Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/395 E. 2023/345 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/395 – 2023/345
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/395
KARAR NO : 2023/345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2019/264 E. – 2020/287 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/10/2020 tarih ve 2019/264 E. – 2020/287 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek davalının “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı …Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek derece benzer olduğunu, tescil sınıflarının da aynı/benzer olduğunu, Yargıtay ve yerel mahkemeler tarafından “…” esas unsurlu markaları konu alan bir çok karar bulunduğunu, bunlara dava dosyasına sunduklarını, müvekkili şirkete ait “…” markasının tanınmışlığından faydalanmak isteyen çok sayıda kişi olduğunu, ancak mahkemelerin müvekkili lehine karar vererek bu haksız başvuruların önüne geçtiğini, davaya konu “…” ibareli markanın müvekkili şirkete ait markaların serisi/devamı olarak algılanma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 17.05.2019 tarih ve 2019-M-4462 sayılı kararının iptaline ve tescil edilmesi halinde … sayılı ve “…” ibareli markanın 30 ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin tümü yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin aktarlara toptan ürün veren bir firması olduğunu, taraf markaları arasında işitsel, görsel ve genel izlenim itibariyle hiçbir benzerlik veya iltibasa neden olacak unsur bulunmadığını, markaların aynı ürünleri içermediğini, tüketici kitlesinin de farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı tarafa ait “…” markalarının 29, 30. ve 35. sınıflarda tescilli olduğu, davalı şirket markasının ise 05, 30 ve 35. sınıflarda işlem gördüğü, taraf markalarında 30 ve 35. sınıfların ortak olduğu, davacı taraf markasının hakim ve ortak unsurun “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin ayırt edici niteliği düşük bir ibare olduğu, davalı markasının esas unsurunu ile “…” ibaresinin oluşturduğu, davalı tarafından “…” ibaresine birleşik olarak eklenen “…” ibaresinin davalı markasını farklılaştırdığı, davalı markasını davacı markasından ayrıştırdığı, bu haliyle taraf markalarının SMK kapsamında aynı ve benzer markalar olmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, “…” ibaresinin zayıf marka olarak kabul edilmesinin yerleşik yüksek mahkeme içtihatlarına aykırı olduğunu, taraf markaları arasında iltibas yaratacak ölçüde benzerlik bulunduğunu, tescil sınıflarının benzerliğinin iltibas artıracağını, ortalama tüketici kriterinin yok sayıldığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü ile sicilden Terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda, davacı markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin öne çıkartılmadığı, markanın bir bütün olarak “…” şeklinde algılandığı gibi Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2022 tarihli, 2021/1685 E.-2022/6319 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere “…” ibaresinin sağlıklı, zinde, formda, uygun, vs. anlamlarına geldiği ve gıda maddeleri yönünden ayırt ediciliğinin düşük düzeyde olduğu, buna göre uyuşmazlık konusu gıda malları yönünden tescili istenen dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığının kabulünün gerektiği, marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 09/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.