Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/29 E. 2022/859 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Patent (Patent Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/11/2020 tarih ve 2010/58 E. – 2020/318 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … (“…”) geni buluş başlıklı…. sayılı patentin inhisari (münhasır) lisans sahibi olduğunu, Patent sahibi Genethon tarafından 13.08.1998 tarihinde …. başvuru numarası ile yapılan başvurunun 22.10.2007 tarihinden itibaren TR 2000/00435 B sayı ile tescil edildiğini, davalı Şirketin patent hakları müvekkiline ait olan TR 2000/00435 B sayılı patente konu buluşu izinsiz olarak kullandığının ve piyasaya sunmakta olduğunun öğrenildiğini, davalı Şirkete ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından, müvekkili Şirkete gönderilen ihtarnamede, davalı Şirketin faaliyetlerinin müvekkilinin patentinin koruma kapsamında olmadığının iddia edildiğini, oysa, davalı Şirketin fiillerinin, uluslararası patent başvurularının organizasyonunu yürüten Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü’nün (“…”) kayıtlarında ve TR ….sayılı patentin istemlerinde korunması istenen unsurların kapsamına girdiğini ve patent haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalı Şirketin patente konu buluşla ilgili yürütmekte olduğu faaliyetleri gerçekleştirdiğine dair davalı Şirketin internet sitesinde yar alan beyanların dilekçe ekinde sunulduğunu, müvekkili Şirket tarafından TR….sayılı patent ve bu patent kapsamında kullanılan usuller kullanılarak üretilip satış ve pazarlaması yapılan orijinal … test kitinin ve davalı tarafından üretilip satılan … test kitinin ve davalıya ait bu test kitinin davalı Şirketten satın alındığını gösteren faturanın dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı tarafından üretilip satış ve pazarlaması yapılan … test kitininin, müvekkili Şirketin patent haklarına açıkça tecavüz ettiğinin görüleceğini ileri sürerek kullanım hakkı davacıya ait olan …. B sayılı patentin kapsamında olan buluş konusunun davalı tarafından kullanımının engellenmesi için dava konusu … test kitlerinin üretimi ve pazarlanmasının men’i, piyasaya dağıtılmış diğer ürünlerin toplatılmasını, dava konusu patent haklarına davalı tarafından yapılan her türlü tecavüz fiilinin durdurulması ve bu tecavüzün giderilmesini, patentten doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması ve davalının patent kapsamında korunmakta olan usulleri kullanarak ticaret yapmasının yasaklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının halihazırda hukuken “inhisari” lisans hakkı sahibi olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan lisans kaydının geçerliliğini yitirdiğini ve davacının dava tarihinde lisans sahibi olup olmadığının muallak olduğunu, TR …. B sayılı patentin hükümsüz kılınması gerektiğini, anılan patentin biyoteknolojik ürün ve usulleri tarif ettiğinden patentlenemez nitelikte olduğunu ve patentin istemlerinin tümü tek tek tekniğin bilinen durumuna dahil dokümanlar karşısında detaylı olarak değerlendirilerek, istemlerin 551 sayılı KHK’nın madde 7 kapsamında yenilik vasfı taşımadığının ve madde 9 kapsamında buluş basamağı içermediğinin iddia edilerek hükümsüzlük talebiyle karşı dava açıldığını, davacı tarafından sunulan dava konusu patentin … kaydı buluşun özetinin koruma kapsamı bakımından hiçbir ehemmiyeti olmadığını, başvuru sırasında kullanılan bu istemlerin patentin inceleme işlemleri sırasında değiştirildiğini, tescil edilen son istemlerin davalı tarafından sunulduğunu, tecavüzün varlığının söz konusu olamayacağını, savunarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın davalısı tarafından dava konusu olan asıl davanın davacısı adına tescilli TR 2000/00435 nolu patentin hükümsüz kılınması istemiyle karşı dava açıldığı, ancak bu davanın takip edilmeyeceği belirtildiğinden karşı davanın 07.12.2010 tarihinde yapılan celsede işlemden kaldırıldığı, süresi içerisinde de yenilenmediği için karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davalının ürünlerinin, davacının TR … sayılı patentinin geçerli olan 10, 11, 15, 16, 17, 19 ve 23 nolu bağımsız istemlerinin ve 12, 13, 14, 18, 20, 21, 22 ve 24 nolu bağımlı istemlerinin kapsamına girdiği gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, davalı ürünlerinin davacı adına tescilli TR 2000/00435 tescil nolu patentin 10-11-15-16-17-19 ve 23 nolu bağımsız istemlerine, 12-13-14-18-20-21-22 ve 24 nolu bağımlı istemlerine yapılan tecavüz fiillerinin durdurulmasına ve tecavüzün giderilmesine, bu kapsamda TR 2000/00435 nolu patentin yukarıda yazılan bağımlı ve bağımsız istemlerden doğan haklara tecavüz sureti ile üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde kullanılan araçlara, patente bağlı usullerin kullanımını sağlayan araçlara el konulmasına, davalının davacıya ait patentin yukarıda sayılan bağımlı ve bağımsız istemlerini kullanarak ticaret yapmasının yasaklanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kararın ulusal çapta yayın yapan gazetede bir defa ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu hastalığın genetik alanına ilişkin bir hastalık olduğunu, bilirkişilerin hiçbirinin genetik alanında uzman isimler olmadığını, dava konusu hastalığı doğru tespit edemediklerini, genetik alanında uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir kurul atanması gerektiğini, eksik ve hatalı bir yöntem kullanılarak yapılan bilirkişi incelemesini ve sonuçlarını kabul etmediklerini, dava konusu patent belgesinde dört adet mutasyon tespit edilebilirken müvekkilinin ürettiği kit ile …. olmak üzere altı adet mutasyon tespit edilebildiğini, dava konusu patent sahibinin iddiası ve bu iddia sonucu patent alma sebebi eğer potansiyel mutasyon gen bölgesini daraltmak ise, müvekkili firmanın böyle bir dar gen bölgesi aralığında zaten çalışmadığını, dolayısıyla tecavüzün varlığının da söz konusu olmadığını, ayrıca, davacı tarafa ait patentin başlığından da anlaşılacağı üzere “Bulaşıcı” hastalıklar için ortaya konulmuş bir patent olduğunu, her ne kadar bilirkişiler ek raporlarında bahsi geçen hastalığın “ailevi akdeniz humması” olduğunu ve kalıtsal olarak geçtiğini, herhangi bir bulaşıcılığının olmadığını belirtmişse de bu hususta geniş ve doyurucu bir açıklamada bulunmadıklarını, patentin isminin “…” olduğu göz önünde bulundurulduğunda genetik ve infeksiyon hastalıklarında uzman bir bilirkişi tarafından söz konusu hususun incelenmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, patent hakkına tecavüzün durdurulması ve giderilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporunda, davalının ürünlerinin, davacının TR … sayılı patentinin geçerli olan 10, 11, 15, 16, 17, 19 ve 23 nolu bağımsız istemlerinin ve 12, 13, 14, 18, 20, 21, 22 ve 24 nolu bağımlı istemlerinin kapsamına girdiğinin belirlendiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022