Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/418 E. 2023/381 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/418 – 2023/381
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/418
KARAR NO : 2023/381
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
NUMARASI : 2019/374 E. – 2020/301 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/11/2020 tarih ve 2019/374 E. – 2020/301 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili firmanın 1989 yılından beri tekstil sektöründe özellikle eşarp, şal, fular ve baş giyisileri alanında “…” ana markaları ile faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanlarında … ve … markalarını Türkiye’de ve dünyada tanıtıp maruf hale getirenin müvekkili firma olduğunu, müvekkilinin eşarp, şal, fular ve baş giysileri gibi kendi faaliyet alanlarında ve kendi adına tescilli markaları ile üretimini yaptığı ürünlerin toptan ve perakende satışını yaptığını, bu kapsamda dava konusu… sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirketin adına tescilli “…” ibareleri markalara dayalı olarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca kabul edilerek müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, müvekkilince bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, davalı Kurumun müvekkili firmanın kendi faaliyet alanı olan “Eşarplar, Şallar, Fularlar ve Baş Giyisileri” emtiaları yönünden mağazacılık yapma hakkını ihtiva eden 35. sınıf başvurusunu reddetmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, YİDK kararında da açıkça belli olduğu gibi davalı firmanın müvekkil firma emtiaları yönünde herhangi bir kullanımlarının bulunmadığını, esasen davalı firmanın 35. sınıfta müvekkili firmanın emtiasını kapsayan herhangi bir tescilinin de olmadığını, müvekkilinin “…” markasını eşarp, şal, fular ve baş giysileri emtiaları yönünden 1992 yılından beri kullandığını, müvekkilinin uzun yıllardır bu emtia yönünden yaygın faaliyet göstermesi nedeni ile başka emtia üzerinde tescilli davalı firma markaları ile iltibasa neden olmayacağını, bu yönüyle müvekkili firmanın belirtilen emtia yönünden kazanılmış hakkının bulunduğunu, davalı Şirketin faaliyet alanı ile müvekkilinin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, her iki firma markaları arasında iltibas oluşmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, 2019-M-9143 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu başvurunun 35/5. sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için eşarp, şal, bandana, fular mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında, tescilin reddine karar verilen mal ve hizmetler bakımından benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraf markalarının bütün olarak görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, markaların esas unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu ve bu ibarenin karşılaştırılan markalarda ortak olarak bulunduğu, davaya konu hizmetlerin “eşarp, şal, bandana, fular” emtiasının perakendeciliğine ilişkin olduğu, söz konusu hizmetlerin “eşarp, şal, bandana, fular” emtiası haricindeki giysi emtiası ile birlikte aynı yerlerde, aynı tüketici kesimine hitaben yerine getirilebildiği, bu nedenle davacı marka işlem dosyasında bir kısım itiraza mesnet markaların salt “eşarp, şal, bandana, fular emtiaları üretimi ve satışı için” kullanmama def’inde bulunmuşsa da, bu emtia haricindeki diğer giyim emtiası ve bu emtianın pazarlanması hizmetleri bakımından kullanmama def’inde bulunmadığından, bu markaların da SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas incelemesinde dikkate alınabileceği, redde mesnet alınan bir kısım markaların tescil tarihi ile dava konusu marka başvuru tarihinde en az beş yıllık süre dolmadığından söz konusu markaların spesifikleştirilen “eşarp, şal, bandana, fular emtiaları üretimi ve satışı için” dahi kullanmama def’ine konu olamayacağı, SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacının müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” markaları ile eşarp, şal, fular gibi ürünlerin üretimini ve satışını yaptığını, redde mesnet teşkil eden markaların eşarp, şal ve fular gibi ürünler yönünden kullanılmamasına rağmen mahkemece davanın reddine karar verildiğini, halbuki redde mesnet teşkil eden markaların sahibi davalı Şirketin tescili talep edilen ürünler yönünden her hangi bir faaliyetinin bulunmadığını, 24. ve 25. sınıflarda müvekkili adına tescilli “…” ibareli markaların olduğunu, dava konusu başvuru ile de bu ürünler bakımından 35. sınıfta mağazacılık hakkı tanınmasının talep edildiğini, mahkemece bu husus göz önünde bulundurulmadan sanki redde mesnet teşkil eden markaların sahibi firmanın aynı alanda faaliyeti varmış gibi değerlendirmelerde bulunulduğunu, oysa davalı Şirketin “fularlar, şallar, eşarplar ve baş giysileri” yönünden herhangi bir kullanımı olmadığı gibi bu ürünler yönünden müvekkili tarafından yoğun kullanım nedeni ile ibareye ayırt edici vasıf kazandırıldığını, dava konusu başvurunun müvekkili adına önceden tescilli markaların serisi niteliğinde bir marka olması nedeni ile de kabul edilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin bu hususu gözetmeden hukuka aykırı karar verdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira markaların asli unsurlarının aynı olduğu, her ne kadar davacı tarafından davalının redde mesnet markalarının kullanılmadığı ileri sürülmüş ise de redde mesnet … sayılı markaların tescil tarihleri ile dava konusu başvuru tarihi arasında beş yıllık süre geçmediğinden bu markalara karşı kullanmama savunmasında bulunulmasının mümkün olmadığı, davacı yararına müktesep hak koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 24/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2023

Başkan

Üye
Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.