Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/2024 E. 2022/1132 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/2024 – 2022/1132
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/2024
KARAR NO : 2022/1132
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2017/4 E. – 2021/262 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/07/2021 tarih ve 2017/4 E. – 2021/262 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davalı Şirketin 2015/36233 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının TÜRKPATENT YİDK’nın 2016-M-12018 sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa müvekkilleri ile davalı Şirket arasında “…” ibaresinin kullanımı konusunda 1992 yılından bu yana hukuksal ihtilaf bulunduğunu, müvekkilinin ticari unvan ve markasına yapılan hukuksuzluklara karşı ilk andan itibaren karşı çıktığını, hukuki mücadelesini sürdürdüğünü, taraflar arasında yaşanan tüm bu hukuksal mücadelede mahkemelerin müvekkili lehine karar verdiğini, fakat davalı tarafın kötüniyetle ve kanun boşluklarından yararlanarak “…” markasını kullanmaya devam ettiğini, yeni davaların açıldığını, mahkemelerin davalının “…” ibareli unvan ve fiili kullanımını engelleyici kararlar verdiğini, davalının bu kararları hile-i şerle dolanmak için kullanımını “…”, “…” olarak sürdürdüğünü, davalının tüm bu kullanımlarının mahkeme kararlarıyla kötüniyet ve haksız rekabet olarak kabul edildiğini ve yasakladığını, “…” markasının gerçek hak sahibinin müvekkilleri olduğunu, dava konusu markanın müvekkillerine ait tescilli/tescilsiz markalarının devamı, serisi olarak algılanacağını, davalı taraf aleyhine sonuçlanan her dava sonrası davalı Şirketin kötüniyetle yeni marka başvuruları yaptığını, dava konusu başvurunun da bunlardan bir tanesi olduğu ileri sürerek 2016-M-12018 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak bir benzerliğin bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, davalı Şirketin “… ” ibareli başka markalarının da bulunduğunu, kötüniyet iddialarının ispatlanamadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirketin “…” ve “…” esas unsurlu markaları uzun yıllardan bu yana adına tescil ettirerek, kullanımla ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkili Şirkete ait olan markada davacılar tarafndan iddia edildiği gibi “…” ibaresinin tek başına yer almadığını, “… …” başvuru markası bir bütün olarak ele alındığında davacıların markalarından farklı olduğunu, iki markanın birbirleri ile karıştırılma olasılığı bulunmadığını, davacılardan herhangi bir tarafından açılıp karara bağlanıp kesinleşen hükümsüzlük kararı olmadığını, müvekkili şirketin değil, davacı tarafın huzurdaki dava, iddia ve beyanlarında kötüniyetli bulunduğunu savuınarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davaya mesnet gösterilen davacı markalarının aynı ve ayırt edilmeyecek kadar benzer nitelikte olmadığı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesindeki koşulların oluşmadığı, davaya konu başvuru ile davaya mesnet gösterilen davacılardan …… A.Ş’ye ait “… koleji”, “… ……”, “… test”, “… … …”, “… …… işletmesi”, “… … koleji vakfı”,” … …”,” … …… merkezi, “…… kolji vakfı”, “… … koleji yayınları” ibareli markalar ile davacı …… Üniversitesi’nin “… üniversitesi”, “….. …”, “… … üniversitesi”, “… … … eğitim kurumları şekil”, “… ……… koleji” markaları arasında dava konusu çekişmeli hizmetler yönünden 556 sayılı KHK m.8/1-b anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, davacı markalarının tanınmış olduğu, ancak bu tanınmışlığının 556 sayılı KHK m.8/4’nin uygulanması açısından bir etkisi bulunmadığı, davalının uzun süredir kullanmakta olduğu, … ibareli, tescilli markaları mevcut olup, aynı ibareyi içeren yeni bir başvuru yapmasının kötü niyet olarak değerlendirilemeyeceği, dosya kapsamında kötü niyeti gösteren yeterli delil bulunmadığı, davalının … ibaresi üzerinde kazanılmış hakkından bahsedilemeyeceği, zira…1. Fikri ve Sınai Haklar mahkemesinin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen 2012/82E. 2016/47K. sayılı, kararında tescilsiz marka üzerindeki öncelik hakkının ticaret unvanıyla birlikte davacıya ait olduğunun, davacının dava dosyasına yansıyan önceki davaları da açarak markasal kullanıma sessiz kaldığının kabul edilemeyeceğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile TÜRKPATENT YİDK’nın 2016/M-12018 sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline, davaya konu 2015/36233 sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …vekili, davacılara ait “…” ibaresini taşıyan markaların ayırtedici niteliğinin düşük olduğunu, dolayısıyla dava konusu markaların karıştırılamayacağını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinin koşullarının bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin “…” ibareli ve esas unsurlu markalarını uzun yıllardan bu yana kullanadığını ve ayırt edicilik kazandırdığını, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, uyuşmazlık konusu olan 41. Sınıf yönünden “…” ibaresinin markalarda ortak olarak yer almasının iltibasa neden olmayacağına dair Yargıtay kararları bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvurusunda, davalı Şirketin haksız rekabet ve kötü niyetinin kesinleşen mahkeme kararları ile sabit olduğunu ileri sürerek haksız rekabet ve kötüniyet gerekçeleriyle dava konusu YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın tüm sınıflar için hükümsüzlüğüne iptaline karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1- Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı konusu “…” ibareli marka başvurusu ile davacıların “…” … ibareli itirazlarına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali söz konusu olduğu anlaşılmakla davalılar … ile …vekillerinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin katılma yolu ile istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, mahkemece her ne kadar yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, somut uyuşmazlık yönünden asıl tartışılması gereken husus, davalı şirketin başvurusunda kötü niyetli olup olmadığıdır. Gerçekten de…1. FSHHM’nin 10.06.2010 tarih ve 2010/60 … – 116 Karar sayılı kararını bozan Yargıtay HGK’nın 04.05.2011 tarih ve 2011/11-59 … – 271 Karar sayılı kararından sonra, … 1. FSHHM tarafından verilen 29.03.2016 tarih ve 2012/82 … – 2016/47 Karar sayılı kararında açıkça, “davalının markasal kullanımının en başından beri kötü niyetli olduğu” gerekçesiyle davalı adına tescilli 1998/193134 ve 195160 numaralı markaların hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Bu karar da Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.04.2018 tarih ve 2016/9432 … – 2018/2605 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Diğer yandan aynı taraflar arasında görülen (… … Lisesi-…) markalarına ilişkin verilen 2018/4611 …, 2020/3307 Karar ve 29/06/2020 Tarihli karar ile de, davalının marka tescil başvurusunun kötüniyetli bulunduğu gerekçesi ile verilen karar onanmıştır. Bu durumda, davalı Şirketin “…” … unsurlu markaları kullanmasının en başından beri kötüniyetli olduğu, iş bu davada da davalı Şirketin başvurusunun kötüniyetli bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda ifade edilen kabul gerekçesinin yanında, davalı şirketin dava konusu marka tescil başvurusunun aynı zamanda kötü niyetli de olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden … hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, bu yeni karar istinaf kararı olduğundan, istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar …ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 07/07/2021 gün ve 2017/4 E. – 2021/262 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın yukarıda açıklanan gerekçe ile KABULÜ ile, TÜRKPATENT YİDK’ın 2016-M-12018 sayılı kararının İPTALİNE,
4-Davalı Şirket adına tescilli bulunan 2015/36233 sayılı ve “…” ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20.TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 316,50.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 33,50.TL tebligat ve posta gideri, 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 2.012,10.TL yargılama giderine, 29,20.TL peşin harç, 29,20.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.070,50.TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davalı …tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalılar tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.