Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/233 E. 2023/176 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/233
KARAR NO : 2023/176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2018/7 E. – 2019/453 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1 -…
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/11/2019 tarih ve 2018/7 Esas – 2019/453 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı… vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…” ibaresini ticaret unvanı ve markalarında kullanmasının yanı sıra “www…com” isimli alan adının da sahibi olduğunu, bu siteyi ilk olarak 01.09.2000 tarihinde kullanıcıların hizmetine sunduğunu, sitenin en çeşitli ve kapsamlı ilan portfoyüne sahip e-ticaret platformu haline geldiğini, “…” ibaresinin, müvekkilinin sunduğu hizmetler ile özdeşleştiğini ve tanınmış bir marka olduğunu, davaya konu olan … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkilinin “…” ibareli seri markalarına ve … sayılı “…” ibareli markasına ayırt edilemeyecek kadar benzediğini, itiraza konu markanın oluşturuluş biçimi ve görünüm olarak müvekkili ile ayniyet arz edecek biçimde kullanıldığını, iki markanın da kalın ve düz yazı biçiminde oluşturulduğunu, markaları oluşturan ibarelerin de birebir aynı olduğunu, markalar arasında karıştırılma tehlikesi ve seri marka imajı bulunduğunu, müvekkilinin markalarının 1-45. sınıfta yer alan tüm mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, davalının “…” ibareli markasının ise 35, 36, 37, 38 ve 39. sınıflarda yer alan hizmetlerde başvurusunun yapıldığını, bu nedenle davalının tescil ettirmek istedikleri sınıfların müvekkilinin tescilli olan markası ile aynı olduğunu, davalının müvekkilinin “…” markası ile iltibas yaratmaya çalıştığını, “…” markasının tanınmış marka olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararlarının bulunduğunu, müvekkilinin tanımış markası ile iltibas yaratan başvuruya yapılan itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, bu kararın yerinde olmadığını, davalının müvekkilinin “…” markasının tanınmışlığından yararlanma amacıyla dava konusu başvuruda bulunduğunu ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-8795 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, süresi içinde davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu … sayılı “…” ibareli davalı marka başvurusu ile “…” ve “…” ibareli davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve başvurunun kapsadığı tüm hizmetler yönünden iltibas tehlikesi bulunduğu, bu nedenle dava konusu YİDK kararının yerinde olmadığı ve davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 16/10/2017 tarih 2017-M-8795 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, davalının markası ile davacının itirazına mesnet markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin çok düşük olduğunu, bu hususun mahkemenin de kabulünde bulunduğunu, dolayısıyla bu ibarenin markalarda ortak olarak yer almasının, markaların karıştırılmasına yol açmayacağını, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, başvuru konusu yaptığı marka ile davacı markalarının tamamen farklı oldukları gibi kullanım amaçlarının da farklı bulunduğunu, başvuru konusu ibarenin özgün biçimde oluşturulduğunu, markaların başlangıçlarının ve sonlarının farklı olduğunu, başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağladığını, kaldı ki “…” ibaresinin tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, markalar arasında benzerlik olmadığından SMK’nın 6/5 maddesinin somut olaya uygulanamayacağını, davacının dayanak markalarının tanınmış da olmadıklarını, … nezdinde “…” ibareli çok sayıda markanın tescilli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, dava konusu başvurunun, tescili halinde davacının seri markalarından birisi olarak algılanabileceği anlaşılmakla, davalı … ile davalı… vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı… vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 125,50 TL bakiye harcın ayrı ayrı davalı … ile davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı… tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip