Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/248 E. 2023/199 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/248
KARAR NO : 2023/199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2020/7 E. – 2020/293 K.

DAVACI : …
VEKİLİ
DAVALI : 1-… –
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/10/2020 tarih ve 2020/7 E. – 2020/293 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markların sahibi olduğunu, davalı Şirketin … sayılı “…” ibareli marka başvurusuna,”…” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak yapılan itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun, müvekkilinin markalarının asli unsuru olan “…” ibaresini birebir içerdiğini, dava konusu marka başvurusunun tescili halinde müvekkilinin markalarının serisi olarak algılanacağını, müvekkilinin itirazına mesnet markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin “www…com.tr” ibareli alan adıyla da benzerlik gösterdiğini, başvurunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-7109 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalarının benzer olmadığını, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, dava konusu başvurunun bütünsel olarak davacı markalarından farklı olduğu, SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının bulunmadığı, dava konusu başvurunun davacının “…” ibareli alan adı ile de benzer olmadığı, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların bulunmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, yerel mahkeme kararının aksine davaya konusu marka ile müvekkiline ait … ibareli seri markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik olduğunu, dava konusu başvurunun tescil edilmek istendiği 09. ve 42. sınıf hizmetlerin müvekkilinin markalarının kapsamında da yer aldığını, taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markalarından birisi olarak algılanacağını, müvekkiline ait “…” ibareli markaların, yoğun kullanım ve tanıtım neticesinde ayırt edicilik kazandığını ve tüketici nezdinde tanınmış olduklarını, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkiline ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacı ile kötü niyetli olarak yapıldığını, ayrıca müvekkilinin SMK’nın 6/6 maddesi uyarınca “…” ibareli alan adından kaynaklanan üstün hakkı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu marka işaretleri arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira “…” ve “…” ibarelerinin, Türkçe’de “büyük, geniş” anlamlarına geldiğinden ayırt ediciliklerinin oldukça düşük bulunduğu, her ne kadar tescilli olduğu sürece markanın korunması esas ise de, bu ibareyi içeren markaların koruma kapsamlarının dar değerlendirilmesinin gerektiği, anılan ibarenin ortak olarak yer aldığı markalarda yapılacak küçük değişikliklerin dahi iltibas tehlikesini ortadan kaldıracağı, buna göre dava konusu başvurunun, davacının itirazına mesnet markalarından yeterince farklılaştığı, taraf marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının da sonuca etkili bulunmadığı gibi somut olay bakımından SMK’nın 6/6 maddesindeki koşullarının da oluşmadığı, kötü niyet iddiasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :21/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip