Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/240 E. 2022/1686 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/240 – 2022/1686
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/240
KARAR NO : 2022/1686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2019/91 E. – 2019/475 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/11/2019 tarih ve 2019/91 E. – 2019/475 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … sayılı “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına yapılan itirazın yerinde görülmediğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin “gıda, temizlik ve her türlü tüketim maddesi üretimi ve toptan satışı” ve birçek alanda faaliyet gösterdiğini, “çağrı” ibareli markasının tüketici nezdinde tanınmışlığının yüksek olduğunu, çağrı markasını taşıyan çoğunluğu İstanbul’un çeşitli ilçelerinde faaliyet gösteren 41 adet mağazası bulunduğunu, müvekkilinin markaları ile davaya konu markanın aynı sınıfları (35., 38. ve 41. sınıflar) kapsadığını, müvekkilinin “çağrı” ibareli tescilli onlarca markası olduğunu, dava konusu markanın tüketici nezdinde müvekkili markalarının seri markası izlenimi uyandıracağını, dava konusu marka ile aynı veya benzer müvekkiline ait tescilli markalarının görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzer markalar olduğunu, davalının bu tescilinin, haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2018-M-11468 sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalleri olmayan markaların kullanım alanları ve iştigal konusunun incelenmesinin söz konusu olmayacağını, “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzerliğin bulunmadığını, müvekkiline ait markanın “Bileşke Marka” olduğunu, karşılaştırmanın ihtilaf konusu markaların “her birini bütün olarak” inceleyerek yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki 35, 38, 41. sınıftaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, dava konusu başvuru “…+şekil” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu, “…” ibaresinin taraf markalarında ortak olarak bulunduğu, “…” ibaresinin itiraza mesnet davacı adına tescilli … sayılı markalarının esaslı unsuru olmakla birlikte, davaya konu davalı marka müracaatında ise marka görselinin tek esaslı unsuru olmadığı, davalı derneğin başvurusu olan “…” markasının bir bütün olarak algılanacağı, bölünmesinin mümkün olmadığı, bu doğrultuda taraf markalarının anlamsal olarak karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, taraf markalarının fonetik olarak karıştırılma ihtimalinin olmadığı, öte yandan taraf markaları arasında görsel olarak farklılaşacak unsurların mevcut bulunduğu, davalı dernek marka başvurusu ile davacının yayına itiraza mesnet markaları arasında 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı, davalı derneğin kötüniyetli bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporuna tarafımızca itiraz edildiğini, itirazlı ve denetime elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulduğunu, kararın eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olduğunu, dosyaya sunulan emsal ilam ve gerekçeleri incelendiğinde iş bu dava konusu “… + şekil’ markasının da aynı gerekçelerle iptali gerekeceğini, … ibaresi Türk Dil Kurumunda belirtildiği şekilde davalı markasında da aynen yer almakta olup, benzerlik konusunda şüphe bulunmadığını, “…” ibaresinin her iki markadaki kulakta kalan izi aynı olduğundan mahkeme gerekçesine katılmanın mümkün olmadığını, SMK’nın 6/1. maddesinin koşullarının bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, …” markalarına yönelik itirazların kabul edildiği hususları dikkate alındığında dava konusu “…+şekil” markasının da hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Derneğin dava konusu başvurusu olan “…+şekil” ibareli marka ile davacı şirketin itirazına dayanak olarak gösterdiği “…” ibareleri markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, zira tarafların markalarında “…” ibaresi ortak olarak bulunmasına rağmen davaya konu marka başvurusunda, markanın tek esaslı unsuru olmadığı, davalı Derneğin başvurusu olan “…+Şekil” markasının bir bütün olarak algılanacağı, öte yandan taraf markaları arasında görsel olarak farklılaşacak unsurların mevcut bulunduğu, davalı Derneğin marka başvurusunun kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,4‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.