Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/355 E. 2023/277 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/355
KARAR NO : 2023/277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2020
NUMARASI : 2019/47 E. – 2020/398 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -…
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/11/2020 tarih ve 2019/47 E. – 2020/398 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, İlk … markalı aracın 1927’de …’te üretilip piyasaya sunulduğunu, … markasının otomobil sektörüyle bağlantılı servis hizmetleri, yedek parça üretim ve satışı hizmetlerinde de kullanıldığını, … markasının … sayı ile tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, birebir aynı mallarda tescili istenen … ibareli başvurunun müvekkilinin 12. sınıfta tescilli tanınmış … markasıyla bir harf haricinde tamamen aynı harf ve seslerden oluştuğunu, davalı başvurusunun tesadüfi olmadığını ve kötüniyete dayandığını ileri sürerek 2018-M-7867 sayılı YİDK kararının iptali ile tescile bağlanmış olması halinde … sayılı başvuru markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacın … markasında yeralan “L” harfinin markaların telefuzunu tamamen değiştirdiğini, markaların kullanıldığı ürünlerin tüketici kitlesinin ortalama tüketici seviyesinden daha yüksek algı ve dikkat seviyesine sahip olduğu için iltibas tehlikesinin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, davacı tarafın “…” ibareli başvuru üzerinde SMK’nın 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliğinin kanıtlanmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun oluşmadığı, davacı tarafın “…” ibareli başvuru üzerinde SMK’nın 6/6. maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiasının kanıtlanmadığı, SMK’nın 6/9. maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, gerekçeli kararın çelişkili tespitler içerdiğini, davaya konu markanın “…” markalarındaki “v” harflerinin Türkçe’de işbu harf ile birebir aynı şekilde telaffuz edilen, hem işitsel hem de görsel olarak birbirleri ile benzerlik gösteren “w” harfleri ile değiştirilmesi ve müvekkiline ait markaların içerisinde yer alan “l” harfinin çıkarılması suretiyle oluşturulduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da “w” ve “v” harflerinin okunuşlarının aynı olduğu ve taraf markalarının işitsel olarak benzer olduğunun kabul edildiğini, … ve … markası arasındaki güçlü işitsel benzerliğin markaları SMK 6/1 anlamında benzer kıldığını, tescil kapsamlarının tümünün birebir aynı/aynı türden olduğunu, davaya konu YİDK kararının SMK’nın 6/5. maddesine hükmüne aykırı bulunduğunu, müvekkiline ait markanın tanınmış marka olduğunu, davaya konu YİDK kararının SMK’nın 6/3 – 6/6 – 6/9 hükümlerine aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, zira marka kapsamında bulunan emtianın bilinçli tüketici kesimine hitap ettiği, markalar arasında yeterli farklılığın sağlanmış olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının “…” ibareli marka başvurusunu gördüğünde davacının “…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, davacı tarafın “…” ibareli marka üzerinde SMK’nın 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiasının kanıtlanmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık şartlarının da bulunmadığı, davacı tarafın “…” ibareli başvuru üzerinde SMK’nın 6/6. maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı, SMK’nın 6/9. maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip