Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/341 E. 2023/177 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/341 – 2023/177
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/341
KARAR NO : 2023/177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2019/253 E. – 2020/223 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/09/2020 tarih ve 2019/253 Esas – 2020/223 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…” ve “…” ibareli markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin ise … sayılı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markalarının yazılış ve seslendiriliş bakımından son derece benzer olduklarını, bu benzerliğin, her iki markanın tüketicilerin zihninde bıraktıkları genel intiba açısından iltibasa neden olacağını, hem müvekkili markalarının hem de dava konusu başvurunun asli unsurunun “…” kelimesinden oluştuğunu, “…” ibaresinin müvekkili tarafından 23.03.1999 tarihinde marka olarak tescil ettirildiğini ve yaklaşık 21 yıldır aktif olarak kullanıldığını, bu kullanım sonucu kendi sektörünün en büyük firmaları arasında yer alan müvekkili şirketin markasının tanınmış marka haline geldiğini, başvuru sahibinin “…” ibaresini müvekkili ile aynı ve benzer mallar için marka başvurusuna konu ederek müvekkiline ait markayı taklit ettiğini ve buna bağlı olarak haksız kazanç elde etme yoluna gittiğini, dava konusu marka başvurusunun tescil edilmesi halinde bu markanın müvekkili şirketin ve tescilli markalarının kazanmış olduğu tanınmışlıktan haksız bir biçimde faydalanması sonucunu doğuracağını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-3730 sayılı kararının, 25. sınıfta yer alan “koruyucu amaçlar olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar” malları yönünden iptaline, marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacıya ait olan “…” ve “…” markaları ile müvekkiline ait “…” markalarının tek ortak noktasının başlarındaki “…” ibaresi olduğunu, “Su” anlamına gelen “…” kelimesinin genel bir ifade niteliği taşıdığını, eldeki uyuşmazlığa konu markaların kapsamlarındaki ürünlerin hitap ettiği kitlenin farklı olduğunu, hem markaların yazılışı ve okunuşu bakımından benzerlik bulunmaması hem de üretilen ürünlerin arasındaki farklılıklar olması göz önüne alındığında markalar arasında karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ve “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, “…” ibaresinin baskın ses olarak taraf markalarında yer aldığı, emtia benzerliğinin de oluştuğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletmeler tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşabileceği, yani markaların karıştırılabileceği, bu açıdan SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent’in 2019-M-3730 sayılı YİDK kararının, dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 25. sınıftaki ”koruyucu amaçlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar” malları yönünden iptaline, dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili markası ile davacı markalarının farklı olduğunu, marka kapsamlarının da farklı bulunduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin “SU” anlamına geldiğini ve Latince dilinden gelmekte olan bu kelimenin, latin kökenli dillerin bir çoğunda günümüzde de varlığını olduğu gibi sürdürdüğünü, ayrıca müvekkili markasında yer alan “…” ibaresinin, müvekkilince üretilen ürünlerin suda kullanılması nedeniyle ürünle doğrudan bağlantılı olduğunu, bu nedenlerle markaların karıştırılmayacağını, dosyada mevcut bilirkişi raporunun da bu yönde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” ibareli markalar arasında, dava konusu edilen 25. sınıftaki “koruyucu amaçlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar” malları yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira taraf markalarının asli unsurunun “…” kelimesinden oluştuğunu ve bu kelimenin, dava konusu edilen 25. sınıftaki mallar yönünden ayırt ediciliğinin zayıf olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/1686 E., 2022/6029 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve 2014/11 E., 2016/778 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, ilk derece mahkemesince bu yönden dosyadaki bilirkişi raporuna itibar edilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- Davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın ayrı ayrı davalı … ile davalı… tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.