Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/425 E. 2023/73 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/425 – 2023/73
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/425
KARAR NO : 2023/73
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/213 E. – 2020/117 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/07/2020 tarih ve 2019/213 E. – 2020/117 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı gerçek kişinin 10.09.2018 tarihinde … sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli “…” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili Şirketin İskenderun merkezli olarak kurulduğunu, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde şubelerinin olduğunu, Türkiye’nin en büyük fast food zincirlerinden biri olduğunu, müvekkiline ait “…” markasının Türkiye genelinde tanınmış bir marka haline geldiğini, davalı yanca bu tanınmışlığın kullanılarak tescil alınmak istendiğini, “…” markasının 30. ve 43. sınıflarda tescil edildiğini ve 07.02.2006 tarihinden itibaren hukuki koruma altında olduğunu, davalı markası ile müvekkili markaları arasında bir harfin farklı bulunduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, ek olarak “…” ibaresinin müvekkili Şirketin ticaret unvanında da yer aldığını, bu ibarenin ticaret unvanının ayırt edici unsuru olduğunu ve bu nedenle de başvurunun tescilinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-6787 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı… vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, iş yerini “…” markası ile kurduğunu, bu markayı 2 senedir kullandığını, dava konusu başvurunun, logosu, yazı karakteri ve renkleri itibariyle davacı markalarından farklı olduğunu, işletmesinin bulunduğu sınırlar içerisinde “…” markası ile faal olan herhangi bir işletme bulunmadığını, markalar arasında benzerliğin söz konusu olmadığını, kullanımının herhangi bir kötü niyet içermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacı markaları arasında, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği 43. sınıf bakımından emtia benzerliği bulunduğu, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacı markalarının ise genel olarak “…” esas unsurlu bulundukları, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerliğin olduğu, davacıya ait “…” ibareli markaların anlamsal karşılığı bulunmayan ayırt ediciliği yüksek bir ibare olmasının iltibas tehlikesini arttırıcı bir unsur olacağı, zira davalı şahsa ait “…” ibareli markanın, davacıya ait itiraza mesnet markalar ile gerek başlangıç kısmında gerekse son kısmında müşterek harfler içermeleri nedeniyle iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olduklarının söylenebileceği, bir kısım tüketicinin markaların farklı ticari kökenlerinin bulunduğunu idrak etmelerine rağmen, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebilecekleri, belirtilen nedenlerle somut olayda SMK’nın 6/1. maddesi hükmü bağlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 2019-M-6787 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı… vekili, başvuruya konu işaret ile davacının itirazına mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanmadığını, davalı adına tescili talep edilen işaretin, şekil ve yazı unsurlarından oluştuğunu, “İ” ve “A” harflerinden kaynaklı farklılık, “O” harfinin karakterize niteliği ile başvuruya konu işarette yer alan diğer sözcük unsurları dikkate alındığında, başvuruya konu işaret ile davacı markaları arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, dava konusu başvurusu ile davacı markalarının karıştırılabilecek anlamsal, işitsel, algısal benzerlik taşımaması ve işletme-marka kompozisyonu bakımından herhangi bir çağrışımda bulunmaması nedenleriyle markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini kararının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca nihai tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin, sadece harf ve/veya rakamlardan oluşan bir yazı olarak değil, bütüncül değerlendirme yapılarak, markayı belirleyen logo, kullanılan renkler, personel üniforma ve ekipman tasarımları, yazı karakteri gibi unsurlarla birlikte belirlenmesinin gerektiğini, buna göre markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda yer alan “…” ibarelerinin ayırt ediciliğe katkılarının olmadığı ve başvurunun asli unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin de davacının ayırt ediciliği yüksek olan “…” ibareli markalarına, karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzer bulunduğu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı anlaşılmakla, davalı … vekili ile davalı …’in istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı …’in istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.