Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/352 E. 2023/275 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/352
KARAR NO : 2023/275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
NUMARASI : 2019/434 E. – 2020/290 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/11/2020 tarih ve 2019/434 E. – 2020/290 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin marka başvurusuna davalılardan … tarafından itiraz edildiğini, itirazın kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, “…” ibaresinin müvekkilinin grup şirketlerinden biri olan … …. Şti. tarafından … tescil numarası ile 2007 yılından beri 19 ve 35. sınıflarda kullanıldığını, … … firmasına yetkili olarak … …. A.Ş.’nin atandığını, müvekkilinin kendi fikir ürünü olan bir ibare için tekrar başvuruda bulunduğunu, marka logolarının benzer olmadığını, markaların telaffuzlarının farklı olduğunu, her iki markada da “…” harflerinin ortak olmasının benzer oldukları sonucunu doğurmayacağını, markaların sınıfsal yönden farklı olduğunu, firmaların … ve … markaları altında tüketiciye sunacakları mal ve hizmetlerin birbirinden farklı bulunduğunu, mal ve hizmetlerin satış yerlerinin farklı olduğunu, markaların aynı ve benzer olmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek 2019-M-8204 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru markasındaki ilk harf hariç diğer harflerin birebir aynı olduğunu, bu sebeple iltibasa sebebiyet verdiğini, başvurudaki at figürünün markaya ayırt edicilik katmadığını, esaslı unsurun “…” ibaresi olduğunu, markaların sesçil olarak da benzediğini, “o” ve “a” harfinin ayırt edicilik katmaya yeterli düzeyde bulunmadığını, başvuru kapsamında yer alan 19. Sınıf emtianın müvekkilinin markalarının tescilli olduğu 37. Sınıftaki inşaat hizmetleri kapsamında olduğunu, mal ve hizmetlerin birbirini tamamladığını, müvekkilinin 20 yıldır faaliyet gösterdiği alanda tanınmışlık düzeyine ulaştığını, markaların ağızdan çıkan sesler ve kelimelerin dizilişi itibariyle sesçil ve yazım olarak benzer olduğunu, mal ve hizmetler yönünden benzer/yakın faaliyet alanlarının bulunduğunu, SMK madde 6/1 koşullarının oluştuğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamında bulunan 19. Sınıftaki emtianın genel olarak inşaat işlerinde gerekli, bir inşaatın yapım sürecinde çeşitli aşamalarda kullanılması gereken, zorunlu ve ara mamül niteliğindeki emtia olduğu, bu emtianın pazarlanmasına ilişkin 35. Sınıftaki mağazacılık hizmeti de dava konusu olduğu, davalı şirkete ait … sayılı markanın ise, “İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” bakımından tescilli bulunduğu, bir kimsenin doğrudan bir inşaat ofisi, emlakçı ya da sahibinden konut alabileceği gibi kendi zevki ve tasarım anlayışına uygun olarak inşa yapım hizmeti veren teşebbüslerden de yararlanabileceği, inşa araç ve gereçlerini bizzat kendisi tedarik edebileceği, bu bağlamda inşa malzemeleri ile inşaat hizmetlerinin benzer tüketici kesimine hitap edebileceği, inşa malzemeleri ile inşaat hizmetlerinin birbirinin tamamlayıcısı, biri olmadan diğerinin yerine getirilemeyeceği mal ve hizmetler oldukları, yine inşa malzemelerinin perakendeciliği hizmetleri ile inşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri arasında da benzer tüketici kesimine hitap etmeleri, aralarında tamamlayıcılık ilişkisinin bulunması nedeniyle benzerlikler bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarih 2019/4398 E 2020/2522 K sayılı kararına konu olayda; 19. Sınıftaki emtia ile “İnşaat Hizmetleri” arasında aynı veya ekonomik olarak birbiri ile bağlantılı işletmelerin sağladıkları mal/hizmet algısı bulunduğunun kabul edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.06.2019 tarih 2018/2285 E 2019/4361 K sayılı kararına konu olayda; inşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama, amaçlarıyla kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler ile “inşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin kiralanması hizmetleri” arasında ilişkilendirilebilecek ölçüde benzerlik bulunduğunun kabul edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.05.2017 tarih 2015/15579 E 2017/2548 K sayılı kararına konu olayda; 19. sınıftaki “toz ve alçıdan mamul yapı elemanları, kartonpiyer, sıva, yapı seramik ve porselen kalıbı, saten perde alçısı” gibi inşaat malzemeleri ve 37. Sınıftaki “inşaat hizmetleri” ile tüketici kitlesinin ve karşıladıkları ihtiyaçlar, üretim, sunuş, satış kanal ve yerlerinin aynı olması gerekçesiyle benzerlik bulunduğu kabul edildiği, itiraza mesnet … sayılı marka kapsamında bulunan 35. Sınıftaki akvaryum satışı hizmeti ile, davaya konu marka başvurusunda bulunan akvaryum kumları emtiasının da benzer bulunduğu, bir bütün olarak markalar arasında emtia benzerliği bulunduğu, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, her iki markanın altı harften oluştuğu, son beş harfin birebir aynı olduğu, sadece başlangıçtaki harflerin farklı olduğu, bununla birlikte gerek “A” gerekse “O” harfinin fonetik olarak birbirine benzer kalın ünlü niteliğini haiz oldukları, bu nedenle markalar arasında işaret benzerliği bulunduğu, SMK’nın m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda oluştuğu, davacının bildirdiği önceki tarihli … sayılı “…” ibareli markanın dava dışı başka bir şirkete ait olması nedeniyle söz konusu markanın davacı bakımından müktesep hakka mesnet alınması mümkün olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … ibaresinin müvekkilinin grup şirketlerinden biri olan … ….. Şti. tarafından … tescil numarası altında 2007 yılından beri 19 ve 35. sınıf kapsamında yer alan mal ve hizmetlerde tescilli olarak kullanıldığını, müvekkili şirket ile … Firması arasındaki bağlantıyı kanıtlayan bir evrakın ise ticaret sicil gazete örneği olduğunu, bu gazetede … … Firmasına yetkili olarak … …AŞ firmasının atandığının görüldüğünü, ayrıca her iki şirketin kurucusu ve müdürünün de aynı olduğunu, markaların birbirleriyle karıştırılmalarının ihtimal dahilinde bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, davacının marka başvurusu kapsamında bulunan mal ve hizmetler ile davalının itiraza mesnet marka kapsamında bulunanların benzer olduğu, diğer yandan taraf marka işaretleri de bir bütün olarak karşılaştırıldığında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzer oldukları, zira “…” ve “…” ibarelerinin anlamsal bir karşılığının bulunmadığı, her iki markanın altı harften oluştuğu, son beş harfin birebir aynı olduğu, sadece başlangıçtaki harflerin farklı olduğu, farklı harf olan “A” ve “O” harfinin fonetik olarak birbirine benzer bulunduğu, somut uyuşmazlık için kapsam ve ibareler yönünden emsal alınabilecek nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, “…” ibareli markalara ilişkin olarak verdiği, 2019/1195 Esas, 2019/8155 Karar ve 12/12/2019 Tarihli kararının da bu yönde olduğu, davalı şirkete ait önceki tarihli “…” markalı mal ve hizmetleri gören, bu mal ve hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin, davaya konu “…” ibareli mal ve hizmetleri gördüğünde, davaya konu mal ve hizmetlerden yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde bu markayı davalı şirkete ait marka ile karıştırabileceği, bu markayı davalı şirkete ait “…” ibareli markaların serisi ve yeni versiyonu şeklinde oluşturulan bir marka olarak algılayabileceği, davacının bildirdiği önceki tarihli … sayılı “…” ibareli markanın davacıya ait olmadığı için davacı bakımından müktesep hakka mesnet alınmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip