Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/227 E. 2023/171 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/227
KARAR NO : 2023/171
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI : 2018/245 E. – 2020/70 K.

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -… –
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/245 Esas – 2020/70 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin üretmiş olduğu ürünlerde kullanılmak üzere “…” markasının tescili için 2016/85414 dosya numarası ile yapmış olduğu tescil başvurusuna davalı şirketin yapmış olduğu itiraz sonucu tescil talebinin reddine karar verildiğini, bir markanın diğer marka veya markalar ile ortak unsurlar içermesinin tescil başvurusunun reddi için tek başına yeterli bulunmadığını, bu benzerliğin veya ortak unsurlar içermenin vasat tüketiciler üzerinde karıştırılma ihtimaline tek başına neden olamayacağını, davalı şirket adına tescilli bulunan … markasının müvekkiline ait … markası ile hemen hemen aynı olduğunun ileri sürüldüğünü, oysa müvekkiline ait … markasının gerek fonetik gerekse görsel olarak üretilen emtialar bakımından da itiraza konu olan ve diğer davalı şirketin benzer olarak belirtmiş olduğu … kelimesinden tamamen farklı olduğunu, müvekkili firmanın 1993 yılında kurulduğunu, ipek sıva ile başlamış olduğu faaliyetlerine mineral sıva, inşaat boyaları, sentetik boyalar, vernikler, dekoratif dış cephe duvar kaplamaları, efekt iç cephe boyaları ve … dış cephe ısı yalıtım sistemini de katarak 52 ülkeye ihracat yapan bir firma olduğunu ve 20’den fazla tescilli markasının bulunduğunu, davalı şirketin ise plastik kalıp üretici sektöründe faaliyet gösterdiğini, … ibareli markasını sadece ayakkabı boyalarında ve bir kısım deodorant ürünlerinde kullandığını, her iki firmanın faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkili şirketin ürettiği veya üreteceği mallar ile davalı yanın ürettiği mallar arasında hiçbir benzerlik olmadığından karıştırılma ve iltibasa yol açacak hiçbir durumun söz konusu olamayacağını, markalar arasında görsel açıdan da benzerlik bulunmadığını, orta düzeyde zeka seviyesine sahip bir tüketicinin rahatlıkla markaları ayırt edebileceğini ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-4827 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirkete ait tanınmış … markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerin ve yine müvekkili markasının tanınmış olduğu sektör ile davacı tarafa ait marka başvurusunun tescil edilmek istendiği mal ve hizmetlerin aynı veya aynı tür olduğunu, hem davacı yanın hem de müvekkili markalarının esas unsurunun aynı bulunduğunu, ortalama seviyedeki tüketici bakımından davacı başvurusunun müvekkili şirketin … ibareli seri markaları ile işaret ve emtia benzerliği içermesi nedeniyle karıştırılacağını, ayrıca taraf markaları arasında idari ve ekonomik bağlantı olduğunun düşünüleceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … sayılı “… …” ibareli davacı marka başvurusu ile davalının redde mesnet alınan “…” ibareli markasının benzer olduğu, davacı marka başvurusunun kapsadığı mal ve hizmetlerin tamamı bakımından emtiia listeleri aynı/aynı tür olduğundan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali ve davacı markası yönünden tescil engeli bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalıya ait “… ” markası ile müvekkiline ait “…” marka müracatının aynı-benzer olduğu tespitinin hatalı olduğunu, zira “…” markasının gerek telaffuz/işitsel olarak, gerekse görsel olarak red gerekçesine konu olan ve benzer olarak gösterilen marka olan “…” isim/kelimesinden bambaşka bir etki ve izlenim bıraktığını, “…” kelimesinin konuşma dilinin içerisinde yer bulmuş bir kelime olup muteriz tarafından türetilmiş ya da Türkçeye kazandırılmış olmadığını, dolayısıyla bu kelimenin muteriz davalı şirketle bütünleştiğinin, şirketle bir algılandığının iddia edilmesinin anlamsız olduğunu, içinde bu kelimenin geçtiği her markanın muteriz şirketi çağrıştıracağını düşünmenin, tüketici algısını bu derece basite indirgemenin bir başka hata olduğunu, markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin de farklı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markaların asli unsurunu teşkil eden “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 125,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip