Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/275 E. 2023/215 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/269 – 2023/241
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/269
KARAR NO : 2023/241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2019/410 E. – 2020/249 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/09/2020 tarih ve 2019/410 Esas – 2020/249 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkillerinin … nezdinde … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduklarını, davalı Şirketin … sayılı “…” ibareli markasını gerekçe göstererek bu başvuruya yaptığı itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edildiğini ve başvurunun reddine karar verildiğini, müvekkillerince bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilleri başvurusu ile redde mesnet marka arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, “…” kelimesinin iki ayrı kelimenin kısmen birleşmesi ile türetildiğini, “…” ibaresinin İngilizce tek anlamına geldiğini, “…” ibaresinin ise nylon kelimesinin son 3 harfi alınarak oluşturulduğunu, bu iki ibare birleştiğinde … kelimesinin ortaya çıktığını, anlatılmak istenenin … olduğunu, bunun cerrahi ameliyat ipliği üretiminde kullanılan bir iplik çeşidi bulunduğunu ve markada bu ürünün çağrıştırılmaya çalışıldığını, müvekkilleri tarafından tescil başvurusunda bulunulan … markasının … sayı ile …. ve A.Ş. adına tescillendiğini, anılan şirketin bu marka ile cerrahi ameliyat ipliği üretimi yaptığını, davalı Şirketin bu markaya karşı itirazda bulunmadığı gibi yasal yollara da başvurmadığını, şirket yönetim kurulu başkanının oğulları olan müvekkillerinin markayı korumak için … sayı ile marka tescili için başvuruda bulunduklarını, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, … ve … markalarının birbirlerinden tamamen farklı olduklarını, sektörel olarak da farklı olmaları nedeniyle … markasının tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-8361 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu markaların görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu, fonetik açıdan yüksek oranda benzerlik bulunduğunu, harflerin sıralamasının ayniyet derecesinde benzer olduğunu, taraf markalarının aynı emtiaları içerdiğini, müvekkiline ait itiraza mesnet marka ile dava konusu markanın ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açacağını, davacıların babalarına ait firmanın daha önce tescilini talep ettiği markanın huzurdaki uyuşmazlıkla ilgisi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan malların tamamının itiraz gerekçesi markanın kapsamında yer alan mallarla aynı/aynı tür olduğu, dava konusu marka ile itiraz gerekçesi markanın benzer bulunduğu, bu itibarla markalar arasında iltibas ihtimalinin ve tescil engelinin olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, müvekkilleri tarafından yapılan marka başvurusuna konu ürünün ortalama tüketiciye değil uzman tüketici grubuna hitap ettiğini, aksi yöndeki bilirkişi görüşünün yerinde olmadığını, marka başvurusunda bulunulan ürünün ilaç olmayıp, davalının ürünleri gibi eczanelerde satılan bir ürün niteliğinde bulunmadığını, bu kapsamda müvekkilleri tarafından marka başvurusunda bulunulan ürünün cerrahi ameliyat ipliği olduğu gözetildiğinde ortalama tüketici tarafından eczaneden alınma ihtimalinin olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, genel izlenim ve karıştırılma olasılığı başlığı altında markaların hangi amaçla kullanıldığı, hangi tüketici grubuna yönelik olduğu, ilaçların reçeteli mi reçetesiz mi satılacağının önemli olduğu ifade edilmiş, ancak her iki ürün açısından yapılan değerlendirmede genel ifadelere yer verilerek, ürünlerin ne amaçla kullanıldığı ve kullanım gruplarının ne olduğu konusunda detaylı açıklama yapılmadığını, her iki marka arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerin fiili duruma aykırı olması ve denetime elverişli olmaması nedeniyle yerel mahkemeden yeni bir bilirkişiden rapor alınması veya itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep ettiklerini, ancak bu taleplerinin kabul edilmediğini, itirazları değerlendirilmeden bilirkişi raporu kapsamında karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markanın da aynı harf dizilimine sahip oldukları gibi aynı harfle başladıkları ve aynı heceyle sonlandıkları, başvuru ile redde mesnet marka arasındaki farklılığın, yalnızca redde mesnet markadaki “e” harflerinin yerine “o” harfinin konulmasından kaynaklandığı ve bu farklılığın da başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve 2014/11 E., 2016/778 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, davacılar vekilinin yeni veya ek bilirkişi raporu alınmadığına ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.