Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/222 E. 2023/156 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/222
KARAR NO : 2023/156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2018/33 E. – 2020/3 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/01/2020 tarih ve 2018/33 E. – 2020/3 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu tanınmış markalarını mesnet göstererek, davalı şirketin … sayılı “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın kısmen kabul edildiğini ve başvuru kapsamından bir takım mal ve hizmetlerin çıkarıldığını, markanın tümden reddi için yaptıkları itirazların ise davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkiline ait “…” markalarının Türkiye’de 20 seneye yakın bir süredir tanınan markalar olduğunu, müvekkilinin münhasıran “…” ibaresini içeren ve bu ibareyi havi tescilli/başvuru halindeki seri markaların sahibi olduğunu, taraf markaları arasında iltibas oluşturacak derecede benzerlik bulunduğunu ve taraf markalarının benzer olduğuna ilişkin YİDK kararına davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini, “…” ibaresinin “…”nin kısaltması olduğunu ve herhangi bir marka vasfı taşımadığını, davalı şirketin “… …” ibaresini kullanması halinde müvekkiline ait markanın tanınmışlığından haksız yararlanacağını ve tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi gereğince hükümsüz kılınması gerektiğini, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını, davalı şirketin müvekkilinin varlığından haberdar olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 01.12.2017 tarih ve 2017-M-10288 sayılı kararının iptaline ve … sayılı dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın 35, 41, 44 ve 45. sınıfta yer alan hizmetler bakımından tescili için başvuruda bulunulduğu, davacının itirazı üzerine 44 ve 44. sınıfta yer alan bir takım hizmetlerin başvuru kapsamından çıkartıldığı, taraf markalarında baskın olan unsurun ortak ibare olan “…” ibaresi olduğu, davacı markalarında ayrıca “üniversite”, “ağız ve diş sağlığı” gibi “eğitim” ve “sağlık” ile ilgili tanımlayıcı unsurların dava konusu markada ise bir çırpıda anlam yüklenmesi mümkün olmayan “….” kısaltmasının yer aldığı, bu ibare nedeniyle markalar arasında bütünsel benzerlik bulunduğu, YİDK kararında “…” ibaresinin İstanbul şehrini tanımlamakta yaygın olarak kullanılan bir ibare olması nedeniyle ayırt etme vasfının düşük olduğunun belirtildiği, ancak, …’nin İstanbul’a eş bir kelime olduğunu söylemek mümkün olmadığı ve bir çeşit telmih yolu ile gerçekleşen anlatıma dayalı olduğu, ayrıca taraf markalarının kapsamlarındaki hukuki hizmetler ile işyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetlerinin … ile ilişkilendirilmesi mümkün olmadığından ayırt ediciliğin ileri sürüldüğü gibi düşük olduğunun kabul edilmesinin de mümkün olmadığı, taraf markaları arasında baskın durumda olan ve ortak unsur olan … ibaresi nedeniyle bütünsel açıdan benzerlik bulunduğu, dava konusu YİDK kararında davacının marka işlem dosyası kapsamında dayanak yaptığı … tescil numaralı markalar kapsamındaki 42. sınıf: “Hukuki hizmetler: Hukuki araştırma hizmetleri, telif hakları yönetim hizmetleri, sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışma hizmetleri; marka, patent ve endüstriyel tasarım konularında danışmanlık hizmetleri” açısından var olan kapsam benzerliğinin göz ardı edildiği, bu markaların kapsamındaki hizmetler dava konusu markanın tesciline karar verilen 45. sınıf: “Hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil).” ile aynı/benzer olduğu, davacının dava aşamasında dayanak yaptığı markalardan dava konusu markadan önceki tarihli… tescil numaralı markaların kapsamındaki 44. sınıf: “İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri.” ile dava konusu markadaki 44. sınıf: “İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri.”nin aynı olduğu, dava konusu markanın tescil kapsamındaki 35. sınıfta yer alan “bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi hizmetlerinin” nin, davacının marka işlem dosyasında dayanak markalarından … nolu markaların 09. ve 42. sınıfında yer alan mal ve hizmetlerle benzer olduğu, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunduğu, tanınmışlık iddiasının ve kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile YİDK’nın 01.12.2017 tarih ve 2017-M-10288 sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden, YİDK aşamasında dayanılan gerekçe markalar göz önünde bulundurularak, 45. sınıfta “hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil)” 35. sınıfta “bilgisayar veri tabanındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri yönünden iptaline, hükümsüzlük talebinin kısmen kabulü ile davalı şirket adına tescilli … sayılı “… …+şekil” ibareli markanın tescilli olduğu, 45. sınıfta “hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil)”, 35. sınıfta “bilgisayar veri tabanındaki bilginin sistematik hale getirilmesi” hizmetleri ve 44. sınıfta “iş yeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynılık yönünden değerlendirildiğini, ancak benzerlik yönünden değerlendirilmediğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.01.2015 tarih ve 2014/15359 E.-2015/503 K. sayılı kararında aynı alt sınıfta bulunan mal ve hizmetlerin benzer bulunması gerektiğinin belirtildiğini, asgari sektörel tanınmışlık koşulu sağlandığından tanınmış markadan kaynaklanan korumanın verilmesi gerektiğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu ve müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlamayı amaçladığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının davanın kısmen reddi yönünden kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, ancak başvuru kapsamında kalan emtialar yönünden iltibas ihtimali bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu, dava konusu başvurunun davacı markalarından yeterince farklılaşamadığı, tüketicilerde markaların farklı ticari kaynaktan geldiği algısının oluşmayacağı, bu hali ile aynı mal ve hizmetler üzerinde kullanılmaları halinde aralarında SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, her ne kadar başvuruya itiraz aşamasında başvuru kapsamından benzer olan bir kısım hizmetler çıkartılmış ise de, ilk derece mahkemesi kararında da tartışıldığı üzere halen dava konusu markanın kapsamında benzer hizmetlerin yer aldığı, öte yandan tanınmışlık ve kötü niyetin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı ile davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ile davalı … alınması gereken 179,90’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40’ar-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50’şer-TL’nin davacı ile davalı … tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ile davalı … vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 11/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip