Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/377 E. 2021/291 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : ….

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI : …
…..

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz.

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/12/2020 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili müvekkilinin ….. mukim, 1980’li yılların başında kurulduğunu, hazır makarna ve noodle üretimi ve pazarlaması alanında dünya çapında 80’den fazla ülkede ürünleri satışa sunulan ülkede faaliyet gösteren, saygın ve köklü bir şirket olduğunu, müvekkili şirkete ait …. tarafından yıllardır üst üste “… ….” markasının dünya çapında 100’den fazla ülkede tescilli olduğunu, ülkemizde de 29, 30, 31 ve 35. sınıflarda yer alan emtia için,….” markası veya benzeri bir ibarenin üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılması veya üretilmesinin müvekkili firmanın ….. koruma altına alınan markasal haklarının ve tekel hakkının ihlali sonucunu doğuracağını, davalı ….müvekkiline ait tescilli, …..” ibareli, müvekkili markalarının da tescilli olduğu 30. sınıfta yer alan ürünlerden “….” ürünleri üzerinde, izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullanmak ve satışını gerçekleştirmek suretiyle müvekkilinin markasal haklarına tecavüz ettiğini, bununla birlikte davaya konu ürün paketlerinde yer alan işletme kayıt numarasının incelenmesi neticesinde, bir diğer davalı olan,…. de eliyle, davaya konu bu ürünlerin üretimini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin tescilli markasına karşı gerçekleştirilen tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve giderilmesi ile davalıların haksız eylemlerine son verilerek “….” ibaresini taşıyan tüm ürünlerin vs. tanıtım araçlarının toplatılması, bu ibarenin her türlü ürün, tanıtım aracından çıkartılması, bunun imkansız olması halinde bunların imhası, üretildiği tespit edilen ürünlerin piyasaya ve satışa sürülmesi tehlikesini engellemek amacıyla, davaya konu ürünlere ihtiyati tedbir kapsamında el konularak adli emanette muhafaza altına alınmasını yahut bir yediemine tevdii edilmesi ile dava sonuçlanıncaya kadar davaya konu “…. markalı ürünlerin üretiminin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. ile müvekkili firma arasında makarna üretimi konusunda fason üretim sözleşmesi imzalandığını, davalı …. tarafından yapılan anlaşma gereğince üretilen makarnaların içerisine konulacağı ambalajlar üzerinde yazılı bulunan markaların kendi adlarına tescilli olduğu konusunda …. marka nolu marka tescil belgeleri ibraz edildiğini, marka tescil belgeleri incelendiğinde markaların 29-30 ve 35 sınıf ürünler için olduğunu, müvekkili firmanın davaya konu edilen görsel veya markalarla üretilen makarnaları pazarlayan veya satan firma olmadığını, bu nedenle açılan davanın müvekkili firma açısından husumet yönünden reddi gerektiğini savunarak ihtiyati tedbir isteminin reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait….sayılı “….” ibareli tescilli markalarının bulunduğu, davacı yana ait ve tescilli markaları kapsamında piyasaya sürülen ürün ambalaj örneklerinin bilirkişi marifetiyle görünüm özelliklerinin incelendiği, davalı ….. adına tescilli …. sayılı markalarının bulunduğu, davalı …. adına diğer davalı ….tarafından noodle (erişte, çin makarnası) üretimi yapıldığı, davacıya ait ….sayılı tescilli markalar kapsamında “makarna, erişte, çin makarnası (noodle)” emtialarının doğrudan koruma altında bulunduğu, davalı tarafın ürün ambalajları üzerinde “…..” ibaresini markasal olarak kullandığı, davacı