Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/210 E. 2022/1685 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/210
KARAR NO : 2022/1685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : 2019/385 E. – 2020/246 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU :Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/10/2020 tarih ve 2019/385 E. – 2020/246 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayısı ile gerçekleştirdiği marka başvurusunun davalı taraf itirazları üzerine reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda … sayısı ile tescilli markasının zaten bulunduğunu, müvekkilinin ciddi bir biçimde kullandığı markasını, sadece ve aynı sınıfları içerecek şekilde 35. sınıfta da tescil ettirmek istediğini, başvuruya konu marka içeriğinde 09 ve 11. sınıflar haricinde başka sınıf veya sınıflara yer verilmediğini, müvekkilinin kendi markası ile ürettiği ürünlerin satış hizmetini tescil ettirmek istemesinin doğal olduğunu, davalının itiraza dayanak markalarının müvekkilinin 2005 yılındaki markalarından sonraki tarihli olduğunu, davalının 45 sınıflı tescilinin 2010 yılına ait bulunduğunu, markalar benzer ise davalının aynı sınıflarda nasıl tescil elde ettiğinin sorgulanması gerektiğini, davalının “…” markası ile “…” markasının, Kurum tarafından verilen başka bir kararda benzer görülmediğini, somut olayda da taraf markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markaların üst seviye tüketicilere hitap ettiğini, müvekkili firmanın iyiniyetli olduğunu ileri sürerek 2019-M-8331 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, redde mesnet markalardan en yeni olanı için 2017 yılında tescil başvurusu yapıldığını, tescili talep edilen dava konusu işaretin başvuru tarihinin ise 09.08.2018 olduğunu, tarihler incelendiğinde başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet marka arasında başvuru aşaması açısından tarihsel öncelik sonralık ilişkisinin SMK’de öngörülen şekilde gerçekleştiğini, tescili talep edilen işaretin mal ve hizmet listesinde 35. sınıfta yer alan bir kısım hizmetler bulunduğunu, anılan hizmetlerin aynıları ya da aynı tür olanlarının redde mesnet markaların mal ve hizmet listesinde de yer aldığını, bu itibarla, başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet marka kapsamında, aynı veya aynı türden mal ve hizmetler bulunuyor olması koşulunun da sağlanmış olduğunu, başvuruya konu işaretin esas unsuru olan “…” ibaresi ile redde mesnet markaların esas unsuru olan “…” ibarelerinin ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu savunarak davanın reddine istemiştir.
Davalı … … AŞ vekili, müvekkili şirket markasının… başvuru numarası ile 2018 yılından beri tanınmış marka sicilinde yer aldığını, davacı şirketin, müvekkilinin markaları ile ayırt edilemeyecek derecedeki benzer bir işareti müvekkili şirket markaları ile aynı mal ve hizmetlere ilişkin olarak tescil ettirmeye çalıştığını, markaların birbirlerine benzer olduklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu … sayılı marka başvurusunun kapsamında bulunan hizmetlerin, redde mesnet alınan … sayılı markanın koruma kapsamı altında bulunan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ve benzer hizmetler oldukları, karşılaştırılan mal ve hizmetler arasında SMK m.6/1 hükmü bağlamında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, taraf markaları karşılaştırıldığında, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, markaları oluşturan esas unsurların “…” ve “…” ibareleri oldukları, her iki markanın da kavramsal bir karşılığının bulunmadığı, bu nedenle tüketiciler nezdinde farklı çağrışımlar oluşturmadıkları, markalarda bulunan “W” ve “V” harflerinin gerek görsel, gerekse fonetik olarak benzer harfler oldukları, “R” ve “L” harflerinden oluşan farklılığın ise iltibas tehlikesini bertaraf etmeye yetmediği, karşılaştırılan markalar arasında SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluştuğu, davacının önceki tarihli … sayılı marka tesciline konu işaretin, dava konusu marka görseli ile birebir aynı olup marka tescil tarihi olan 28.06.2006 tarihi üzerinden ise oldukça uzun bir zaman geçtiği, bununla birlikte anılan markanın 09 ve 11. sınıftaki bir kısım emtialarda tescilliyken, dava konusu marka başvurusunun 35. sınıfta bulunan bir takım hizmetleri kapsadığı, önceki mal sınıfındaki tescilin, dava konusu başvuruda 35/5 sınıfa özgülenmiş 09 ve 11. sınıf hizmetlerin satışı için kazanılmış hak yaratmasının mümkün olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.06.2019 tarih 2017/5265 E 2019/4156 K sayılı kararında da, 35. sınıf bağlamında yapılan marka başvurusuna ilişkin olarak, önceki tarihli tescilli mal sınıfı bakımından müktesep hak şartlarının oluşmayacağı benimsendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markalar arasında iltibas ilişkisi mevcut olmadığını, söz konusu markanın ilk tescilinin müvekkiline ait bulunduğunu, bu markanın üç kardeşin isminin kısaltılması ve bir araya getirilmesiyle tamamen özgün olarak oluşturulduğunu, SMK 6/1 maddesi koşullarının oluştuğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkili firmanın sahibi olduğu ve ciddi bir biçimde kullandığı markayı, tebliğe uygun olarak sadece ve aynı sınıfları içerecek şekilde 35. sınıfta tescil ettirmek istediğini, davalı firmanın 9. ve 11. sınıflardaki marka tescillerinin müvekkilin 2005 yılındaki marka tescilinden çok sonra oluğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı şirketin dava konusu … sayılı marka başvurusunun kapsamında bulunan hizmetlerin, redde mesnet alınan davalı şirkete ait … sayılı markanın koruma kapsamı altında bulunan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ve benzer hizmetler oldukları, diğer yandan markaların da görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer bulundukları, zira markaları oluşturan “…” ve “…” ibarelerinin kavramsal bir karşılıklarının bulunmadığı, tüketiciler nezdinde farklı çağrışımlar oluşturmadıkları, markalarda harf farklılıklarının iltibas tehlikesini bertaraf etmeye yetmediği, karşılaştırılan markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesindeki koşullarının oluştuğu, diğer yandan davacının önceki tarihli … sayılı marka tesciline konu işaret ile dava konusu marka görselinin birebir aynı olduğu, ayrıca 28.06.2006 tescil tarihi dikkate alındığında dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle, çekişme konusu olmaktan çıkmış bir işaret olduğu anlaşılmasına rağmen, kazanılmış hakka mesnet sunulan markanın 09 ve 11. sınıftaki bir kısım emtiada tescilliyken, dava konusu marka başvurusunun 35. sınıfta bulunan bir takım hizmetleri kapsadığı, önceki mal sınıfındaki tescilin, dava konusu başvuruda 35/5 sınıfa özgülenmiş 09 ve 11. sınıf hizmetlerin satışı için kazanılmış hak yaratmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip