Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/439 E. 2023/374 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/439
KARAR NO : 2023/374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2019/171 E. – 2020/168 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2020 tarih ve 2019/171 E. – 2020/168 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin “…” logosuna benzeyen … sayılı “… + Şekil” ibareli marka tescil başvurusuna yaptığı, itirazın 2019-M-1093 sayılı YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa markaların benzer bulunduğunu, marka kapsamlarının da yakından ilişkili, iç içe geçmiş mal ve hizmetlerden oluştuğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptalini ve markanın sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin markasında yer alan şekil unsurunun paraşütten esinlenerek ortaya çıkarıldığını, bu logonun hiçbir zaman tek başına kullanılmadığını, “…” esas unsurlu markanın tamamlayıcısı olarak yer aldığını, eskiye dayalı kullanım nedeniyle müvekkilin kazanılmış hakkının bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “… +şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli ve “ŞEKİL” markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın olmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, dava konusu başvuru markası üzerinde SMK’nın 6/6. maddesi anlamında davacının diğer fikri ve sınai hakkı da kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararın hatalı ve eksik bilirkişi raporuna dayanarak verilmiş olduğunu, müvekkilinin markasının en çok tanındığı ürünler için ayrı bir değerlendirmeye tabi tutulmasının gerektiğini, dava konusu şeklin otomatik olarak müvekkilini çağrıştırdığını, dava konusu şeklin müvekkilinin hususiyetini taşıdığını, ihtilaf konusu markaların benzer olduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazların karşılanmadığını, kararda yapılan iltibas değerlendirmesinin eksik kaldığını, müvekkilinin markasının tanınmışlığına ve ayırt edici karekterine de zarar vereceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı şirketin “… +şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli ve “ŞEKİL” markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, zira davalı şirketin marka başvurusundaki ibare tamamen farklı olduğu gibi esasen uyuşmazlık konusu olan şeklin de benzer bulunmadığı, tarafların marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık şartlarının olmadığı, davalının dava konusu başvuru markası üzerinde SMK’nın 6/6. maddesi anlamında davacının fikri ve sınai hakkının bulunduğunun da kanıtlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip