Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/246 E. 2023/192 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/246
KARAR NO : 2023/192
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
NUMARASI : 2018/69 E. – 2019/185 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/04/2019 tarih ve 2018/69 E. – 2019/185 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirketin …” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazların kısmen kabul edilerek, başvurunun 29 . sınıf “Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler (gıda maddesi olarak hazırlanan polen dahil). Kuru yemişler. ” Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. ” ve 30. sınıf “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Pekmez” malları ile anılan malların satışına ilişkin 35. sınıf hizmetler yönünden reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının ise 2017-M-10755 sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibas koşulları oluşmadığı gibi müvekkilinin “…” ibareli önceki markaları nedeniyle müktesep hakkının bulunduğunu, müvekkilinin önceki tarihli markaları nedeniyle dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunduğunun, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Ankara 4. FSHHM’nin 2014/275 E-2014/324 K sayılı ilamı ile kabul edildiğini, müvekkilinin “…” ibareli markalarının tanınmış olduğunu ve anılan ibarenin gerçek hak sahibinin müvekkili bulunduğunu ileri sürerek, 2017-M-10755 sayılı YİDK kararının iptali ile dava konusu başvurunun tescili istenen tüm sınıflar yönünden tescil işlemlerine devam edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibas olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet markalar arasında iltibas koşullarının oluştuğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında uyuşmazlık konusu 29,30 ve 35. sınıf mal ve hizmetler yönünden iltibas koşularının oluştuğunu, davacının müktesep hak iddiasına dayanak markalarından 2009 ve 2010 tarihli olanların dava konusu başvurunun yapıldığı 04.10.2012 tarihi itibariyle, henüz çekişme konusu olmaktan çıkmadığı, tescil tarihleri itibariyle bu markalara karşı hükümsüzlük davası açma süresinin halen devam ettiği, bu sebeple de işbu markaların müktesep hak oluşturmayacağı, önceki tarihli diğer davacı markalarının tescil kapsamlarında yer alan malların uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür bulunmadığı, yani başvuruda emtia kapsamının genişletilmesi nedeniyle müktesep hak oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin önceki markaları nedeniyle müktesep hakkının bulunduğunu, emsal başka bir davada müvekkilinin 2009 tarihli markalarının, işbu davada da uyuşmazlık konusu mallar yönünden tescili için yaptıkları 2010 tarihli başvuru bakımından müktesep hak teşkil ettiğinin kabul edildiğini, ilk derece mahkemesinin müktesep hakka dayanak markalarına karşı hükümsüzlük davası açma süresi devam ettiğinden müktesep hak teşkil etmeyeceği gerekçesinin hatalı bulunduğunu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/8534 E-2014/16121 K sayılı ilamında da marka tescil tarihlerinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmamış olmasının müktesep hakkın varlığını etkilemeyeceğinin açıklandığını, ilk derece mahkemesi kararının müvekkilinin müktesep hak değerlendirilmesi bakımından bahsi geçen kararlarla çeliştiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin “…” asıl unsurlu olup,benzer bulunduğu, taraf markalarının kapsadığı emtia listelerinin de aynı/aynı tür/benzer olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi.’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547 E.-2008/10251 K. sayılı ilamda da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için, kazanılmış hak iddia edilen tescilli marka ile dava konusu markadaki ibarelerde asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması ve yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması koşulunun birlikte bulunmasının zorunlu olduğu, buna göre, davacının müktesep hakka dayanak teşkil ettiğini ileri sürdüğü markalarından 2009 ve 2010 tarihli olanlarının, dava konusu başvurunun yapıldığı 04/10/2012 tarihi itibariyle, henüz taraflar arasında çekişme konusu olmaktan çıkmadığı, anılan markalara karşı hükümsüzlük davası açma süresinin halen devam ettiği, bu sebeple de bu markaların müktesep hak oluşturamayacağı, aynı taraflar arasında görülen benzer bir uyuşamazlıkta verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/4578 E- 2019/1491 K sayılı ilamında da aynı sonuca varıldığı, davacının müktesep hak teşkil ettiğini ileri sürdüğü diğer markalarının da uyuşmazlık konusu mallar yönünden tescilli bulunmadığı, bu itibarla dava konusu başvuru bakımından müktesep hak oluşturmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip