Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/328 E. 2023/325 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/328
KARAR NO : 2023/325
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2020
NUMARASI : 2019/29 E. – 2020/442 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/12/2020 tarih ve 2019/29 E. – 2020/442 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış, seri markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin “…” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markalarından birisi olarak algılanacağını, davalı Şirketin müvekkilinin markalarının tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu, davalı Şirketin müvekkilinin markaları ile benzer birçok marka başvurusu yaptığını, müvekkili ile davalı Şirket arasında süren davaların bulunduğunu ileri sürerek, 2018-M-9470 sayılı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “….” ibareli marka başvurusu ile davacının markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, dava konusu ibare üzerinde davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı öncelik hakkı olduğunun ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesince 02/12/2020 tarihli celsede mazeretinin kabul edilmesine rağmen karar verilmesinin HMK’nın 27. maddesine aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, davalı Şirketin başka markaları için açtıkları dava ile ilgili olarak beyanda bulunma haklarının engellendiğini, taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, davalı Şirketin kötü niyetli olduğunu, davalı Şirketin müvekkili Şirketi oluşturan konsorsiyumdan ayrıldıktan sonra birçok marka başvurusunda bulunarak müvekkilinin itibarından faydalanmak niyetinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet” “… …” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, kötü niyet iddiasının da ispatlanamadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararında da açıklandığı üzere esasen iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün bulunduğundan, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının gerekçesiz şekilde reddedildiğine ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı, diğer taraftan davalı Şirketin başka marka başvuruları için açılan davaların işbu davanın sonucuna etkili olmadığı gibi ilk derece mahkemesince 12/10/2020 tarihli celsede tahkikatın bittiği bildirilerek sözlü yargılama aşamasına geçildiği, ancak davacı vekilinin talebi üzerine sözlü yargılama celsesinin 02/12/2020 tarihine ertelendiği, HMK’nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama duruşmasının ertelenmesi halinde, hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince 02/12/2020 tarihinde sözlü yargılama celsesinin yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip