Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/342 E. 2023/346 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/342
KARAR NO : 2023/346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
NUMARASI : 2019/316 E. – 2020/293 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/11/2020 tarih ve 2019/316 E. – 20200/293 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu seri markaları mesnet göstererek davalı şirketin “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, davalı markasının tescilinin talep edildiği sınıfın 03. sınıf olduğunu, anılan sınıfın müvekkili markalarının kapsamında da bulunduğunu, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğunu, davalı markasının, müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, halk tarafından müvekkili mal ve hizmetleri ile davalı işletme arasında bağlantı bulunduğu yönünde bir algı oluşabileceğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-7662 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu … sayılı marka kapsamındaki 3. sınıf emtialar ile davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamındaki 03. sınıf mallar ile bu malların satışına ilişkin 35. sınıftaki hizmetlerin benzer olduğu, taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunduğu, davacı markalarının asli unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin Türkçe’de yaygın olarak bilinen ingilizce bir kelime olup “mutlu” anlamına gelen, ayırt ediciliği düşük, orijinal olmayan zayıf bir ibare olduğu, nitekim bu ibarenin ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 30.01.2020 tarih 2018/1931 E.- 2020/132 K. sayılı kararında da belirtildiği, ancak bir markanın zayıf karakterli olmasının hemen hiçbir şartta korunmayacağı anlamına gelmediği, bir markanın tescilli olduğu süre içerisinde tescilin sağladığı inhisari haklardan yararlanma hakkına da sahip olduğu, somut olayda davacının mühnasıran “…” markasının davaya konu 3. sınıf emtialar ile benzerlik teşkil eden 35/5 (3. sınıf malların pazarlanması) hizmetleri bakımından tescilli olduğu, ayrıca “…” ibaresinin yanına ekli “…” gibi eklemelerle “…” ibaresi etrafında bir seri marka ailesi oluşturulduğu, dava konusu markanın da herhangi bir ayırt edici unsur içermeksizin salt “… …” ibaresinden oluştuğu, bu hale göre iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının tespiti için markaları bir bütün olarak incelemek gerektiği, “… …” ibaresinde bulunan “…” ibaresinin “…” ibaresini arka plana atacak yoğunlukta ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, zira 3. sınıfta bulunan temizlik ve kozmetik ürünlerinde gül suyu ve gül kokusunun kullanılan, bu emtialara özellik katan nesnelerden olduğu, dolayısıyla bu emtialar ile oluşturduğu karakteristik yakınlık nedeniyle ayırt ediciliğinin düşük olduğu, daha önce davacıya ait “…” ibareli seri markaları bilen, gören, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketicinin, davaya konu “… …” ibareli marka ile karşılaştığında, bu markayı davacıya ait “…” ibareli markaların serisi yeni bir marka olduğu yönünde yanılsamaya düşeceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşecekleri, bu nedenle SMK’hın 6/1. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleştiği, tanınmışlığın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında benzerlik bulunmadığını, “…” ibaresinin ticari hayatta sıklıkla kullanıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka (marka ile ilgili kurum kararlarının İptali) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu, başvurudaki “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin ise yerel mahkeme kararında da isabetli şekilde tartışıldığı üzere temizlik ürünleri yönünden düşük olduğunun kabul edileceği, taraf markaları benzer mal ve hizmetlerde kullanıldığında aralarında ilişkilendirilme ihtimali de dahi karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, başvuru kapsamındaki tüm mallar yönünden emtia benzerliği şartının gerçekleştiği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 10/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip