Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/298 E. 2023/270 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/298
KARAR NO : 2023/270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2018/434 E. – 2020/258 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2018/434 E. – 2020/258 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkili ortaklık tarafından … başvuru nolu “…” ibareli marka başvurusunun davalı şirketin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının bütünsel açıdan farklı olduğunu, müvekkillerinin “…” ibaresini 2010 yılından beri kullandıklarını ve bu ibareyi taşıyan tescilli markalarının bulunduğunu, davalının “…” ibareli markalarına karşı dava açtıklarını, bu davaların bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, “…” ibareli markaların gerçek hak sahibinin müvekkilleri olduğunu, davalının bu markaları kendi adına kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkillerinin “… …” markasının davalının “… …” markasından daha önce tescil edildiğini, başvuru ile itiraza mesnet markaların farklı olduğunu ve karıştırılmaları ihtimali bulunmadığını, davalı tarafından kullanılan “…” ibaresinin de tanımlayıcı olup tüm dünyada kullanılan genel bir ad olduğunu, belirli bir … çerçevesinde oluşturulmuş kapsamlı eğlence platformunu ifade ettiğini, tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, davalının kötü niyetli olarak tescil ettirdiği markalarını kullanmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 14.09.2018 tarihli kararının iptaline, başvurunun tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 2011 yılından bu yana tescilli “…” ibareli markaları olduğunu, bu markaları yoğun ve ciddi bir biçimde kullandığını, tanınmış hale getirdiğini, “…” ibareli markalar üzerinde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, başvurunun müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve kötü niyetli olarak yapıldığını, markaların kapsamındaki hizmetlerin de benzediğini, müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, davacıların müvekkilinin markalarından haksız yararlanmaya çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “…” ibareli marka başvurusu ile davalının “…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markada “…” ibaresinin müşterek asli ve ayırtedici unsur olarak baskın şekilde ön planda olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “…” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “…” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki marka arasında yanılgı yaşayabileceği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında ortak, baskın unsuru “…” ibaresi dolayısıyla işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği, yani markaların karıştırılabileceği, bu açıdan SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK’nın 282. maddesindeki “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle iştirak edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmemiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, başvuru ile davalı şahsın kötü niyetli olarak tescil ettirdiği “…” ibaresi arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, “…” ve “…” kelimelerinin yazılışlarının ve anlamlarının farklı olduğunu, benzerlik değerlendirmesinden bütüncül intibanın dikkate alınması gerektiğini, müvekkillerinin de “…” ibareli markalarının ve bu markalar arasında “… …” ve “…” ibareli markaların bulunduğunu, bu markaların davalının markalarıyla karıştırılma ihtimali bulunmadığı değerlendirilerek tescil edildiğini, “…” ibaresini taşıyan çok sayıda marka bulunduğundan başvurunun davalının markalarının devamı şeklinde algılanmayacağını, ayrıca itiraza mesnet “…” ibaresinin ise tanımlayıcı olup “belirli bir … çerçevesinde oluşturulmuş kapsamlı eğlence platformu” anlamına geldiğini, davalının tescil ettirdiği markalarını kullanmadığını ve kötü niyetli olduğunu, “…” ibaresi yönünden eskiye dayalı kullanım hakkının müvekkillerine ait olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 37. sınıf hizmetler yönünden tescili talep edilen dava konusu başvurunun 37. sınıf hizmetleri de kapsayan davalının … numaralı “…” ibareli markasına SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, zira markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin her iki markanın esas unsurunu oluşturduğu, başvurunun itiraza mesnet markadan yeterince uzaklaşmadığı, davacıların eski tarihli markalarının tescil tarihleri itibariyle kazanılmış hak sağlamadıkları, markaların tescilli oldukları müddetçe korunacakları anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre davacılar …. A.Ş., … A.Ş., …. A.Ş.’den ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60’ar-TL’nin anılan davacılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu’na göre davacı …. A.Ş.’den alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin anılan davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar uhdesinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip