Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/400 E. 2023/44 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/400 – 2023/44
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/400
KARAR NO : 2023/44
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2020
NUMARASI : 2019/154 E. – 2020/172 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının iptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/09/2020 tarih ve 2019/154 E. – 2020/172 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin, şirketler bünyesinde yer alan … firmasının logosunu içeren “…” markasını … tescil numarası ile 35, 37, 39 ve 40. sınıflarda tescil ettirdiğini, davalı tarafın … sayılı “…” şeklindeki başvurusunun müvekkilinin markası ile iltibas yaratabilecek düzeyde benzer olduğunu, başvuruya yaptıkları itiraz üzerine davalı kurum Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan inceleme neticesinde itiraza gerekçe gösterilen … sayılı “…” markası ile davalı şirket markasının benzer oldukları tespit edilerek başvuru kapsamından 40. sınıf altında yer alan hizmetlerin bir kısmının çıkartıldığını, karara itirazları üzerine davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından “40 sınıf: Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri” yönünden de başvurunun reddedildiğini, bu kararın hatalı olduğunu, markaların görsel açıdan çok benzer olduklarını ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, her iki markada da “…” kelimesinin ön ses olarak yer aldığını, başvuru kapsamında kalan hizmetler bakımından da markaların karıştırılması tehlikesinin bulunacağını, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, 2019-M-7230 sayılı YİDK kararının itirazlarının reddi bakımından iptaline, davaya konu … sayılı markanın tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, markaların görsel açıdan birbirlerinden farklı ve ayırt edilebilir olduklarını, markaların işitsel olarak da birbirlerinden farklı olduklarını, yine anlamsal olarak da müvekkili markasındaki “…” ibaresinin müvekkili şirket unvanı olan “…” kelimesinin kısaltması olduğunu, davacı şirketin müvekkili başvurusunun kötü niyetli olduğu yönündeki iddiasını ispatlayamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın tescili kapsamında YİDK kararı sonrasında kalan ve davaya konu edilen emtiaların “40. sınıf: Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri.” oldukları, başvuru kapsamındaki “sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri” ile davacı yanın önceki tarihli markasındaki “enerji üretimi hizmetleri” arasında doğrudan bir ilişki bulunduğu, zira sıvı, gaz, kimyasal maddelerin işlenmesi faaliyetinin aynı zamanda enerji üretimi gerçekleştirilen santrallerce de yapıldığı, dolayısıyla bu iki hizmetin birbirini tamamlayan, birbirinin bütünleyicisi hizmetler oldukları ve çoğu zaman aynı iktisadi teşebbüslerce de verildiği; başvuru kapsamındaki “baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri” ile davacı yanın markasındaki “Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri (Banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri dahil).” nin de yine birbiri ile benzer nitelikteki hizmetler oldukları, başvurudaki “baskı hizmetleri”nin kapsamı sınırlandırılmadığından kitap, dergi, gazete vb. yazılı yayınların akla gelebileceği gibi fotografik ürünlerin de bu kapsamda değerlendirilebileceği; yine “plastik işleme hizmetleri” de davacı markalarında yer alan “ahşap ve kereste işleme hizmetleri”, “adi metalleri işleme hizmetleri”, “değerli metallerin işlenmesi hizmetleri” gibi hizmetler ile benzer şekilde ve fakat bir başka malzeme türüyle yapılan bir işleme hizmeti olup, ticaret hayatında bu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların genelde ahşap, plastik, metal olmayan malzemeler gibi malzemelerin işlemelerini bir arada yapabildikleri, bu bağlamda anılan hizmetler arasında da benzer bir ilişki bulunduğu; başvuru kapsamında kalan “Kağıdın işlenmesi” hizmetinin ise kağıt üretim ve geri dönüşüm süreçlerini kapsayan bir hizmet olduğu, davacı yan markalarında bu kapsamda bir hizmet bulunmadığı, davacı markalarındaki hizmetler ile de bahsi geçen bu hizmetin doğrudan ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı, nitekim 13/08/2020 havale tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan heyet içerisinde baskı sektörü ile hemhal matbaa işletmecisi bulunan ve teknik değerlendirmeler barındıran bilirkişi raporunda da “Kağıdın işlenmesi” hizmetinin bu şekilde tanımlandığı; dava konusu markada da “…” şeklindeki ibarenin ön plana çıktığı, her ne kadar, davalı başvurusu sahibi firma dava konusu markanın “… …” şeklinde amaçlanarak oluşturulduğunu ifade etmekte ise de soldan sağa okuma ilkesi uyarınca ve dava konusu markanın yazılış tercihi/biçimi/mizanpajı doğrultusunda, tüketicinin söz konusu marka ile ilk karşılaşmasında markayı “…” şeklinde algılama ihtimalinin “… …” şeklinde algılama ihtimalinden daha yüksek olduğu, zira “…” ve “…” kelimelerini birbirinden somut olarak ayırmadığı, her iki çağrışımın bire bir aynı olduğu, bu bağlamda markaları oluşturan işaretler arasında özellikle kavramsal olarak yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, bu benzerliğin görsel ve işitsel benzerliğe de sirayet ettiği, davacıya ait önceki tarihli markayı gören, bu markalı hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin, davaya konu marka ile karşılaştığında, markaları oluşturan işaretlerin yüksek düzeyde benzerliği nedeniyle, dava konusu markanın davacıya ait “…” markasının serisi bir marka olduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, davacı markalarının tanınmış olduğunun söylenemeyeceği, kötü niyetin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; “Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri.” hizmetleri bakımından 2019-M-7230 sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İptaline, dava konusu … sayılı markanın “Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri.” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak iltibas yaratacak derecede benzediğini, başvuruda da müvekkilinin itiraza mesnet markasındaki gibi elips şeklinin bulunduğunu, davalı şirketin markasını müvekkilinin markası akla gelecek şekilde kurguladığını, “kağıdın işlenmesi hizmetleri” yönünden dava kısmen reddedilmiş ise de kağıdın işlenmesinin kağıt üretimi ve geri dönüşüm ile sınırlı olmadığını, baskı hizmetlerini de kapsadığını, kaldı ki müvekkili şirketin … tescil sayılı “… …”, …” ibareli markaları ile bu alanda da faaliyet gösterdiğini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını, başvurunun tüm sınıflarda reddinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, benzer hizmetlerin başvurunun kapsamından çıkartıldığını, tanınmışlık koşullarının oluşmadığını, kötü niyetin ispatlanamadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markalarının farklı olduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, gerekçeli kararda görünürde bir gerekçe yaratıldığını, rapordaki hatalı değerlendirmenin sorgulanmadığını, tarafların farklı şehirlerde hizmet verdiğini, müşterilerin bilinç seviyesinin yüksek olduğunu, marka kapsamındaki hizmetlerin benzer bulunmasının hatalı olduğunu, tacir tüketicilerin basiretli davranması gerektiğini ve markaları karıştırmayacaklarını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK marka kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvuru ile YİDK karar iptali talebi yönünden itiraza mesnet marka arasında SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca yapılan benzerlik değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davalı … ile davalı … … A.Ş.’nin tüm, davacı şirketin sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin hükümsüzlük talebine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; dosya arasında bulunan belgelerin incelenmesinden, davalı şirketin “…” ibaresinin 40. sınıfta (13. alt sınıf hariç olmak üzere 1 ilâ 20. alt sınıflar için) tescili için davalı kuruma başvurduğu, davacı şirketin … nolu “…” ibareli markasını mesnet göstererek başvuruya itiraz ettiği, itiraz üzerine Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından bir kısım hizmetin başvuru kapsamından çıkartıldığı, bu karara vaki itiraz üzerine ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından “malzemelerin montajı hizmetlerinin de başvurudan çıkartılmış ve 12, 18, 19 ve 20. alt sınıflar yönünden başvuruya itirazın kısmen reddedilmiş olduğu, davacının YİDK karar iptali talepli davasını açarken bu kez “… …”, “….” ibareleri markalarını da mesnet göstererek dava konusu markanın hükümsüzlüğünü de talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, dava konusu başvuru markası ile davacının YİDK kararı yönünden itiraza mesnet … sayılı markası arasında iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup taraf vekillerinin istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında, başvuru kapsamında kalan “40. sınıf: Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri.” yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, içerisinde … uzmanı ve matbaa işletmecisi bilirkişilerin de yer aldığı heyet tarafından düzenlenen, denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporda ayrıntılı olarak tartışıldığı üzere, dava konusu YİDK kararı sonrası başvuru kapsamında kalan “kağıdın işlenmesi” dışındaki hizmetlerin davacının itiraza mesnet … sayılı markasının kapsamındaki hizmetlere benzer olduğu, bilirkişilerce yapılan değerlendirmeye başvuru kapsamındaki “sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri” ile davacı yanın önceki tarihli markasındaki “… üretimi hizmetleri” arasında, başvuru kapsamındaki “baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri” ile davacı yanın markasındaki “Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri (Banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri dahil).” arasında ve “plastik işleme hizmetleri” ile de davacı markalarında yer alan “ahşap ve kereste işleme hizmetleri”, “adi metalleri işleme hizmetleri”, “değerli metallerin işlenmesi hizmetleri” arasında benzerlik bulunduğu, YİDK kararının iptali yönünden emtia benzerliğinin bu şekilde gerçekleştiği, bu değerlendirme yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından benzer kabul edilen hizmetlerin hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, öte yandan, hükümsüzlük davası yönünden “kağıdın işlenmesi” hizmetlerinin davacının hükümsüzlük davasına dayanak gösterdiği markaları kapsamlarının mahkemece ve bilirkişi heyetince incelenmediği, ancak “kağıdın işlenmesi” hizmetinin … tescil sayılı “… …” ve diğer markalarının kapsamında yer aldığı, böylece hükümsüzlük davası yönünden başvuru kapsamındaki tüm hizmetler bakımından emtia benzerliği şartının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların marka işaretlerinin karşılaştırılmasına gelince; davacının … sayılı markasının lacivert elips şekli içerisinde “…” ibaresinden oluştuğu, elips şeklinin önce beyaz sonra lacivert çerçeve içinde olduğu; dava konusu başvurunun ise yeşil kare zeminin orta kısmında yer alan “…” ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin beyaz ve yan kısımlardan tamamlanmamış elips içerisinde yer aldığı, tamamlanmamış elips şeklinin sol alt noktasından başlayan çizgi ile sağa doğru birleşik şekilde yazılmış davalı markasındaki “…” ibaresinin altının çizildiği, ibarenin üst kısmında ise sağdan sola doğru “…” harflerinin üzerinin çizilmiş olduğu, bu şekilde oluşturulan başvurunun mahkemece de isabetli şekilde kabul edildiği üzere “…” olarak okunup algılanacağı, bu tespit ve kabule göre davacının YİDK karar iptali talepli davasına mesnet markasıyla benzer olan başvurunun hükümsüzlük davasına mesnet “… …” ibareli markasına da benzer kabul edilmesinin gerektiği zira başvurunun davacının seri markalarından biri olarak algılanabileceği ve markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, taraf markalarını oluşturan işaretler yönünden de SMK’nın 6/1. maddesindeki benzerlik koşulunun oluştuğu anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle; YİDK karar iptali yönünden yerel mahkeme kararında bir isabetsiz bulunmamakta ise de, hükümsüzlük talebi yönünden davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekili ile davalı … … A.Ş.’nin tüm, davacı şirket vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 18/09/2020 gün ve 2019/154 E. – 2020/172 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-YİDK karar iptali talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, “Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri.” hizmetleri bakımından 2019-M-7230 sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Hükümsüzlük talebi yönünden davanın KABULÜ ile dava konusu … sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar … ile davalı … … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 3.600,00-TL bilirkişi ücreti, 318,81-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 32,50-TL tebligat ve posta giderleri toplamından oluşan 4.113,41-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranı 7/8 kabul edilerek 3.599,23 TL’sine 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 3.688,03-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı … … A.Ş. tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan 170,50-TL yargılama giderinin anılan davalı uhdesinde bırakılmasına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.