Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/244 E. 2023/214 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/244
KARAR NO : 2023/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2019/387 E. – 2020/242 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/09/2020 tarih ve 2019/387 E. – 2020/242 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … sayılı ve … ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere, … nolu başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından yapılan itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin atlayan kedi şekli ve … kelime markasının 6769 Sayılı SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri anlamında tanınmış marka olduğunu, dava konusu marka başvurusu ile müvekkilinin markalarının ayniyet derecesinde benzer bulunduğunu ve iltibas tehlikesi yarattığını ileri sürerek 2019-M-9268 sayılı YİDK kararının iptaline, … sayılı “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının farklı sınıflarda yer aldığı, bununla birlikte farklı tüketici gruplarına hitap ettiği ve farklı ihtiyaçları karşıladığı anlaşıldığından markaların kapsamında yer alan mal/hizmetlerin benzer olmadığı, taraf markalarında, ortak kelime de bulunmadığı, dava konusu markada “…” ibaresi ile birlikte yer alan “yırtıcı kedi görünümlü şeklin” davacının … sayılı markalarında da yer aldığı, dava konusu marka ile davacının itiraza mesnet markalarından… sayılı markalarının görsel açıdan benzer olduğu, her ne kadar taraf markalarında yer alan atlayan kedi figürlerinde grafiksel farklılıklar bulunmaktaysa da; tüketicinin aklında kalanın bir bütün itibariyle atlayan kedi (yırtıcı hayvan) olacağı, taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı gören ortalama bir tüketicinin bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanması kuvvetle muhtemel bulunduğu, dava konusu marka ile itiraza mesnet … sayılı markaların dışında kalan markaların benzer olduğu, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusunun reddedileceği, davacının … sayılı markaları dışında kalan itiraza mesnet markaları ile dava konusu markanın benzer olduğu değerlendirildiğinden, 6769 sayılı SMK’nın 6(5) maddesi uyarınca, davacıya ait atlayan kedi/… markası yoğun reklam ve tanıtım faaliyetleri ile özellikle spor giyim emtialarında tanınmış bir marka haline geldiği, itiraz sahibinin atlayan kedi logosunun spor giyim eşyaları üzerindeki bilinirlik düzeyi ile yoğun ve yaygın kullanımı nedeniyle, her ne kadar itiraz konusu başvurunun kapsamında itiraz sahibine ait markanın tanınmış olduğu giyim sektörü ile benzer olmayan, farklı bir sektöre yönelik mal ve hizmetler bulunmakta ise de, atlayan kedi logosu ile benzer nitelikteki başvuru konusu markanın farklı mal ve hizmetlerle ilgili olarak kullanılması halinde, bu tanınmış logonun ayırt edicilik gücünün, teklik fonksiyonunun ve etkileme alanının zayıflayabileceği, bu suretle markanın ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ve sulandırılabileceği, bununla birlikte, başvuru sahibinin markayı kullanımı, önceki markanın ününden, çekiciliğinden ve prestijinden yarar sağlanmasına ve finansal karşılık ödenmeksizin önceki markanın ününün sömürülmesine yol açabileceği ve bu bağlamda önceki markanın ününden haksız avantaj sağlanması hali ortaya çıkabileceği, davalı markasının davacıya ait atlayan kedi figürü ile benzer olduğu, başvurunun tescili halinde söz konusu tanınmış şekil markalarının bilinirliğinden haksız yarar sağlama ya da markanın ayırt edici karakterine zarar verme ihtimalinin bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 2019-M-9268 sayılı kararının iptaline, dava konusu yapılan marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlüğü konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, önceki markanın sahibi fiili ve mevcut zararı göstermek zorunda olmasa da, markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağına ya da markasının itibarına zarar verileceğine ya da markasının ayırt edici karakterinin zedeleneceğine ilişkin olarak gelecekteki riske dair farazi olmayan ve aksi ispat edilmedikçe iddiayı ispata yeterli ve geçerli olan deliller ileri sürmek zorunda olduğunu, somut olayda, itiraz sahibinin, tanınmışlık ve işaretlerin benzer olduğu iddiası dışında; itiraz edilen markanın kullanımının, önceki markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağı, markanın itibarına zarar vereceği ya da markanın ayırt edici karakterini zedeleyeceği sonucunu destekler nitelikte herhangi bir delil sunmadığını, somut olayda, itiraz gerekçesi markalarla benzerlik düzeyi yüksek olmayan ve itiraz sahibinin sektörüyle hiçbir ortak noktası bulunmayan mallara yönelik olan başvuru konusu markanın kullanımının bu durumlardan herhangi birisinin gerçekleşmesine yol açacağını varsayacak haklı ve yeterli bir sebep bulunmadığını, davacı şirketin, 6769 sayılı Kanunun 6/5. maddesindeki emredici nitelikteki şartları dava sürecinde ispatlayamadığını, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalı şirketin “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere, … nolu marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun yayınlanmasından sonra davacı Şirketin … ve ŞEKİL markalarını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiği, davacının itirazının YİDK tarafından reddine karar verildiği, bu bağlamda dosya kapsamındaki uyuşmazlığın davalı şirketin başvurusuna konu “şekil” ile davacının itirazına mesnet … ve ŞEKİL markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında iltibas bulunup bulunmadığı, SMK’nın 6/5. maddesindeki koşulların bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Bu durumda önemli olan, halkın işaretler arasında herhangi bir şekilde herhangi bir nedenle bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi, özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ile bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir (Yargıtay HGK, 15/11/2013 Tarih, 2013/11-202, 2013/1587). Diğer taraftan, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde markanın ayırt edicilik gücünün de dikkate alınması gerekmektedir. Ayırt ediciliği zayıf olan markalar bakımından karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti daha az olacaktır Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, İstanbul, Eylül 2018, s.247).
Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde, her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalının başvurusuna konu “…+şekil” ibareli markada esasen uyuşmazlık konusu olan kısmın şekil olduğu, davalı şirketin başvurusundaki şekil ile davacının itirazına mesnet gösterdiği, … ve ŞEKİL markaları arasında, markaların biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, her iki markada bulunan şekillerin düzenleme biçimlerinin, biçimlendirme, renklendirme, kaligrafi ve yönlendirme itibariyle tamamen farklı olduğu, markaların bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma sırasında işaretlerin parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı, iltibas incelemesinin sadece işaretlere bakılarak değil, onların kapsamında bulunan ürünler ile onların niteliğini gözeterek ve her ikisinin birbirine etkisi nazara alınarak yapılmasının gerektiği, ortalama tüketicilerin davalının başvurusuna konu işareti davacının itirazına mesnet markaları ile ilişkilendirmeyeceği, markalar arasında belirgin biçimde farklılık bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, başvuru konusu markayı gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, yapılan değerlendirmede tarafların markalarının benzer olmadığı ve iltibas riski taşımadığı kanaatine varılmıştır. Diğer yandan dosya kapsamında yapılan incelemede tarafların markalarının aynı veya benzer sınıfları kapsamadığı da belirlendiğinden somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin somut olaya uygulanabilme şartları bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca SMK’nın 6/5. maddesi uyarınca, tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden davacının, atlayan kedi/… markasının yoğun reklam ve tanıtım faaliyetleri ile, özellikle spor giyim emtiasında tanınmış bir marka haline geldiği anlaşılmasına rağmen, davalının başvurusuna konu “ŞEKİL” unsurunun davacının tanınmış markasına benzemediği ve bu nedenle de davalının başvurusuna konu bu işaretin başvuru kapsamındaki mallar için tescilinin, davalıya haksız bir yararın sağlamayacağı, davacının markasının itibarının zarar görmeyeceği, davacının markasının ayırt edici karakterinin zedelenebileceği, bu nedenle de somut uyuşmazlık açısından SMK’nın 6/5. maddesinin şartlarının bulunmadığı anlaşılmış olup, varılan bu sonuca göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne dair hüküm kurulması doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca, YİDK kararının iptaline ilişkin davanın reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, hükümsüzlük davasına ilişkin dosya kapsamında bir istinaf talebi bulunmadığı için ilk derece mahkemesince hükümsüzlük istemi için kurulan hükme yönelik bir inceleme yapılmamıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/09/2020 tarih ve 2019/387 E. – 2020/242 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-YİDK kararının iptaline yönelik davanın REDDİNE,
3-Dava konusu yapılan marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlüğü konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90.TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,5‬0.TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Türk Patent ve Marka Kurumuna verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 33,50.TL posta masrafından oluşan toplam 195,6‬0.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı Türk Patent ve Marka Kurumuna verilmesine,
7-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip