Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/311 E. 2023/253 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/311 – 2023/253
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/311
KARAR NO : 2023/253
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2020
NUMARASI : 2019/260 E. – 2020/371 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/11/2020 tarih ve 2019/260 E. – 2020/371 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar… A.Ş. ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin … grubuna dahil başta yemeklik yağ ve margarin olmak üzere her türlü gıda maddesinin üretim ve ticaretini yapan bir şirket olduğunu, adına tescilli “…” ibareli markaların bulunduğunu, bu markaların “yenilebilir yağlar” mallarında tanınmışlık kazandığını, davalı Şirketin ise … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun asli unsurunun da müvekkili markalarında olduğu gibi “…” ibaresi olduğunu, başvuruda yer verilen “…” ibaresinin, hiç kimsenin tekeline verilmesi mümkün olmayan ve tüm gıda maddeleri için kullanılabilecek bir ibare niteliğinde bulunduğunu, müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya neden olacak derecede benzerlik olduğunu, tescili halinde dava konusu başvurunun, müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, seçenek özgürlüğü olan davalının, başvuru konusu ibareyi tescil ettirmek istemesinin kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-2673 sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, davacı markalarında “…” ibaresinin tek başına esas unsur olmaktan çıktığını, ayrıca davacının bütün markalarını kullandığını ispatlamadığını, davacı markalarının seri marka vasfını haiz olmadığını, müvekkili başvurusunun özgün ve ayırt edici bir marka olduğunu, müvekkili başvurusuna zemin, harf ve grafik unsurları da dahil olmak üzere bütünsel olarak ayırt edicilik sağlandığını, SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “… …” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markada “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, davacı başvurusundaki “…”, “esnaf” ve “lokanta” ibarelerinin, gıda ve içecek maddeleri açısından herkesin kullanabileceği cins, vasıf, tür olarak tanımlayıcı ibareler oldukları, bu itibarla markaların karşılaştırılmasında esas alınamayacakları, markalar arasında emtia benzerliğinin de oluştuğu, ortalama düzeydeki tüketici nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği, dolayısıyla SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, SMK’nın 6/4-5 maddeleri koşulları ile dava konusu markanın kötü niyetli olduğu hususları kanıtlanmasa da bu durumun sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu TÜRKPATENTİN 2019-M-2673 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu … sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, davaya konu edilmiş başvuru ile itiraz gerekçesi markaların “…” ibaresini ortak unsur olarak içerdiklerini, ancak başvuru konusu markada “…” ve “…” ibarelerinden herhangi birisinin diğerine göre ön plana çıkartılmadığını, bu ibarelerin birlikte kavramsal bir bütün oluşturan “… …” ibaresinden oluştuğunu, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin markasal ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, bütün bu nedenlerle, başvuru konusu marka ile itiraza mesnet markaların görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadıklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, yerel mahkemenin dava konusu markalar arasında benzerlik ve ilişki olduğuna dair değerlendirmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının aksine dava konusu müvekkiline ait markanın ayırt edicilik vasfını haiz bulunduğunu, markalarda ortak olarak yer alan “…” kelimesinin tek başına karıştırılma ihtimali için yeterli olmadığını, çünkü bu ibarenin ayırt edici gücünün son derece düşük olduğunu, her markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenim dikkate alındığında, davacının markası/markaları ile müvekkili adına tescil edilen marka arasında benzerlik olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “… …” ibareli başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında, dava konusu marka kapsamında yer alan 43. sınıf hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunduğu, zira davacının itirazına mesnet markalarında asli unsur olarak yer alan “… “ibaresinin dava konusu markada da asli unsur olarak aynen yer aldığı, dava konusu markada yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, dava konusu markanın davacının “…” ibareli seri markalarının devamı olarak algılanacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/9003 esas ve 2016/3707 karar sayılı ilamında da “…” ibareli marka başvurusunun, davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları ile benzer kabul edildiği, ayrıca dava konusu marka ile iltibas koşullarının oluştuğu kabul edilen davacı markalarının tescil tarihleri gözetildiğinde kullanım ispatının da aranamayacağı anlaşılmakla, davalı… A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı… A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar… A.Ş. ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalıların uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.