Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/266 E. 2023/264 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/266
KARAR NO : 2023/264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI : 2018/96 E. – 2019/122 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/03/2019 tarih ve 2018/96 E. – 2019/122 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalıların bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı … başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya yaptıkları itirazın kısmen kabul edilerek başvurudan bir kısım emtianın çıkartıldığını, kalan emtia yönünden yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun iltibas yaratacağını, markanın 24, 25 ve 30. sınıfları kapsadığını, başvurunun müvekkili markasının serisi olarak algılanacağını ve tanınmış markalarına zarar vereceğini, marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 2017-M-11488 sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu başvurunun “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 24, 25 ve 30. sınıflardaki “24. Fabrics and substitutes thereof; bed throws; table covers. 25. Clothing, footwear, headgear. 30. Coffee, tea, cocoa and artificial coffee, rice, tapioca and sago, flour and preparations made from cereals, bread, pastry and confectionery products, edible ices, sugar, honey, treacle, yeast, baking powder, salt, mustard, vinegar, sauces (condiments); spices, ice for refreshment, chocolate” mallarının yer aldığı, davacının itirazına dayanak markalarının esas unsurunun da “…” ibaresinden oluştuğu, koruma kapsamlarında 29, 30 ve 32. sınıflardaki malların bulunduğu, başvuru kapsamında kalan dava konusu çekişmeli 24 ve 25. sınıftaki malların itiraza dayanak markaların kapsamındaki mallardan farklı oldukları, davacının önceki markaların kök unsuru olan “…” ibaresinin başvuruda aynen yer aldığı, bir bütün olarak bakıldığından diğer unsurların tali olup başlı başına ayırt ediciliği tesis edecek önemde olmadığı, dolayısıyla “…” müşterek unsuru nedeniyle markalar arasında ortalama düzeyde görsel benzerlik ile kavramsal ve kısmen işitsel benzerlik de bulunduğu, ancak önceki markanın ayırt ediciliğinin, markaların potansiyel müşterisinin dikkati ve özellikle markaların kapsamındaki emtianın farklılığı bir bütün halinde değerlendirildiğinde markalar arasında karışıklık riskinin olmadığı, dava konusu marka başvurusunun davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlayabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığı, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin bulunmadığı, dosya kapsamında marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu, raporda taraf markalarının benzediği belirtilmekle birlikte YİDK karar iptali ve hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını yönünde görüş bildirildiğini, başvurunun müvekkilinin tanınmış markalarına zarar vereceğini, taraf markaları birebir aynı olup tescilli oldukları sınıfların da aynı/benzer olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı olarak benzer ise de, başvuru kapsamından 30. sınıf malların çıkartıldığı, kalan mallar yönünden emtia benzerliği şartının oluşmadığı, bu hali ile taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, SMK’nın 6/5. maddesindeki şartların oluşacağının ve kötü niyetin kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip