Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/237 E. 2022/1585 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/237 – 2022/1585
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/237
KARAR NO : 2022/1585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2020
NUMARASI : 2017/718 E. – 2020/537 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/10/2020 tarih ve 2017/718 E. – 2020/537 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin haricen telefon alım satım işi ile uğraştığını, 6 adet sıfır cep telefonunu …’e göndermek üzere davalı teslim ettiğini, ancak gönderilen cep telefonlarının davalı şirketin kusur ve ihmali ile alıcısı yerine üçüncü şahsa teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilinin 24.675,00 TL. zararının oluştuğunu, zararın tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2017/14889 Esas sayılı dosyasında başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptaline alacak likit olduğundan % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, davacının gönderi içeriğini ispatlamakla yükümlü bulunduğunu, müvekkili sorumluluğunun TTK’nın 882 maddesi uyarınca sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, somut olayda dava konusu 6 adet cep telefonunun iddia edildiği gibi davalıya teslim edilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiği, her ne kadar ambar teslim fişi düzenlenmemiş ise de taraflar arasında düzenlenen sorumluluk belgesinde teslim edilen eşyanın telefon olduğunun belirtildiği, aynı olayla ilgili olarak yürütülen ceza soruşturması sırasında da davacının faturalarını sunduğu 2 adet cep telefonunun 3. kişilerde ele geçirilip davacıya teslim edildiği, mevcut delil durumu itibariyle 6 adet cep telefonu davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, diğer taraftan her ne kadar davacı telefonları sattığı kişiye, gönderi saatini ve alıcı ismini bildirdiğini ceza soruşturması sırasında beyan etmiş ve bu haliyle davacı eyleminin dolandırıcılığı kolaylaştırıldığı söylenebilecek ise de kargo çalışanının kimlik kontrolü yapmadan kargoyu ne olursa olsun gelen kişiye teslim etmemesi gerektiğinden davacının bu eyleminin, kargonun 3. şahsa teslimi ile doğrudan ilişkisi olmadığından davacıya kusur yüklenemeyeceği bir başka deyişle davalı çalışanının kusur yoğunluğu gözetildiğinde davacının eyleminin olaya etkisinin olmadığının kabul edildiği, davalı çalışanının kargoyu kimliğini kontrol etmeden 3. kişiye tesliminin TTK 886. madde kapsamında pervasız bir davranış olduğundan davalı şirketin sınırlı sorumluluk hükümlerinden faydalanamayacağı , alınan bilirkişi raporlarıyla davacıya ceza soruşturması sırasında teslim edilen 2 adet cep telefonun çalışmaz halde olduğu ancak mevcut haliyle 1.250,00 TL değerlerinin olacağı tespit edildiğinden her iki telefonun toplam değeri 8.600,00 TL den 1.250,00 TL mahsup edildiğinde kalan 7.350,00 TL ve ele geçirilemeyen 4 adet telefonun taşıcıya teslim edildiği tarihteki değeri 16.000,00 TL toplamı 23.350,00 TL’den davalının sorumlu bulunduğu, dava konusu alacak davalı açısından belirlenebilir likit nitelikte olmadığından icra inkar tazminatı isteminin ve davacının reddedilen kısım yönünden yaptığı takibin kötüniyetli olarak yapıldığı söylenemeyeceğinden kötü niyet tazminat talebinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2017/14889 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe, davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 23.350,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takipten itibaren değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin davacı istemi ile her iki tarafın tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili, davacının gönderi içeriğini TTK’nın 858 maddesinde düzenlenen taşıma senedi ile ispat etmek zorunda olduğunu ancak davacının gönderi içeriğini tevsik edici belge sunmadığını, bilirkişi raporlarının itirazlarını karşılar nitelikte olmamasına rağmen taşıma hukukunda uzman bilirkişiden rapor alınmadığını, sınırlı sorumluluk hususunun değelendirilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taşınmak üzere davalıya teslim edilen eşyanın 6 adet cep telefonu olduğunun dosya kapsamı ile sabit bulunduğu, cep telefonlarının davalı tarafından alıcısına değil, dava dışı bir kişiye teslim edildiği, kargonun alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle kusurlu bulunan davalı taşıyıcının, davacının bu nedenle oluşan gerçek zararından sorumlu bulunduğu, ilk derece mahkemesince davacının gerçek zararının usulünce belirlendiği, davaya konu zarar, davalının pervasızca hareketinden kaynaklandığından, taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna ilişkin hükümlerin somut uyuşmazlığa uygulanamayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.595,04.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 344,36.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.250,68-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/12/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.