Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/413 E. 2023/398 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/413
KARAR NO : 2023/398
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : 2019/279 E. – 2020/330 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/10/2020 tarih ve 2019/279 E. – 2020/330 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … numaralı ve “…” ibareli markanın 30 ve 35. sınıflarda tescili için yaptığı başvurunun davalı şirketin “… …” esas unsurlu markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…” ibaresini davalı şirketten önce tescil ettirdiğini ve 1998 yılından bu yana da kullanmakta olduğunu, söz konumu kararla müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarının hiçe sayıldığını, itiraza mesnet tüm markalara müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve itiraz üzerine başvuruların reddedildiğini, kararın müvekkilinin markaları hakkında verilen önceki kararlarla çeliştiğini, dava konusu başvurunun seri marka kapsamında olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 19.04.2019 tarih ve 2019-M-3507 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, taraf markalarının benzer olduğunu, aynı/benzer emtiaları kapsadıklarını, başvurunun halk nezdinde karıştırılma ihtimaline sebebiyet vereceğini, başvurunun müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ve serisi olarak algılanacağını, davacının başvurusunun önceki markalarından uzaklaştığını ve kötü niyetli olarak yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “…” ibareli marka başvurusu ile davalının “…” ibareli tescilli markasıarasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markada da asli unsurun “…” ibaresi olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 30. sınıftaki mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “…” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “…” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki markada yanılgı yaşayabileceği, ortalama düzeydeki tüketicilerde yargılama konusu 30. sınıftaki mallarda başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısının oluşabileceği, yani tüketicilerin markaları karıştırabileceği, SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, davacı taraf önceki markalarına dayalı müktesep hak iddia etmiş ise de bunlardan … ve … sayılı markaların kapsamında dava konusu emtiaların bulunmadığı, … sayılı marka kapsamında dava konusu emtiaların bulunduğu, ancak markanın görsel olarak farklı olduğu, kapsamında dondurmalar ve yenilebilir buzlar bulunan … sayılı markanın ise 23.07.2014 tarihinde tescil edildiği, müktesep hak koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin markasının davalının markasına yakınlaştığından bahsedilemeyeceğini, markalar arasındaki tek benzerliğin “…” ibaresi olduğunu, bu ibare üzerinde de müvekkilinin müktesep hakkının bulunduğunu, müvekkilinin … numaralı önceki markasının varlığında başvurunun reddinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müktesep hak kapsamında dayandıkları markalara karşı bugüne kadar açılmış dava bulunmadığını, davanın “…” ibareli tescilli bir markasının bulunmadığını, bu ibarenin … tescil numarası ile müvekkili adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her iki taraf markasında da asli unsurun “…” ibaresi olduğu, diğer ibarelerin tali nitelikte bulunduğu, taraf markaları aynı/benzer emtialarda kullanıldıklarında aralarında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, öte yandan davacının eski tarihli markalarının müktesep hak şartlarını sağlamadığı, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 24/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip