Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/221 E. 2023/151 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/221
KARAR NO : 2023/151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/334 E. – 2019/631 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2019 tarih ve 2018/334 E. – 2019/631 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markalanın sahibi olduğunu, davalı şirketin 02. sınıfta yer alan mallarda tescil ettirmek üzere … sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların benzer olduğunu ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davacının … markasının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2018-M-6183 sayılı kararının iptali ile davalının … sayılı marka başvurusunun tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan 02. sınıf mallardan “ahşabı koruyucu maddeler, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” mallarının davacı adına tescilli önceki tarihli markasının kapsamında yer alan “Madeni eşyalar için cilalar; ahşap eşyalar için cilalar, zeminler için cilalar….Metal levhalar ve tabakalar, profiller, saç, teneke. Ayakkabı boyama hizmetleri” malları ile benzer olduğu, iltibas ihtimalinin ilk şartı olan emtiaların benzerliği kriterinin sağlandığı, davalının marka başvurusunda yer alan şekil unsuru ile birlikte “…. …” ibarelerinin bir bütün olarak markanın esaslı unsurunu oluşturduğu, taraf markalarının görsel olarak benzemediği, davacının markasını oluşturan “…” ibaresi davalının marka başvurusunda ön plana çıkarılacak şekilde kullanılmadığı gibi davalının marka başvurusunda başkaca kelime unsurlarının da kullanıldığı, markalar arasında sesçil ve kavramsal olarak da benzerlik bulunmadığı, başvurunun davacı markalarında yer alan ibare ile ve diğer sözcük ile ilişkilendirilebilecek bir görsellik içermediği, başvurunun bütün olarak davacı markasından yeterince uzaklaştığı ve farklılaştığı, farklılığın ilgili tüketici kesimi tarafından derhal algılanabilecek durumda olduğu, bu ürün hizmetleri satın alacak kişilerin yetişkinlerden oluştuğu, gerekli alım süresi gözetildiğinde yanılgının oluşmasının mümkün olmadığı, dava konusu marka ile davacı markası arasında işletmesel bağlantılandırması tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, neticeten, taraf markalarının bütünsel olarak benzer olmadığı, mal ve hizmetler arasında kısmi benzerlik ( “ahşabı koruyucu maddeler, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” için) ilişkisi bulunsa dahi somut olayda iltibas tehlikesinin oluşmadığı, tanınmışlık yönünden markalar benzer bulunmadığı gibi davacının “…” markasının tanınmış olduğu finans sektörü ile ilişki içinde bulunan ve bu suretle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerin oluştuğuna ilişkin bir tespit ya da ispat da bulunmadığı, dolayısı ile tanınmışlığa bağlı sonuçların gerçekleşmesi ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde taraf markalarının benzer olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, başvurunun müvekkilinin markasının yeni bir versiyonu imajı vereceğini, “…” reklamlarındaki kabarık kıvırcık saçlı erkek karakterin “… … …” olarak adlandırıldığını, taraf markaları benzer görülmeyerek tanınmışlık iddialarının değerlendirme dışı bırakıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının İptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğu, başvuru kapsamında 02. sınıfta yer alan bir kısım malların yer aldığı, başvurunun ilanı üzerine davacı Şirketin “…” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak iltibas ve tanınmışlık iddiasıyla itiraz ettiği, davacı itirazının Markalar Dairesince reddine karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı itirazının da YİDK’ın 2018-M-6183 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 06/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde 01/10/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olup davacının istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında, dava konusu olan 02. sınıf mallar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı, aynı Kanun’un 6/5 maddesi uyarınca başvurunun tescili engeli bulunup bulunmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, dava konusu başvuru kapsamında 02. sınıftaki “Boyalar, vernikler, laklar, pas önleyiciler, ahşabı koruyucu maddeler, boyalar için bağlayıcı ve inceltici maddeler, boya pigmentleri, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; matbaa boyaları ve mürekkepleri, tonerler (dolu halde toner kartuşları dahil); besin maddelerini, ispençiyari ürünleri ve içecekleri boyamaya mahsus maddeler. İşlenmemiş doğal reçineler. Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” malları yer almakta olup, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki emtia karşılaştırma tablosundan anlaşılacağı üzere, davacının itirazına mesnet … sayılı markası kapsamında yer alan 03. sınıftaki “madeni eşyalar için cilalar; ahşap eşyalar için cilalar, zeminler için cilalar…”, 06. sınıftaki “Metal levhalar ve tabakalar, profiller, saç, teneke..” malları ve 40. sınıfta “Ayakkabı boyama hizmetleri.” ile dava konusu başvuru kapsamındaki “ahşabı koruyucu maddeler, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” malları benzer olup, taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının kısmen gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Tarafların marka işaretlerinin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru “…”, davacının itiraza mesnet … sayılı markası ise “…” ibaresinden oluşmaktadır. Hem dava konusu başvurunun hem de davacının itirazına mesnet markalarının asli unsurun “…” ibaresinden oluşmaktadır. Zira başvuruda yer alan ve İngilizce “bay” anlamına gelen …. İbaresi ile boya kelimesinin ayırt edicilikleri bulunmadığı gibi “…” ibaresi de başvuruyu davacı markasından yeterince uzaklaştırmamıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince taraf markalarının görsel olarak farklı olduğu kabul edilmiş ise de, taraf markaları arasında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik ve SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı taraf somut olay bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddelerindeki koşulların oluştuğunu ileri sürmüşse de, uyuşmazlık konusu olan diğer mallar bakımından SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddesindeki koşulların oluştuğu ispatlanamadığından davacının bu iddiası yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak; dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka arasında uyuşmazlık konusu “ahşabı koruyucu maddeler, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” malları yönünden, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 20/12/2019 gün ve 2018/334 E. – 2019/631 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile; YİDK’nın 02.08.2018 tarih ve 2018-M-6183 sayılı kararının 02. sınıftaki “ahşabı koruyucu maddeler, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” malları yönünden İPTALİNE,
3-Dava konusu … sayılı ve “…” ibareli markanın “ahşabı koruyucu maddeler, metali koruyucu maddeler, ayakkabı boyaları; Boyacılar, dekoratörler, matbaacılar ve sanatçılar için metal levhalar ve toz halde metaller.” malları yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … ile davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 170,70-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 69,00-TL tebligat masrafı, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.188,30-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 1.094,15-TL’ye, 35,90-TL başvurma harcı, 35,90-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.165,95-TL’nin davalı … ile davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … ile davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip