Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/360 E. 2023/281 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/360 – 2023/281
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/360
KARAR NO : 2023/281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2020
NUMARASI : 2019/111 E. – 2020/446 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/12/2020 tarih ve 2019/111 E. – 2020/446 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … başvuru numarası ile “…. Şti.” ibaresi için başvuru yaptığını, bu başvurunun ilanına davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda başvurunun ret edildiğini, redde mesnet olan markanın 36, 37 ve 42. Sınıfta yer alan hizmetlerde tescilli olduğunu, müvekkilinin markasının ise 42. Sınıfta yer alan hizmetleri kapsadığını, bu nedenle iş kollarının tamamen farklı bulunduğunu, firmaların logolarının da farklı olduğunu, görsel ve işitsel olarak bir benzerliğinin bulunmadığını, müvekkilinin … markasının adaletle ilgili olan anlamına geldiğini, … ibaresinin ise güzel anlamında olduğunu, bu nedenle markaların anlamlarının da farklı olması sebebiyle iltibasın oluşmayacağını ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-11748 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin yıllardır inşaat, mimarlık, mühendislik, tekstil, tarım, gıda ve birçok alanda …, … … markaları ile faaliyet gösterdiğini, belirli bir tanınırlılığa ulaştığını, markalar arasında aşırı derecede benzerlik olduğunu, sınıflarının da aynı bulunduğunu, faaliyet konularının da aynı olduğunu, bu nedenle halk nezdinde karıştırılma ihtimalinin oluşacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “Şekil + …. ŞTİ.” ibareli marka başvurusu ile davalının “… …” ve “… …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından iltibas nedeniyle başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği, SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, her somut olayda sadece … kodlarının aynı olmasına değil, aynı iş kolunda faaliyet gösterip göstermediğine bakılması gerektiğini, tarafların farklı iş kollarında olduğunu, şirketlerin faaliyet alanları, orta sınıf tüketiciye yönelik olmadığından benzerlikler açısından orta sınıf tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinin hukuka uygun bulunmadığını, mahkemenin iltibas bulunduğu yönündeki tespitinin son derece hukuka aykırı bulunduğunu, somut olayda değerlendirme yapılırken müvekkili şirket ve davalı şirketin hizmetlerinin hitap ettiği kesimin dikkate alınması gerektiğini, dava konusu olay ve taraf şirketlerin, bilgisayar mühendisliği ile bir alakası olmadığından bilirkişi heyetinde bilgisayar mühendisi bilirkişi bulunmasının yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “Şekil + …. ŞTİ.” ibareli marka başvurusu ile davalının “… …” ve “… …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, zira davacı markasındaki asli unsurun “…”, davalı markasında ise “…” ibaresi olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “…” esas ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “…” esas ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, somut olayda SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.