırıdır. O halde, gerekçeli kararda yaratılan çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi zorunlu olduğundan, usul ve yasaya aykırı olan hükmün kaldırılması gereklidir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, mahkeme kararının gerekçesi çelişkili olduğundan, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle Dairemizce kararın gerekçesinde yaratılan çelişki giderilecek şekilde davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … Şirketi ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/12/2020 gün ve 2019/222 E. – 2020/455 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 04/05/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.