Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/320 E. 2023/238 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/320
KARAR NO : 2023/238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2019/330 E. – 2020/323 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/10/2020 tarih ve 2019/330 E. – 2020/323 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” , “…” ve “…” ibareli, dünya çapında tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa sebebiyet verecek şekilde benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin “…” ibareli alan adı ve aynı ibareyi içeren ticaret unvanı ile de benzer olduğundan SMK’nın 6/6 maddesi uyarınca da başvurunun reddinin gerektiğini, davalı Şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’ın 17.05.2019 tarihli ve 2019-M-4114 sayılı kararının iptalini ve dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, müvekkilinin markalarının hitap ettiği tüketicinin dikkat düzeyinin yüksek bulunduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığını, marka kapsamlarında yer alan hizmetlerinde farklı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…+şekil ” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markası arasında, dava konusu markanın kapsamında yer alan 44. sınıftaki ” işyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri ”açısından, SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, davacının diğer iddialarının ise yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu YİDK kararının 44. sınıftaki ” işyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri ” bakımından iptali ile dava konusu markanın sayılan hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile ilk derece mahkemesince benzer olduğu kabul edilen “…” ibareli marka arasında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, ilk derece mahkemesince iltibas bulunduğu kabul edilen 44. sınıf hizmetlerin, davacının “…” ibareli markası kapsamında yer almadığı davacının bu markası kapsamında bulunan 42. sınıf hizmetler ile de benzer olmadığını, müvekkilinin markasının hitap ettiği tüketicinin dikkat düzeyinin yüksek bulunduğunu, taraf marklarının karıştırılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin markasında yer alan logonun benzerlik değerlendirilmesinde dikkate alınmadığını, oysa markada yer alan şekil unsurunun müvekkilinin markasını farklılaştırdığını, tarafların tamamen farklı sektörde hizmet verdiklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemişti.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli marka arasında, başvuru kapsamında yer alan 44. sınıf ”işyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri” yönünden, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı gibi mahkeme görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacının anılan markası kapsamında yer alan hizmetlerin, 44. sınıfta yer alan ve uyuşmazlık konusu olan ”işyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri” ile benzer bulunduğu, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, diğer taraftan ilk derece mahkemesinin kabulü ve karara karşı sadece davalılarca istinaf kanun yoluna başvurulduğu gözetildiğinde davacının itirazına mesnet ” …” ve “…” ibareli diğer markalarının inceleme konusu yapılamayacağı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,5‬0-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalıların uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip