Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/304 E. 2023/269 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/304
KARAR NO : 2023/269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2018/398 E. – 2020/262 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2018/398 E. – 2020/262 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı… ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl davada, müvekkilinin … sayılı “…” ibareli markanın 01, 17 ve 19. sınıflarda tescili için başvurduğunu, davalı… tarafından önce 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca 19. sınıfta yer alan emtia yönünden başvurunun reddedildiğini, başvurunun yayımlanması sonrası ise davalı şirketin yayıma itirazı üzerine davalı kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2018-M-6545 sayılı kararı ile 17. sınıfın tamamı ve 01. sınıfta yer alan malların büyük bir kısmının başvuru kapsamından çıkartıldığını, oysa müvekkilinin “…” esas unsurlu pek çok markasının bulunduğunu, bu markaları tanınmış hale getirdiğini, redde mesnet … sayılı markanın kapsamında 01. sınıf emtianın bulunmadığını, bu sınıfın müvekkili şirketin itirazı üzerine redde mesnet markanın kapsamından çıkartılmış olduğunu, söz konusu markaya karşı hükümsüzlük davası açmış olduklarını, anılan YİDK kararının redde mesnet markanın 17. ve 16. sınıfta tescilinin bulunmaması, 01. sınıfın müvekkilinin itirazı üzerine markanın kapsamından çıkartılmış olması, müvekkilinin marka başvurusunda da 16. sınıf emtia olmaması ve “…” ibaresi üzerinde kazanılmış hakkının bulunması nedenleriyle hatalı olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2018-M-6545 sayılı kararının iptaline; birleşen davada ise 2018-M-6545 sayılı YİDK kararında maddi hata yapıldığı belirtilmek suretiyle bu karar yerine 2018-M-9695 sayılı YİDK kararının düzenlendiğini, ibirleşen davaya konu YİDK kararının önceki karar için davanın açılması gereken 2 aylık yasal sürenin geçmesinden sonra verildiğini, kurumun hatasından ötürü davacının tekrar YİDK kararının iptali talebiyle dava açmak zorunda bırakıldığını, anılan 2018-M-6545 sayılı karar gibi yeni verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının müvekkili şirketin … ibareli markaların serisi niteliğinde olan … sayılı “…” ibareli markanın tescili için başvuruda bulunduğunu, bu başvurunun davalı şirketin “…” sayılı … ibareli marka tescili nedeniyle reddedildiğini, ret gerekçesi olan … sayılı markaya davacı tarafından yapılan itiraz yerinde görülerek markadan 2016-M-10913 sayılı karar ile 01. sınıfın çıkartıldığını, 2018-M-9695 sayılı kararın 4. sayfasında itiraz gerekçesi olan … sayılı markanın 01. sınıf açısından tescilli gibi gösterildiğini, davacı tarafından itiraz edilmeyerek tescillenen 19. sınıf açısından ise davalı aleyhine hükümsüzlük davası açıldığını, bu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda … sayılı markanın davacı markası ile iltibas yarattığı yönünde görüş bildirildiğini, bu raporun kurumu bağlamayacağı yönündeki görüşe katılmanın mümkün olmadığını, müvekkili şirketin “…” ibaresi ile başlayan markalar açısından kazanılmış hakkının olduğunu ileri sürerek “2018-M-9695” sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, 2018-M-6545 sayılı YİDK kararında maddi hata yapıldığı tespit edildiğinden kararın alınmamış sayılmasına karar verilerek verilen 2018-M-9695 sayılı kararla kurul kararının düzeltildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin davalı Kurum nezdinde tescilli “…” esas unsurlu markalarının bulunduğunu, “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, hukuka uygun YİDK kararı aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, başvurunun müvekkilinin markasıyla birebir aynı olduğunu, başvurunun kapsamında da aynı/ilintili/ilişkili malların bulunduğunu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını, YİDK kararında yapılan maddi hatanın kararın yerindeliğini etkilemediğini, dava konusu başvurunun davacının eski tescillerine yaklaşmadığını, bu nedenle davacının kazanılmış hakkının bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin tescillerinin davacınınkilerden önce olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, gerek asıl dosyada gerekse birleşen dosyada aynı marka başvurusuna ve aynı mesnet markalara ilişkin değişik tarihlerde alınan YİDK kararlarının iptaline yönelik bir dava olduğundan gerekçe anlatımında her iki YİDK kararının birlikte değerlendirilmesinde yarar görüldüğü, ancak ayrı davalar olduğundan ayrı ayrı hüküm oluşturulması gerekli olduğu, davacının “…” (…) ibareli marka başvurusu ile davalının “…” (…) ibareli markası arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 17. nci sınıftaki “derz dolguları” (Markalar Dairesi Başkanlığınca itiraz üzerine çıkarılan) açısından biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal düzeyde ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede ayniyet düzeyinde bir benzerlik bulunduğu, her iki işaretin de aynı olduğu, tüketicilerin taraflara ait her iki markada yanılgı yaşayabileceği, “derz dolguları” açısından ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısının oluşabileceği, bu açıdan SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, “derz dolguları” malları için verilen 2018-M-6545 ve 2018-M-9695 sayılı YİDK kararlarının yerinde ve doğru olduğu; başvuru markasının kapsamındaki 01. sınıftaki tüm mallar ile 17. sınıftaki “derz dolguları” dışındaki tüm mallar açısından ise ayniyet veya iltibas benzerliği oluşmadığından (mal benzerliği oluşmadığı veya karıştırılma/iltibas gerçekleşmediği); bu kısımlardaki verilen 2018-M-6545 sayılı ve 2018-M-9695 YİDK kararları hatalı ve yanlış olduğundan iptaline karar verilmesi gerektiği, 2018-M-6545 sayılı YİDK kararında dava konusu edilen … sayılı marka kapsamında olmamasına rağmen 16. sınıf yönünden yaptığı değerlendirme hatalı ve yanlış olduğundan bu sınıf açısından da 2018-M-6545 sayılı YİDK kararının iptalinin gerektiği; davacı taraf daha önceden tescilli olan (…) sayılı markası (ve diğerleri) açısından müktesep hak iddiasında bulunmuş ise de bu markanın 07.04.2017 tarihinde tescil edilmiş olup başvuru tarihine çok yakın olması ve davalı markası karşısında da hükümsüzlük tehdidi altında da bulunması nedeiyle kazanılmış hak koşulunu sağlamadığı, diğer markaların da başvuru markasından farklı olması (aynı olmaması) nedeniyle müktesep hak koşullarından da yararlanamayacağı; 2018-M-6545 sayılı YİDK kararına yönelik iptal davası 12.10.2018 tarihinde açıldıktan 1 ay sonra 12.11.2018 tarihinde verilen 2018-M-9695 sayılı YİDK kararı ile davaya konu 2018-M-6545 sayılı YİDK kararının kaldırılması mümkün görülmediğinden (taraflarca dava açılmakla idarenin YİDK kararı üzerindeki tasarruf yetkisi son bulduğu) 2018-M-9695 YİDK kararında geçen “başvuru kapsamında bulunmayan bazı malların çıkartılmasına karar verilmesi suretiyle maddi hata yapıldığı tespit edildiğinden anılan Kurul kararının alınmamış sayılması gerekmiş ve itiraz hakkındaki karar aşağıdaki Kurul kararı çerçevesinde düzeltilmiştir.” şeklinde değerlendirmenin yanlış ve hatalı olduğu, bu kısım açısından da dava konusu 2018-M-9695 YİDK kararının iptali gerektiği gerekçesiyle, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, 2018-M-6545 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamından çıkarılan 01. sınıftaki tüm mallar ile 17. sınıftaki “derz dolguları” dışındaki tüm mallar açısından YİDK kararının iptaline, “derz dolguları” açısından ise davanın reddine; 2018-M-6545 sayılı YİDK kararında dava konusu edilen … sayılı marka kapsamında olmamasına rağmen 16. sınıf yönünden yaptığı değerlendirme maddi hata olduğundan bu sınıf açısından da YİDK kararının iptaline ; Birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne, 2018-M-9695 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamından çıkarılan 01. sınıftaki tüm mallar ile 17. sınıftaki “derz dolguları” dışındaki tüm mallar açısından YİDK kararının iptaline, “derz dolguları” açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı… vekili, 2018-M-6545 sayılı YİDK kararında maddi hata yapıldığını, kararın alınmamış sayılmasına karar verildiğini, karar düzeltilerek 2018-M-9695 sayılı kararın alındığını, bu nedenle asıl davanın konusuz kaldığını, başvuru ile itiraza mesnet … sayılı markanın aynı olduğunu, başvuru kapsamından çıkartılan malların ise düşük derecede benzer olduğunu, işaret aynılığı bulunduğundan düşük derecede benzerlikte dahi karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimalinin ortaya çıkabileceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, asıl davaya konu YİDK kararında maddi hata yapıldığını, kurumdan düzeltilmesi talep edilebilecekken dava açıldığını, müvekkilinin de kurumdan kararın düzeltilmesini talep ettiğini, davanın konusuz kaldığını, asıl davanın usulden reddinin gerektiğini, yapılan hatadan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin “derz dolgusu” dışındaki mallar için de söz konusu olduğunu, reddedilen malların ilişkili mallar olduklarını, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Katılma yoluyla davacı vekili, kararın “derz dolguları” yönünden hatalı olduğunu, redde mesnet … sayılı markanın İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2017 E.-2020/179 K. sayılı kararıyla hükümsüz kılındığını, müvekkilinin önceki tescilleriyle iltibas yarattığı kabul edilen bir markanın müvekkilinin sonraki marka başvurusunun kısmen reddine dayanak olmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin tescilden itibaren 5 yıl geçen markalarının bulunduğunu, müvekkilinin eski tarihli markalarının farklı olduğu değerlendirmesinin hatalı olduğunu, zira hepsinin de esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “derz dolgusu” emtiasının müvekkilinin eski tarihli markalarının kapsamında da bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Asıl dava 2018-M-6545 sayılı YİDK kararının birleşen dava ise bu karar kaldırılarak verilen 2018-M-9695 sayılı YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları aynı ibareden oluşup, 17. sınıftaki “derz dolgusu” yönünden de benzer oldukları, davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde asıl davaya konu YİDK kararının tümden iptaline karar verilmesini istemiş ise de, söz konusu kararın birleşen davaya konu YİDK kararıyla alınmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakla, asıl davada davacı vekilinin katılma istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Yukarıda yapılan özetten anlaşıldığı üzere asıl davaya konu 2018-M-6545 sayılı YİDK kararında başvuru kapsamında bulunmayan bazı malların çıkartılmasına karar verilmesi suretiyle maddi hata yapılmış, durumun tespiti üzerine davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu bu kez, 2018-M-9695 sayılı kararını alarak asıl davaya konu kararın alınmamış sayılmasına karar vermiştir. Bu durumda, dava devam ederken dava konusu kararın ortadan kalkması nedeniyle dava konusuz kalmış olup, mahkemece esas hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmamaktadır. Bununla birlikte HMK’nın 331/1. maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Somut uyuşmazlıkta asıl davaya konu YİDK kararı yönünden davacı taraf “derz dolgusu” emtiası dışındaki mallar bakımından haklı bulunmuştur.
Bu itibarla, konusuz kalan asıl dava yönünden ilk derece mahkemesince davaya devam edilerek tarafların haklılık durumunun tespiti doğru ise de, konusuz kalan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı… vekili ile davalı şirket vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
3-Taraf vekillerinin birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, içinde inşaat ve pazarlama konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı heyet tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, dava konusu başvuru kapsamında bulunan emtiaların, davalının itiraza mesnet markalarının kapsamında yer alan emtialarla sadece 17. sınıftaki “derz dolgusu” yönünden benzer oldukları, diğer mallar yönünden emtia benzerliği şartının gerçekleşmediği, taraf markalarını oluşturan işaretlerin ise aynı olduğu, her ne kadar davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf itirazlarında “derz dolgusu” yönünden eski tarihli markalarına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğunu ve bu mal yönünden de davanın kabulünün gerektiğini ileri sürmüş ise de, davacının 08.05.2018 tarihli Markalar Dairesi Başkanlığı kararına itiraz formunda müktesep hak iddiasına ilişkin olarak …, … sayılı markalarına dayandığı, bunların da süre yönünden müktesep hak oluşturmayacağı, dolayısıyla birleşen davada ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı… ve davalı şirket vekillerinin ile katılma yoluyla davacı şirket vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiş, asıl davaya ilişkin karar kaldırılarak yeni hüküm kurulduğundan ve taraf vekillerince mahkemece hükmedilen yargılama giderlerini ilişkin bir istinaf itirazında bulunulmadığından, karar bütünlüğünün bozulmaması için birleşen davada davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm yeniden kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı… vekili ile davalı şirket vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazlarının KABULÜ ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/09/2020 tarih ve 2018/398 E.-2020/262 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı… vekili ve davalı şirket vekili ile katılma yoluyla davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
4-ASIL DAVA YÖNÜNDEN; dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Asıl davada Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Asıl davada davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi uyarınca, davanın ön inceleme tutanağının taraf vekillerince imzalanmasından önce konusuz kalması nedeniyle 1/2 oranında hesaplanan 7.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Asıl davada davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi uyarınca, davanın ön inceleme tutanağının taraf vekillerince imzalanmasından önce konusuz kalması nedeniyle 1/2 oranında hesaplanan 7.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Asıl davada davacının yaptığı (3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 231,40 TL tebligat gideri) toplam 3.731,40 TL nin kabul ve red oranı takdiren 9/10 kabul edilerek bu orana tekabül eden 3.358,26 TL ile 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcının eklenmesiyle oluşan toplam 3.430,06 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Davanın KISMEN KABULÜNE, … sayılı… YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamından çıkarılan 01. sınıftaki tüm mallar ile 17. sınıftaki “derz dolguları” DIŞINDAKİ tüm mallar açısından İPTALİNE, “derz dolguları” açısından ise davanın REDDİNE,
10-Birleşen davada Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye 10,00 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
11-Birleşen davada davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.910,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Birleşen davada davalılar kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.910,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
13-Birleşen davada davacının yaptığı 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 270,00 TL tebligat gideri) toplam 2.070,00TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.035,00 TL ile 44,40 TL ilk harç masrafının toplam 1.079,40 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
14-Davalı… tarafından istinaf aşamasında yapılan 51,50-TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına tekabül eden 5,15-TL’sinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, bakiyesinin anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
15-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
16-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
17-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
18-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
19-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 05/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip