Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/30 E. 2022/1477 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/30
KARAR NO : 2022/1477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : 2019/356 E. – 2020/337 K.

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/10/2020 tarih ve 2019/356 E. – 2020/337 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkili şirketler adına “…+şekil” ibareli markaların 1. ve 45. sınıfların tamamındaki mal ve hizmetler yönünden tescilli bulunduğunu, davalının 2016/39432 başvuru numaralı “… …” markasının da 12. ve 37. sınıfta tescil edildiğini, davalı markasının müvekkillerinin markaları ile iltibas meydana getirdiğini, davalının “… …” markasındaki ayırt edici unsurun da “…” kelimesi olduğunu ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından 02/05/2016 tarihinde 2016/39432 başvuru numarası ile “… …” markası için 7, 12 ve 37. sınıflarda başvuru yapıldığını, davacıların dava tarihinden önceki beş yıllık süre içinde hükümsüzlük taleplerinin gerekçesi markalarını, hükümsüzlük taleplerine dayanak gösterdikleri mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmadıklarını, müvekkilinin markasının 948 adet “…” ibaresiyle başlayan diğer markalardan yalnızca biri olduğunu, iltibas ihtimalinin varlığından söz etmek için yeterli bir neden olmadığını, müvekkili markasının dahil olduğu mal ve hizmetler ile davacıların markalarının dahil olduğu mal ve hizmetlerin farklı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı markasının kapsamında yer alıp kullanımı ispatlanan hizmetler ile davalı markasının kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmaması sebebiyle ortalama tüketiciler nezdinde, davacılardan …A.Ş. adına … sayı ile tescilli “… … Şekil” markası ile davalının … sayı ile tescilli “… …” markası arasında, karıştırılma ya da ilişkilendirme ihtimalinin bulunmadığı, davacı … … A.Ş. adına tescilli … sayılı “…” markasının ise kullanımının ispatlanamadığı, davacıların … ve … sayı ile tescilli markalarının tanınmışlığını ispatlayacak yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili … … A.Ş.’nin adına tescilli … sayılı markayı aktif olarak kullandığını, müvekkili şirkete ait “www…com.tr” internet sitesinden faaliyet alanlarının ve bu alanda ilgili markayı kullandığının tespit edilebileceğini, kaldı ki “….com.tr” internet sitesinde hem “… …” hem de “…” markalarının logolarıyla birlikte yer aldığını, ilgili delillerin sunulmuş olmasına rağmen, uçağın üzerindeki görsellerin, internet sitesinin, bilançoların vb. tüm evrakların değerlendirmeye tabi tutulmadığını, müvekkili şirket ile davalının tescil ettirmiş olduğu markaların arasında karıştırılma ya da ilişkilendirme ihtimalinin de bulunduğunu, müvekkili … … A.Ş.’ne ait markanın tanınmış olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı … … A.Ş. adına tescilli … sayılı “…” markasının tescilli olduğu emtialarda kullanımının ispatlanamadığı, davacılardan …A.Ş. adına tescilli … sayılı “… … Şekil” ibareli markanın ise sadece 39. sınıfta “Hava taşımacılığı hizmetlerinde” kullanıldığının ispatlandığı, bu hizmetlerin de davalının … sayı ile tescilli “… …” markasının kapsamındaki 12 ve 37. sınıf mal ve hizmetlerle benzer olmadığı, dolayısıyla tarafların markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, ayrıca davacılar vekilince emsal dosyalarda alındığı belirtilerek sunulan ve taraf markalarının benzer olduğu sonucuna varan bilirkişi raporlarının, ya 6769 sayılı SKM’nın yürürlüğe girmesinden önce açılan ve dolayısıyla anılan Yasa’nın 25/7. maddesi uyarınca kullanmama def’inin ileri sürülmesinin mümkün olmadığı davalarda ya da SMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılsa da davalının savunmada bulunmayıp duruşmalara katılmadığı davalarda alındığı, dolayısıyla anılan bilirkişi raporlarının işbu dava yönünden emsal oluşturamayacağı anlaşılmakla, davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacılardan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 108,80-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 28,1‬0-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip