Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1900 E. 2023/23 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1900
KARAR NO : 2023/23
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2016/60 E. – 2018/181 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31/05/2018 tarih ve 2016/60 E. – 2018/181 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı, “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna, anılan markasına dayalı olarak yaptığı itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin markasının benzer olup markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’ın 2015-M-11517 sayılı kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvurunun ilanı üzerine davacı tarafça yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 25. sınıf malların çıkarıldığını, davacının bu karara itiraz etmediğini, dava konusu YİDK kararının başvuru sahibinin anılan Markalar Dairesi Başkanlığı kararına yaptığı itirazın reddine dair bulunduğunu, ayrıca başvuru kapsamında bırakılan mallar yönünden taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, başvuru kapsamında bırakılan 24. sınıf malların davacı markası kapsamında yer alan mallardan farklı bulunduğunu, markalar arasında iltibas koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının Marka Dairesi Başkanlığının 06/05/2015 tarihli kararına bir itirazının bulunmadığı, davalı tarafından anılan karara karşı yapılan itirazın da dava konusu YİDK kararı ile davacı yararı doğrultusunda reddedildiği, bu itibarla davacının YİDK kararının iptali istemi yönünden hukuki yararının bulunmadığı, hükümsüzlük istemi yönünden de, davalı başvurusu ile davacının mesnet markasının benzer olduğu, davalı markasında tesciline karar verilen mallar arasında yer alan 24. sınıftaki “bebekler için kundak örtüleri” mallarının davacının mesnet markasındaki bazı mallar ile benzer bulunduğu, sayılan mallar yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşullarının oluştuğu, dava konusu marka kapsamında yer alan diğer mallar yönünden ise iltibas koşullarının bulunmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle YİDK kararının iptaline ilişkin davanın hukuki yarar yokluğundan reddine hükümsüzlük talebi yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı Şirket adına tescilli … sayılı … markasının tescilli olduğu 24. sınıf “bebekler için kundak örtüleri” emtiası yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında dava konusu marka kapsamında yer alan 24. sınıf tüm mallar bakımından iltibas koşulları oluştuğundan dava konusu markanın tümden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, zira dava konusu marka kapsamında bırakılan 24. sınıf malların giysi ve tekstil ürünleri olduğunu, müvekkilinin markası kapsamındaki 18. ve 25. sınıf mallarla benzer bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, emtia benzerliği şartının da gerçekleşmediğini, tarafların marka kapsamlarında yer alan malların tüketicilerinin farklı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı Şirket vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; yukarıda özet kısmından da anlaşılacağı üzere, davacının davadaki talebi YİDK kararının iptali ve yargılama sırasında davalı Şirketin tescil için başvurduğu markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemidir. YİDK kararının iptali istemi ile açılan davada, yargılamanın devamı süresince … tarafından tescil işlemi durdurulmadığından, davacının YİDK kararının iptali ile birlikte hükümsüzlük davası açmasına bir engel bulunmamaktadır. Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2007/10930-2009/5834 E/K, 2008/6330-2009/11095 E/K, 2008/9664-2010/4882 E/K sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, davacı tarafın markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ilişkin ikinci talebi, YİDK kararının iptaline dair ilk talebin kabulü halinde ve yargılama sırasında davalı şirket markasının tescil edilmesi halinde kabul edilecek bir taleptir. Somut olayda ise; dava konusu edilen YİDK kararının, davacının, davalı Şirketin marka başvurusuna itirazının kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 25. Sınıf malların çıkarılmasına dair Markalar Dairesi Başkanlığı kararına, başvuru sahibi davalı Şirket tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin bulunduğu gerekçesiyle YİDK kararının iptali istemli davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmiş, istinaf kanun yoluna başvuran davacı ve davalı Şirket vekilleri, bu yönden ilk derece mahkemesi kararına karşı bir istinaf itirazında bulunmamışlardır. O halde, davadaki YİDK kararının iptali istemli dava reddedildiğine göre, markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ilişkin ikinci talebin, YİDK kararının iptali istemli davadan bağımsız müstakil bir hükümsüzlük davası olarak değerlendirilmesi gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2010/10029 E. 2012/1928 K., 2013/18711 E.2014/13375 K., 2007/12056 E.2009/8227 K., 2009/9215 E.2011/2047 K., 2019/447 E. 2020/2675 K ve 2020/1735 E. 2022/573 k. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere dava tarihi itibariyle tescilli olmayan bir markanın hükümsüzlüğü için dava açılması mümkün olmayıp, henüz tescilli olmayan bir markanın hükümsüzlüğü için açılan davanın, erken açılması gerekçesiyle reddi gerekmektedir. Yargılama sırasında hükümsüzlüğü istenen markanın tescil edilmesinin de sonuca etkisi olmayacağı, yukarıda belirtilen kararlarda açıkça vurgulanmıştır. Somut olayda da; dava konusu … sayılı markanın dava tarihi olan 09.02.2016 tarihinden sonra 29.02.2016 tarihinde tescil edildiği, diğer bir deyişle dava konusu markanın dava tarihinde tescilli olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince, marka hükümsüzlüğü istemli davanın, erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu istemin yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, YİDK kararının iptali istemli dava yönünden verilen karara karşı herhangi bir istinaf itirazında bulunmadığından bu dava bakımından ilk derece mahkemesince tesis edilen hükme Dairemiz kararında da yer verilmiş ve bu davanın reddi nedeniyle davalı Kurum yararına ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücreti aynen hüküm altına alınmıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31/05/2018 gün ve 2016/60 E. – 2018/181 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;

3-YİDK kararının iptali istemli davanın hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
4-Marka hükümsüzlüğü istemi yönünden erken açılan davanın REDDİNE
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 29,20.TL harçtan mahsubu ile bakiye 150,70-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,

6-YİDK kararının iptali istemli davanın reddi nedeniyle, davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.145,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
7-Marka hükümsüzlüğü istemli davanın reddi nedeniyle, davalı Şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Şirkete verilmesine,

8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Davalı …. A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından ilk derece mahkemesinde ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),

12-Davacıdan alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
13-Davalı …. A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde anılan davalıya iadesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip