Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/420 – 2023/423
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/420
KARAR NO : 2023/423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020
NUMARASI : 2019/189 E. – 2020/388 K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : FSEK’e Dayalı Maddi ve Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/11/2020 tarih ve 2019/189 Esas – 2020/388 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin tatil için davalının işlettiği tatil köyüne gittiğini, müvekkilinin, havuzda olduğu sırada izni olmaksızın videosunun çekildiğini ve bu videonun ticari amaçla davalının tanıtım videolarında kullanıldığını, facebook sayfalarında yayınlandığını, yayınlanan görüntünün tatil köyünün gösterilmesi vs. hususlara hizmet etmeyecek biçimde kayda alındığını, müvekkilinin göründüğü 5 saniyelik kısımda adeta bir reklam filmi gibi yakın çekim yapıldığını, yalnızca müvekkilinin gösterildiğini, bu hususların tamamının mahkeme eliyle tespit edildiğini, tespit işleminin ardından videoların kaldırılması ve müvekkiline tazminat ödenmesi hususunda davalı şirkete 04.06.2018 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarname üzerine videoların 06.06.2018 tarihinde kaldırıldığını, söz konusu davalı eyleminin 5846 sayılı Kanuna açıkça aykırı olduğunu, müvekkiline karşı gerçekleştirilen haksız eylemin müvekkilinin onur, şeref ve saygınlığını zedelediğini ileri sürerek, şimdilik 100,00 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ile delil tespiti ve ihtarname giderlerinin 06.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, maddi tazminat talebini 3.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davaya konu olay ile ilgili olarak davacı tarafından suç duyurusunda bulunulması üzerine cumhuriyet savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, davacı iddialarında bahsi geçen facebook sayfalarının ve videoların müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, dava konusu görüntünün ne şekilde ve hangi amaçla çekildiğinin bilinmediğini, dolayısıyla müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ihtilaf konusu davalı firmanın tesislerinin tanıtımı ve reklamını konu olan video görüntülerinde yer alan davacıya ait görüntünün FSEK kapsamında eser olmadığı, esasen bu yönde bir iddianın da ileri sürülmediği, FSEK’in 83 ve devamı maddeleri uyarınca “İşaret, resim, ses , fotoğraf, video ve benzeri görüntülerin” eser olmasalar bile haksız rekabet hükümlerine göre korunacağı, davacı tarafın davalıya ait tesisin havuzunda yüzdüğü sırada video görüntülerinin alındığı, video görüntüsünü çeken açısından görüntünün eser olup olmadığından ziyade görüntü içinde tasvir edilenin, yani görüntüde yer alan kişinin (davacının) durumuna bakıldığında bu kişinin çekime izin verip vermediğinin önem kazandığı, davacı tarafın bu çekime ve bilahare görüntünün internet veya TV haber ortamında yayımına izin vermediğini, davalının davacının iznini aldığını ispat edemediği, bir kişinin video görüntüsü, fotoğrafı veya resminin MK’nın 24. ve 25. maddelerine göre kişilik hakkı kapsamında korunması gerektiği, kişilik hakkına yönelik yapılan saldırının aynı zamanda BK’nın 49 ve devamı maddelerine göre haksız fiil olarak da sayıldığı, fotoğraf veya video görüntüsünün FSEK kapsamında eser sayılmasa bile Kanunun 84-86. maddelerine göre haksız rekabet hükümlerine göre korunduğu, davacının görüntülerinin “…” ve “…” isimli facebook sayfalarında, davalı Şirkete ait termal tesisin tanıtımını ve reklamını yapmak amacıyla yayınlandığı, dolayısıyla ticari kar amacı taşıdığı ve umuma arz edildiği, davalı vekili tarafından söz konusu görüntülerin kendileri ile bir ilgisi olmadığı, adı geçen web sayfalarının şirketleri ile bir ilgisinin olmadığı savunulmuş ise de dava konusu web sayfalarında davalıya ait termal tesislerin tanıtımının yapıldığı, bununla birlikte davacının görüntülerinin davalıya ait termal tesiste konakladığı süre içinde çekildiği ve tesisin tanıtımı için kullanıldığı, dava konusu web sayfalarının davalı şirketle ilgili ve ilişkili olduğu, davacının tatil amacıyla gidip ücretini ödediği ve konakladığı tesiste havuzda bulunduğu esnada izin alınmadan kişilik hakkı kapsamında özel görüntüsünün video haline getirilip çekilmesi ve yine izin alınmadan internet ortamında veya yerel TV kanalında ticari amaçla tanıtım, reklam aracı olarak yayımında haksız fiil ve haksız rekabet oluşturacak şekilde hak ihlali oluştuğu, davacı iddiasının kanıtlandığı, dava konusu görüntülerin yayınlanması nedeniyle davacının 3.000 TL talep edebileceği, manevi tazminat talebinin de yerinde görüldüğü, 20.000 TL manevi tazminatın somut olayın özelliklerine uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 3.000 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 06/06/2018 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ihtarname masrafı olan 240,39 TL ile delil tespiti gideri 728,20 TL masrafın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkemenin 20.000,00 TL’lik manevi tazminat miktarı üzerinden 4.190,00 TL vekalet ücretine hükmederek hatalı hüküm kurduğunu, mahkemenin yeterli inceleme yapmadan, dosyaya