Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/335 E. 2023/265 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/335
KARAR NO : 2023/265
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2020
NUMARASI : 2018/379 E. – 2020/351 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/10/2020 tarih ve 2018/379 E. – 2020/351 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun müvekkilinin tanınmış “…” ibareli markalarına ve ticaret unvanına ayırt edilemeyecek kadar benzediğini, başvuruya yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak kısmen reddedildiği, oysa davaya konu marka “…” ibaresi ile sicile kayıtlı olsa da markada yer alan ve büyüteç şeklinde resmedilen “g” harfinin “g” olarak algılanmadığını, markanın “…” olarak algılanabileceğini, davacı yanın “…” ibareli ticaret unvanı ve markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzer bu marka başvurusunun tescili durumunda müvekkilinin uzun yıllar boyunca elde ettiği ticari itibarın zarar göreceğini, “…” markasının tanınmış olması nedeniyle davaya konu markanın tüm sınıflar yönünden reddinin gerektiğini, davaya konu markanın tesciline karar verilen bazı emtiaların satış hizmetlerinin davacının markalarının tescilli olduğu mallar ile ilişkilendirilebilir olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2018-M-7102 sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacının ticaret unvanı olan “… …” ile müvekkilinin “…” ibareli markası arasında benzerlik bulunmadığını, “…” markasında “go” ifadesinin yeşil olduğunu, “g” harfinin büyüteç şeklinde tasarlandığını, içinde bilgisayar kullanan bir kişi figürü bulunduğunu ve bu özellikler ile “…” markalarına kelime ve şekil bakımından benzemediğini, markanın “…” olarak okunması ihtimalinin bulunmadığını, SMK’nın 6/5. maddesindeki şartların gerçekleşmeyeceğini, “…” markasının ortalama tüketici tarafından rahatlıkla ayırt edilebilir nitelikte olduğunu, marka kapsamında kalan emtia için iltibas tehlikesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar, kuyumculuk eşyaları, taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri, değerli metalden heykeller ve biblolar. Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupaların biraraya getirilmesi hizmetleri” yönünden ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve işitsel benzerlik oluştuğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu mal ve hizmetler yönünden ayırdığı satın alma /faydalanma süresi içinde davalının “…+şekil” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir anlatımla ortalama tüketici nezdinde başvuru kapsamındaki yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden davacının”…” ibareli markalı ürününü /hizmetini satın almak / yararlanmak isterken davalının “…+şekil” ibareli başvuru markalı ürünü/hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği, başvuru kapsamındaki yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun gerçekleştiği, SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddesindeki şartların oluştuğunun ve başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığının ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2018-M-7102 sayılı kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar, kuyumculuk eşyaları, taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri, değerli metalden heykeller ve biblolar. Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupaların biraraya getirilmesi hizmetleri” yönünden iptali ile markanın bu kısımlardan hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markalarının benzer bulunması nedeniyle benzer emtiaların başvuru kapsamından çıkartıldığını, kalan mallar yönünden SMK’nın 6/1 ve 6/5. maddelerindeki şartların oluşmadığını, itiraz aşamasında kötü niyete dair yeterli delil sunulmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK marka kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvurudaki “g” harfinin büyüteç şeklinde oluşturulması nedeniyle “g” harfi olarak algılanmadığı, başvurunun “…” olarak okunacağı, ayrıca davalı markasını oluşturan işaretin davacının itiraza mesnet “…” ibareli markasından farklı olan kısımlarının yeşil, kalan “…” ibaresini oluşturan harflerin ise siyah renkle yazılması nedeniyle de başvurudaki “…” ibaresinin varlığını koruduğu, her ne kadar davalı kurum tarafından başvurunun kapsamından benzer mal ve hizmetler çıkartılmış ise de, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre başvuru kapsamında halen benzer emtia yer aldığı, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı… alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 30/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip