Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/218 E. 2023/109 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/218 – 2023/109
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/218
KARAR NO : 2023/109
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2019/140 E. – 2020/109 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2020 tarih ve 2019/140 E. – 2020/109 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı ve “…” ibareli marka başvurusunun, davalı Şirketin … sayılı markasına dayalı olarak gerçekleştirdiği itiraz sonucunda, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 09. sınıf emtia bakımından kısmen reddedildiğini, bu karara karşı müvekkili tarafından yapılan itirazın da dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin ülkemizin en çok tanınan “…”, “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkili ile … arasında akdedilen protokol gereğinde … sayılı “…” tanınmış markası ile vakıf adına tescilli “…” markasının 22.07.2010 tarihi itibariyle birlikte kullanılmaya başlandığını, dolayısıyla müvekkilinin dava konusu ibare üzerinde SMK’nın 6/3 maddesi uyarınca öncelik hakkı bulunduğunu, müvekkilinin “…” unsurlu… sayılı markalarının da olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet davalı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek YİDK’ın 2019-M-1150 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkiline ait mesnet marka ile dava konusu başvuru arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, işbu dava bakımından SMK’nın 6/3 maddesine dayalı iddiaların dinlenemez olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında çıkarılan 09. sınıf malların tamamının, redde mesnet … sayılı marka kapsamında yer alan emtia ile aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyde benzer olduğu, bununla birlikte tarafların marka işaretleri arasında görsel, işitsel ve kavramsal açısından var olan benzerliklerin, bütünsel anlamda, işaretlerin özellikle iktisadi kaynakları bakımından tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalini doğurabileceği, davacı yanın önceye dayalı hak sahipliği iddiasının, davacı lehine nispi ret engelinin aşması adına bir hak sağlamasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, dava konusu ibarenin müvekkilinin tanınmış “… ” ve “…” markalarından oluştuğunu, bu ibarelerin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağladığını, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde SMK’nın 6/3 maddesine dayalı öncelik hakkı bulunduğunu, ayrıca “… ” ibareli tescilli markalarının da bulunduğunu, dava konusu başvrunun bu markalarının serisi mahiyetinde olduğunu, “… ” ibareli önceki markalarının hiç incelenmediğini, diğer yandan uyuşmazlık konusu 9. sınıf malların tüketicisinin bilinçli olduğunu, tarafların faaliyet alanlarının farklı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,“…” ibareli dava konusu başvuru ile davalı Şirkete ait … sayılı ve “… …” ibareli markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 9. Sınıf mallar yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olduğu, zira her iki markanın asli unsuru “… …” ibaresinden oluştuğu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin davacının çatı markaları olması nedeniyle iltibas değerlendirmesinde dikkate alınamayacağı, uyuşmazlık konusu 9. sınıf malların redde mesnet marka kapsamında yer alan mallarla aynı/aynı tür ve benzer olduğu, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, diğer taraftan davacının SMK’nın 6/3 maddesine dayalı gerçek hak sahipliği iddiasının işbu davada dinlenilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak dava konusu başvuru sahibi davacı, davalı Kurum nezdindeki itirazında 2007 tarihli markaları nedeniyle dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu da ileri sürmesine rağmen ilk derece mahkemesince bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir. Oysa davacının bu iddiasının doğru olması halinde, redde mesnet markanın davacının marka tesciline engel olmayacağı açıktır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2008 tarih ve 2007/7547 E.-2008/10251 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için, kazanılmış hakka dayanak teşkil eden tescilli marka ile yeni markadaki ibarelerde, asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
Bu açıklamadan sonra somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davacının müktesep hak teşkil ettiğini ileri sürdüğü ve 2008 yılında tescil edildiği anlaşılan … sayılı markaları 36. sınıfta yer alan hizmetlerde tescilli olup uyuşmazlık konusu 9. sınıf mallarda tescilli değillerdir. Dolayısıyla somut olay bakımından, yukarıda belirtilen ” yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması” şartının gerçekleşmemesi karşısında müktesep hak koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, davacının bu iddiası yerinde görülmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında, uyuşmazlık konusu 9. sınıf mallar yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas bulunduğu gerekçesinin yanında, davacının işbu dava konusu başvuru yönünden müktesep hakkının bulunmadığına dair yukarıda açıklanan gerekçe ile de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacının müktesep hak iddiasının incelenip değerlendirilmemesi doğru olmadığından ve HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2020 gün ve 2019/140 E. – 2020/109 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davanın yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 44,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 135,50-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden istinaf eden davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.910,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),

9-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.