Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/412 E. 2023/71 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/412
KARAR NO : 2023/71
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2020
NUMARASI : 2019/262 E. – 2020/451 K.

DAVACILAR : 1-…
2-… – …-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-…-…

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü, İnternet Sitesinin Kapatılması

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/12/2020 tarih ve 2019/262 Esas – 2020/451 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, müvekkili … adına … sayılı ve “…” ibareli tescilli markaların bulunduğunu, diğer müvekkili Şirketin ise bu markaların kullanım hakkını 16.05.2018 tarihli şirket kararı ile devraldığını, müvekkili Şirketin emlak sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalılardan … adına tescilli … sayılı “…” ibareli markaların bulunduğunu, 2018 yılında “www…com” adlı internet sitesini kurması üzerine müvekkilinin davalı markalarından haberdar olduğunu, müvekkili markalarının 2000 yılından beri tescilli bulunduğunu, müvekkilinin faaliyet gösterdiği alanlar dahilinde, ilgili tüketici kesimi tarafından Türkiye’nin önemli bir kısmında tanındığını, davalı kişi adına tescilli markanın, müvekkiline ait marka ile benzer olduğunu, farklı bir marka olmadığını, müvekkilinin markasının baskın unsuru olan … ibaresi ile davaya konu markanın baskın unsurunun fonetik ve logo olarak birebir aynı bulunduğunu, bu durumun iltibasa neden olduğunu, müvekkilinin çok sayıda … ibareli markası olduğundan söz konusu markaların seri marka olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu markaların, müvekkili markalarının ulaştığı tanınmışlık düzeyinden haksız yarar sağladıklarını, müvekkiline ait markaların itibarının zedelenebileceğini ya da ayırt edici niteliğinin zarar görebileceğini, davalının, müvekkilinin markalarının kullanım biçimini taklit etmek suretiyle haksız yarar sağlamayı amaçladığını, bu durumun davalının tescil sırasındaki kötü niyetini gösterdiğini ileri sürerek, davalı … adına tescilli … sayılı markaların hükümsüzlüğüne, www…com adlı internet sitesinin kapatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının … sayılı markalarının, müvekkilinin … sayılı markasından sonra tescil edildiklerini, dolayısıyla bu markaların müvekkilinin … sayılı markası yönünden değerlendirmeye alınmasının mümkün olmadığını, müvekkili markaları ile davacı markaları arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerliğin söz konusu bulunmadığını, iki markanın şeklen birbirinden tamamen farklı olduğunu, davacı yana ait markanın tanınmış marka vasfında bulunmadığını, müvekkilinin marka başvurusunun iyi niyetli olduğunu, aksinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacının hükümsüzlük davası açma hakkının düştüğünü, davacının 5 yılı aşkın süredir kötü niyetli olarak sessiz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece, davacının … sayılı “Şekil+… …” ve … sayılı “…” ibareli markasıyla davalının … sayılı “Şekil+… …” ve … sayılı “Şekil+…” ibareli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, hedef kitle açısından iltibas ve benzerlik oluşmadığından davalı taraf markası ile davacı taraf markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulan markalar algısı da oluşmayacağı, bu açıdan taraf marka işaretleri arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığından, davalı tarafın markası kapsamında kullandığı www…com adlı alan adının da davacı markaları ile iltibas oluşturmadığı, taraf marka işaretleri ve davalının alan adı kullanımı benzemediğinden SMK’nın 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun da gerçekleşmediği, dava konusu markalar açısından kötü niyetli başvuru yapıldığı veya TTK’nın 54. ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, davalının eylemlerinin, müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarını ihlal ettiğini, 35. sınıfta tescilli davalı logosunun 36. sınıf hizmetlerde tescilli gibi kullanıldığını, taraf markaları arasında ayniyet söz konusu olduğundan SMK’nın 6/1 maddesindeki hükümsüzlük sebebinin somut olayda gerçekleştiğini, taraf markalarının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu ve bu ibarenin “gayrimenkul işleri ve komisyonculuğu hizmetleri” yönünden ayırt ediciliğinin yüksek seviyede bulunduğunu, davalının haksız olarak markadan yararlandığını, davalının markasını kullanımının haksız rekabete yol açtığını, müvekkiline ait seri markaların ilkinin, davalı yandan önce tescil edildiğini, davalı adına tescil edilen ilk marka 2006 tarihli olup, müvekkilinin ilk tescili bu marka arasında geçen 6 yılda müvekkili markasının tanınmışlık düzeyine ulaştığını, davalının marka kullanımının kötü niyetli olup hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, eksik tahkikat yapılarak müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, marka hükümsüzlüğü ve internet sitesinin kapsatılması istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, peşin harç yatırılmaksızın açılmış olup, yargılama aşamasında da dava açılırken yatırılması gereken peşin harç ikmal ettirilmemiştir. Harçlar Kanunu 27. maddesine göre maktu harçların ilgili bulunduğu işlemin yapılmasından önce peşin olarak ödenmesi gerekmektedir. Aynı maddenin son fıkrasında da, harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun’un 32. maddesine göre de yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Mahkemece anılan madde hükümleri gözetilerek, davacı tarafa başvurma harcı ile karar ve ilam harcının yatırılması için kesin süre verilerek, verilen kesin süre içinde harcın tamamlanması halinde yargılamaya devam olunarak esas hakkında hüküm kurulması, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılarak üç ay içinde yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken harç yatırılmadığı halde yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 07/12/2020 gün ve 2019/262 Esas – 2020/451 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yer mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip