Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/234 E. 2022/1550 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/234 – 2022/1550
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/234
KARAR NO : 2022/1550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2017/803 E. – 2020/559 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU :Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/10/2020 tarih ve 2017/803 E. – 2020/559 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketçe…. Şti. İçin “Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Abonman Sözleşmesi” tanzim edildiğini, bir adet … model beton köşk emtiasının 10.12.2016 tarihinde davalı yönetimindeki … plakalı araç ile nakli sırasında emtiada hasar meydana geldiğini, aracın gabari dışı yüklendiğini, araç yüksekliğinin 1,20 -1,40 m, beton köşk yüksekliğinin ise 3 metre olduğunu, yol izninin bulunmadığını, 15.975,00 TL olarak belirlenen hasar bedelinin 13.03.2017 tarihinde ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.975,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek değişik oranlardaki avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, kazanın köprü gabarisinin düşük olması nedeniyle meydana geldiğini, istiab haddi ve gabarinin aşılmadığını, yoğun trafikte köprü gabari levhasının görülmemesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, kaza nedeniyle davacı şirketin sigorta ettirene ödeme yapmaması gerektiğini, hasarların teminat kapsamı dışında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı … marka araca yüklenen emtiaya ilişkin sigorta poliçesinin bulunduğu, poliçenin kazada zarar gören malzemeleri sigortaladığı, sigorta şirketi tarafından 13.03.2017 tarihinde 15.975 TL’nin lehdara ödendiği, dava konusu kazaya ilişkin tutanaktan araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 65/1-h maddesine göre yola çarpacak, dökülecek şekilde yük yüklemek şeklinde kural ihlalinde bulunduğu, kazanın 10.12.2016 tarihinde meydana geldiği, kamyon sürücünün %30, kamyon sahibinin %70 oranında kusurlu olduğu, 24.05.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının beton köşkün onarım maliyetinden sorumlu olacağı, bu maliyetin de 5.005 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 5.005 TL’nin 13/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, her ne kadar bilirkişi raporunda değer kaybı 5.000 TL hesaplanmış ise de toplam hasar bedelinin 15.975 TL olduğunu, taşınan emtianın … model beton köşkü olduğunu, dış aksamının kaza nedeniyle tamamen hasarlandığını, söz konusu beton köşkün maharetinin dış yalıtım malzemesi ve aksamı olup, bunun davalının sorumluluğu sırasında zarar gördüğünü, alanında uzman bağımsız bir bilirkişi aracılığı ile emtia üzerinde yapılan hasar tespiti sonucu toplam hasar bedelinin 15.975 TL olarak tespit edildiğini, belirlenen 5.000 TL’nin neye göre tespit edildiğinin belirsiz olduğunu, davalının faturaya dayalı tüm hasardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının isteminin taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, TTK’nın 875/1. Maddesi uyarınca taşıyıcının, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, TTK’nın 880/2. maddesi uyarınca, eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki farkın tazmin edilmesi gerektiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun bu yönüyle denetime elverişli bulunduğu, hükmedilen zarar miktarının dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu, TTK’nın 882/1. maddesi uyarınca, gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlı hükmünün bulunduğu, ancak davalı tarafça bu yönde bir istinaf başvurusunda bulunulmadığı için bu hususta değerlendirme yapılamayacağı, faiz cinsine ilişkin bir istinaf isteminin de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.