Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/432 E. 2023/56 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/432
KARAR NO : 2023/56
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2020
NUMARASI : 2019/121 E. – 2020/265 K.

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : Marka Hakkının İhlâli-Haksız Rekabet

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/10/2020 tarih ve 2019/121 E. – 2020/265 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkillerinden …’e ait olan “…” ibareli markanın 18.02.2016 tarihinde tescil edildiğini, müvekkilinin kullanım hakkını diğer müvekkili … şirketine kiralamış olduğunu, müvekkiline ait olan “…” markası ile Türkiye de hemen hemen ilk sanal ofis, hazır ofis, toplantı salonları vb. hizmetleri veren haklı bir üne kavuşmuş bulunduğunu, davalının bir internet sayfası üzerinden müvekkilinin tanınmış isminin arama motorlarında ve internet sayfasında yanıltıcı şekilde kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkiline ait internet sayfasının; ….com/ iken davalının internet sayfasının; easyoffices.com/tr olduğunu, bu durum ciddi şekilde yanıltıcı olup müvekkilinin iş kaybına sebep olduğunu, yapılan araştırmada davalıya ait herhangi bir marka tescilinin de bulunmadığını ileri sürerek öncelikle tedbiren alan adının kullanımının durdurulmasına, davalının, müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, bu durumun önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının … markasını birlikte, tek başlarına veya başka herhangi bir ibare ile birlikte, her türlü yayın, ilan, reklam sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ya da yurtdışında kullanılmasının önlenmesine ve bunların toplatılarak, hükmün kesinleşmesini müteakip bu türden her türlü materyalin imha edilmesine, bu isimle yaptığı her türlü kiralama hizmetlerinin müvekkile devrine, davalının, … markasını kullandığı alan adlarının kullanılmasının yasaklanmasına ve bunların iptaline, dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesini müteakip masrafların davalıdan alınarak Türkiye çapında yapılan bir gazetede yayınlanmasına, maddi ve manevi tazminat hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… AŞ vekili, dava konusu web sitesinin Türkçe versiyonu olan www…com/tr’nin …. tarafından işletildiğini, müvekkilinin davacı markasını hiçbir zaman kullanmadığını ve …. ile müvekkili şirket arasında herhangi bir lisans sözleşmesi de bulunmadığını, …. ile müvekkili şirket arasındaki tek ilişkinin, iki şirketin de…’nin grup şirketi olmaları olduğunu, her iki şirketin birbirinden farklı ve kendine özel tüzel kişiliklere sahip olduğundan, iş bu davanın, …web sitesini işleten ….’ye yöneltilmesi gerektiğini, öncelikli olarak husumet itirazlarının olduğunu, dosyanın bu şekliyle husumet ehliyeti olmayan müvekkili şirkete karşı, davanın aslen muhatabı olan … kendini savunma, cevap ve itirazları ile delillerini sunma hakkı tanınmadan yürütülmesi durumunda, başta …. olmak üzere tarafların mağduriyetine neden olacağını, iş bu dava hatalı bir şekilde müvekkili şirkete yöneltilmişse ve husumet itirazları olsa da mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda, … Ltd. Şirketinin, eskiye dayalı markasal kullanım nedeniyle üstün hakka sahip olduğunu, davacının bu markayı tescilde kötüniyetli olduğunu, davacının, … markasının ne globalde ne de Türkiye’de kendileri tarafından tanıtıldığına ve öncelikli hak sahibi olduklarına dair hiçbir belge sunamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait … sayılı “Şekil+…” ibareli markanın tescilli olduğu, tecavüz iddiasına konu olan davalı kullanımlarına ilişkin olarak dava dilekçesi ekinde sunulan delillerin incelenmesinde, bu kullanımların “www…com” alan adı altında yer alan internet sitesinin “www…com/tr” hesabı altında açılan Türkçe sayfaya ait bir görsel olduğu, bu adresin “….” adına kayıtlı olduğu, “www…com/tr” URL adresi altında yer alan web sayfasında yapılan incelemede; “…” şeklindeki markanın sol-üst köşede başlık/antet şeklinde kullanılmakta olduğu, sayfada “Hızlı Fiyat Teklifi” linkine tıklandığında 03/04/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda görselleştirildiği üzere davalı … şirketine ait işyeri fotoğrafının yer aldığı, davacı adına tescilli olan … sayılı “…” markasının tescil kapsamında “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri” bulunduğu, “www…com/tr” sayfasında yer alan kullanıma konu hizmetlerin ise “emlak kiralama ve danışmanlığı hizmeti” olduğu, dava konusu kullanımlarla davacı markası arasında kavramsal, işitsel ve görsel yönlerden benzerlik bulunduğu, her ne kadar “www…com” sitesi 2000 yılından itibaren aktif olsa ve 2011 yılında şimdiki sahibi adına tahsis edilmiş bulunsa da bu bilgiler “www…com/tr” URL hesabı altında yer alan sayfanın ilk olarak hangi tarihte kullanıldığı yönünde bir bilgi sağlamadığı, www…com alan adı üzerinden yürütülen faaliyetlerin Türkiye’de koruma elde edecek nitelik ve boyutta olmadığı, “www…com/tr” URL adresi içeriğinde davalı şirketin ticaret unvanının ekini oluşturan “…” ibaresi ile fiziki mekan görseline yer verildiği, bilirkişi heyeti marifetiyle davalı şirkete ait işyerinde yapılan inceleme neticesinde de, “www…com/tr” URL adresi içeriğinde hizmet verdiği belirtilen işyerine ilişkin davalı şirket işyeri görsellerinin bulunduğu, kaldı ki davalı vekilinin cevap dilekçesinde beyan ettiği üzere “www…com/tr” URL adresinin sahibi dava dışı “….” ile davalı şirket arasında grup şirketi olmalarından kaynaklı bir bağlantı bulunduğu, bu nedenle davalı şirketin grup şirketi dava dışı “….” ile işbirliği halinde davacı …’e ait “…” ibareli marka ile iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer “…” ibareli markayı aynı hizmetlerde kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemi içerisine girdiği, dava konusu “www…com” alan adı ve “www…com/tr” URL adresinin davalıya ait olmadığı, dava dışı “…” şirketine ait olduğunun yaptırılan bilirkişi incelemelerinden anlaşılması nedeniyle, bu alan adı ve URL adresi üzerinde davalı şirketin hak sahipliği sıfatı bulunmadığından, alan adının iptali talebinin husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği, davacılar vekili tarafından, davalının kiralama hizmetlerinin davacıya devri talep edilmişse de, söz konusu hizmetlerin kendisinin marka hakkı ihlali ya da haksız rekabet oluşturmadığı, bu hizmetlerin davacı markası ile iltibas oluşturacak şekilde markasal kullanımının marka hakkı ihlali veya haksız rekabet oluşturduğu, söz konusu ihlal nedeniyle tazminat istemlerinde bulunulabilirse de, uyuşmazlığın özünü oluşturmayan tanıtıcı işaretten bağımsız davalının verdiği hizmetlerin devri talebinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; davalının, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunduğunun tespitine, bu durumun önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının, davacıya ait “…” markası ile iltibas oluşturacak derecede benzer herhangi bir işareti her türlü yayın, ilan, reklam ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, türkiye’de kullanmasının önlenmesine, toplatma ve imha taleplerinin reddine, davalının kiralama hizmetlerinin davacıya devri talebinin reddine, davalının, … markasını kullandığı alan adının iptali talebinin husumet yokluğu nedeni ile reddine, hükmün kesinleşmesi halinde, masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle, türkiye çapında yayınlanan ulusal gazetelerden birinde, hüküm özetinin ilan edilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” veya “…” markalarının müvekkili şirket tarafından kullanıldığının ispat edilemediğini, dava konusu web sitesinin dava dışı …. firmasına ait olduğunu, müvekkili şirketle tüzel kişiliklerinin, ortaklıklarının birbirinden tamamen farklı bulunduğunu, bu kullanımların müvekkili şirketin kontrolünde de olmadığını, müvekkili şirkete ait işyerlerinde “…” ve “…” ibarelerinin veya benzerlerinin hiçbir suretle kullanımına rastlanmadığını, diğer yandan … Ltd.’nin eskiye dayalı markasal kullanım nedeniyle üstün hakka sahip bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hakkına teçavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Marka hakkına tecavüz SMK’nın 29. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında marka hakkına tecavüz sayılan fiiller belirlenmiştir. Bunlara göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek ve markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ve marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek marka hakkına tecavüz sayılan fiiller olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı taraf markasına davalı tarafça bir tecavüz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre, davacı adına … sayılı “Şekil+…” ibareli markanın tescilli olduğu, davacı tarafça tecavüz iddiasına konu olan davalı kullanımlarına ilişkin delillerin incelenmesinde de, bu kullanımların “www…com” alan adı altında yer alan internet sitesinin “www…com/tr” hesabı altında açılan Türkçe sayfaya ait bir görsel olduğu, ancak bu adresin dava dışı “….” adına kayıtlı olduğu belirlenmiştir.
Her ne kadar, “…” şeklindeki markanın söz konusu sitede kullanılmakta olduğu, davacı adına tescilli olan … sayılı “…” markasının tescil kapsamında “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri” bulunduğu, “www…com/tr” sayfasında yer alan kullanıma konu hizmetlerin ise “emlak kiralama ve danışmanlığı hizmeti” olduğu, dava konusu kullanımlarla davacı markası arasında kavramsal, işitsel ve görsel yönlerden benzerlik bulunduğu belirlenmiş ise de, az önce de belirlendiği üzere dava konusu internet sitesinin davalı adına kayıtlı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu internet sitesinin davalıya ait olmadığının belirlendiği, davalı şirketin internet adresi dışında herhangi bir mecrada bu markayı kullandığı iddiasının da dosya kapsamında bulunan delillere göre ispat edilemediği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi kanaat ile davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/10/2020 tarih ve 2019/121 E. – 2020/265 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90,TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 152,20‬.TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil etttiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 250,00 TL bilirkişi ücreti, istinaf aşamasında 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 412,1‬0 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
8-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip