Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/35 E. 2022/1487 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/35 – 2022/1487
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/35
KARAR NO : 2022/1487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
NUMARASI : 2019/368 E. – 2020/378 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/11/2020 tarih ve 2019/368 Esas – 2020/378 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, … numarasını alan başvuruya davalı Şirket tarafından “…” asıl unsurlu markalara dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın kabul edilerek marka başvurularının reddine karar verildiğini, bu karara müvekkilince yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili başvurusundaki “…” ibaresinin, müvekkilinin ürettiği aydınlatma ürünlerini tasvir ettiğini, dolayısıyla başvurudaki asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, bu ibare ile davacı markalarının karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını, dava konusu YİDK kararında, benzerlik değerlendirmesinin “…” ve “…” ibareleri üzerinden yapılmasının doğru olmadığını, davalının “…” ibaresini yıllardır kullanmasının, tüketicilerin markaları karıştırma ihtimalini ortadan kaldırdığını, davalının giyim ve ev mobilya sektöründe tanınmış olduğunu, müvekkilinin ise aydınlatma sektöründe faaliyet gösterdiğini ve sadece internette satış yaptığını, tarafların hitap ettikleri tüketicilerin farklı bulunduklarını ileri sürerek, YİDK’in 04/11/2019 tarih ve 2019-M-9481 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin tek başına bir anlam ifade etmeyen “…” ibaresini oluşturup yoğun emekler ile tanınmış marka haline getirdiğini, bu ibareyi esas unsur olarak içeren birçok marka tescillerinin olduğunu, marka kapsamlarının da benzer bulunduğunu, marka işaretlerinin de benzer olmaları karşısında tüketicilerin taraf markalarını karıştıracaklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davalı Şirketin mesnet markaları arasında işaret benzerliğinin bulunduğu, dava konusu markanın kapsamındaki mallar ile davalının markalarının kapsamındaki mallar/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olduğu, buna göre markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda ve mahkemenin gerekçeli kararında, müvekkili başvurusunun asli unsurunun “…” ibaresi olduğu kabul edilmesine rağmen iltibas değerlendirmesinin markaların ana unsurları üzerinden yapılmadığını, oysa markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı hususunda yapılacak bir incelemede ana ve tali unsurların tespit edilmesi ve benzerlik incelemesinin bu unsurlar üzerinden yapılması gerektiğini, davalı Şirketin seri markalarının hiç birisinde ”…” ibaresi olmadığı halde benzerlik değerlendirmesinde ”…” ibaresinin ayrık tutulmasının hatalı bulunduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklananın aksine markalar arasında işitsel benzerlik olmadığını, taraf markalarının benzer bulunmadıklarını, redde mesnet markaların tanınmış olmalarının karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, davalı markalarının aydınlatma grubu ürünlerinde tanınmış, öne çıkmış markalar olmadığını, mahkeme kararının tüketici grubunun pratik gerçekleriyle bağdaşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira başvuruda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin ayırt ediciliğe katkılarının olmadığı, bunun dışında kalan “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında ise tek harf farklılığının olduğu ve bunun da başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı Harun Murat Yılmaz vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.