markalarının ingilizcesi “….” olan Endonezya ülkesinin İngilizce halinin kısaltması ve yine aynı ülkenin kendi dilinde “….” anlamına geldiği görülen “….” ibaresinin birleşimi ile oluşturulmuş bir sözcük olduğu, ancak ülkemiz ortalama tüketicisi açısından bu şekilde yaratım bir ibarenin bütün olarak veya tek başına “….” ibarelerinin anlamının bilinmesinin mümkün olmayacağı ve markanın bir bütün olarak algılanacağı, davacının “….” şeklindeki markasında aynı zamanda dikdörtgen bir şekil unsurunun kullanıldığı, şeklin alt kısmının sol aşağıdan sağ yukarıya doğru dalgalı bir yapısının bulunduğu, bu yapının üst kısmında iki kat aynı yapıda bir kuşak/şerit formuna yer verildiği, …. şeklinde ikili bir ayrıma gidildiği, davalı kullanımına bakıldığında ise logonun kırmızı ve yeşil tonda dikdörtgen bir yapıda olduğu, logonun alt kenarının hafif dalgalı olduğu, logonun orta bölümüne yakın olacak şekilde sol aşağıda sağ yukarıya uzan çapraz yapılı bir şeritle iki bölüme ayrıldığı, üst kısımda kırmızı rengin üstüne mavi tonda “….”, alt kısımda ise yeşil rengin üstüne beyaz tonda “….” ibarelerinin yazıldığı, davacı yanın özellikle….” şeklindeki markasındaki ..” ibaresinin bağımsız konumu ve davalı kullanımlarındaki “…. şeklindeki kullanımda “….” ibaresinin ürünün kendi adı olmasından kaynaklı olarak ayırt edici bir vasfının bulunmaması, işarette geriye kalan tek unsur konumundaki “… kelimesinin ise yalnızca “…” harfleri yer değiştirilerek oluşturulmuş benzer bir kelime olması, ortalama tüketicinin, birebir aynı ürün gamında bu markalar ile karşılaşacakları ve markalardaki “….” ibaresi dışındaki herhangi bir kelimenin anlamını bilemeyeceği, “…. ibaresine ise markasal bir vasıf yüklemeyeceği, ….. ibarelerini birbirlerinin devamı, aynı idari kaynağın farklı içerikli ürünleri için isimlendirdiği benzer nitelikteki markalar olarak değerlendirilmelerinin mümkün olacağı, bu noktada işaretlerin başlangıç seslerinin farklı olması, emtianın ve ortalama tüketici kitlesinin niteliği gözetildiğinde yeterli bir farklılık oluşturmayacak olup tüketicinin her iki ürünü aynı reyonlarda, aynı raflarda ve hatta doğrudan yan yana gördüğünde ürünleri bir serinin devamı olarak yorumlayabileceği, “…. kelimelerinin yazım farklılığını ilk anda fark edemeyebileceği, “…” ibaresinin Endonezya dilinde “….. tanımlayan bir sözcük olmasının, ülkemiz tüketicisi açısından bir anlam ifade etmeyeceği, tüketicinin daha evvelden deneyimlediği davacı markaları varken, dava konusu “…” şeklindeki kullanımı da davacının özellikle “…..” ürünü için isimlendirdiği ürününün adı olarak algılayarak ekonomik kaynakta yanılgıya düşebileceği, bu durumun ise karıştırılma ihtimalini meydana getirebileceği, davacı yanın fiili kullanımlarına konu ambalaj görseli ile davalı yanın fiili kullanımlarına konu ambalaj görseli karşılaştırıldığında, her iki ambalajda da yeşil zemin üzerine kırmızı/sarı ve yine daha koyu yeşil tonlardaki renk kullanımı, siyah renkli bir kase içerisinde servise hazır hale getirilmiş sebzeli …..görseli, bu görselin, ambalajın sağ tarafındaki konumlandırma biçimi, bu görselin alt kısmında yeşil/kırmızı renkli üzerine Latin alfabesi dışında harflerin kullanımı ile yazılmış sözcükler, yine ambalajın sol kısmında sarı renkli birebir aynı şekildeki bir form içerinde “…” şeklindeki İngilizce ve yine kelimelerin üstünde Latin alfabesi dışında harfleri kullanımı ile yazılmış sözcüklerin yer aldığı, her iki markada da logonun yine benzer bir form içerisinde, benzer renk kombinasyonları kullanılarak (yeşil – kırmızı) konumlandırıldığı görülmüş ve hatta davacının koli ambalajı ile dahi davalının koli ambalajının yine birebir aynı görsel unsurlar ihtiva ettiği gözetildiğinde, davalı tarafın fiili kullanımlarının, davacı taraf fiili kullanımları ile de doğrudan haksız rekabete sebebiyet verebilecek ölçüde son derece güçlü benzerlikler taşıdığı, davalı markasının tescilli olmasının SMK m.155 hükmü uyarınca önceki tarihli marka sahibi davacıya karşı savunma sebebi olarak ileri sürülemeyeceği, davalıların ürettiği emtiaların ihraç amaçlı olduğu savunmasının da SMK m.7/3-c hükmü uyarınca davacının önceki tarihli tescilli markalarını ihlal eylemi niteliğinde bulunduğundan bu savunmaya da itibar edilemeyeceği, mevcut hale göre, yukarıda ifade edildiği şekli ile davacının önceki tarihli marka haklarının ihlali ile iş ürünlerine iltibas oluşturan ve haksız rekabet olarak tanımlanan eylemlerinin bulunduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet istemlerinden kaynaklı tazminat hariç diğer hukuki istemlerin kusur şartına bağlı olmadığı, anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talebinin takdiren 30.000 TL (otuzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunun 1 hafta içerisinde ibrazı şartıyla kısmen kabulü ile, davacının “…. ibareli markaları ve iş ürünleri ile iltibas oluşturan ve davalılar uhdesinde bulunan, makarna, erişte ve bunların sosları gibi gıda ürünlerinin piyasaya sunumunda kullandığı “…. ibareli her türlü ambalaja el konularak yed-i emin nezdinde muhafaza edilmesine, davalıların “…. ibaresini kullanarak, makarna, erişte ve bunların sosları gibi gıda ürünlerinin piyasaya sunumunun durdurulmasına, davaya konu gıda ürünlerinin kendisi marka hakkı ihlali ve haksız rekabete sebebiyet veren emtia olmadığından bu ürünlerin bizatihi kendisine el konulması talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı ….. vekili, müvekkili şirketin tescilli markası olan “…. markasının davacının ….” markası ile bir ilgisinin olmadığını, “….” Çin makarnası, erişte olduğunu ve dünyanın her terinde aynı anlama geldiğini, … ise iyelik anlamında olduğunu, “….” makarna anlamına geldiğini, davacının ….ülkesinin İngilizce yazılışı “….” ile ve bu yazılışa eklenen bilirkişinin beyanı ile anlamı olmayan …. harfleri ile bir ilgisi olmadığını, “…. yazısı ise İngilizce anında makarna anlamına geldiğini, ayırt edici bir özelliğinin olmadığını, ürünlerin Türkiye’de satışının ve dağıtımının olmadığını, Arap ülkelerine ihraç edildiğini, açıklanan sebeplerle müvekkili adına tescilli “….” markasının, davacının “…. markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzerliğinden bahsedilemeyeceğini, tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, 30.000,00 TL teminatın çok düşük olduğunu ileri sürerek ihtiyeti tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ihtiyat tedbire itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbir isteyen davacının dava konusu markaya ait fiili kullanımlarına konu ambalaj görseli ile davalı yanın fiili kullanımlarına konu ambalaj görselinin son derece güçlü benzerlikler taşıdığının belirlendiği, aleyhine tedbir talep edilen şirketin kullanımı ile markası bir arada değerlendirildiğinde markalar arasında iltibas olabileceğinin değerlendirildiği, dosya kapsamında yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, takdir edilen 30.000 TL (otuzbintürklirası) nakdi teminatın dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbire itiraz eden … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05.03.2021 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05.03.2021

Başkan

Üye

Üye

Katip