sunulan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazları dikkate almadan hüküm kurduğunu, Facebook adlı sosyal medyada bulunan hesapların müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkili tarafından da yönetilmediğini, müvekkili Şirketin resmi sosyal medya hesaplarında ise hiçbir zaman söz konusu görüntülerin paylaşılmadığını, söz konusu hesapların müvekkiline ait olduğunu kanıtlar nitelikte hiçbir delilin dosyaya sunulmadığını, müvekkilinin ismi söz konusu hesaplarda geçtiği için bu hesapların müvekkili ile alakalı hesaplar olduğu yönünde yorum yapıldığını, söz konusu videoların yayınlanmasında ve görüntülenmesinde müvekkilinin herhangi bir dahlinin ve kusurunun bulunmadığını, şirket yöneticisi …’ın …’de katılmış olduğu programda da arka fonda yayınlanan görüntülerden öncesinde haberdar edilmediğini, söz konusu görüntülerin internetten alelade bulunmuş görüntüler olduğunu, görüntülerin incelenmesi halinde, davacının çevresinde küçük düşmesine, onur, şeref ve saygınlığının zedelenmesine sebebiyet verecek görüntüler olmadığının da görüleceğini, davacının uğradığını iddia ettiği zarar ile bu zarar karşılığında hükmedilen manevi tazminat arasında ölçülülük ilkesinin zedelendiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :1-Dava, FSEK’e dayalı hak ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının, davalıya ait tatil köyünde konakladığı, havuzda olduğu sırada video kaydının alındığı, bu videonun, davacının izni olmaksızın facebook adlı sosyal medya platformunda ve yerel bir televizyonda yayınlandığı, bu durumun FSEK’in 86. maddesine aykırı bulunduğu, dolayısıyla davacının haksız rekabet hükümlerine göre maddi tazminat ve TBK’nın 49. maddesine göre manevi tazminat talep edebileceği, her ne kadar davalı tarafça söz konusu facebook hesabının kendilerine ait olmadığı savunulmuş ise da ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere davacının görüntülerinin, davalıya ait tatil köyünde iken çekildiği, ayrıca söz konusu facebook hesabında davalıya ait tesislerin reklamının ve tanıtımının yapıldığı gözetildiğinde bu savunmanın yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini, yaşama keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygusal sarsıntılar ve/veya fiziksel acılardır (Oğuzman, M. Kemal, Özer Seliçi, Şaibe Oktay Özdemir: Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 8.bası, İstanbul, Filiz Kitabevi, 2005, sayfa:167). Manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir.
Somut olayda, davacının, davalıya ait tesiste bulunan havuzda iken çekilen videosunun beş saniyelik kısmının facebook hesabında ve bir yerel TV kanalında yayınlandığı, yayınlanan videonun uzunluğu ve yayınlandığı mecralar, eylemin gerçekleşme tarihi ve paranın o tarihteki satın alma gücü gözetildiğinde ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminatın yüksek olduğu kanaatine varılmış, yukarıda açıklanan kriterler çerçevesinde 5.000 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun bulunduğu kabul edilmiş ve bu miktar hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, HMK’nın 323/1-ç maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan delil tespiti ile ihtarname çekilmesi için yapılan giderlere, yapıldıkları tarihlerden itibaren faiz işletilmesi de doğru olmamış, ilk derece mahkemesi kararı bu yönden de yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 11/11/2020 gün ve 2019/189 Esas – 2020/388 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABUL ile 3.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın 06/06/2018 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminatta fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 546,48 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 359,80 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 49,53 TL’nin mahsubu ile kalan 137,15 TL bakiye karar harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan kabul edilen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerinin 13/1 maddesine göre belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebi yönünden; davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerinin 10/1 maddesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının reddedilen manevi tazminat talebi yönünden yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 2.400,00 TL bilirkişi masrafı ile 36,20 TL tebligat ve posta masrafı, ihtarname masrafı 240,39 TL, değişik iş dosyasında yapılan masraf olan 728,20 TL olmak üzere toplam 3.404,79 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.184,19 TL’ye, 44,40 TL başvurma harcı, 359,80 TL peşin harç, 49,53 TL tamamlama harcı tutarı eklenerek oluşan 1.637,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılmış herhangi bir masraf olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edildiğinden istinaf aşamasında yatırılan 397,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
12-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 32,50 TL posta masrafı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 182,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 119,09 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/03/2023 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.