Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/190 E. 2023/131 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/190 – 2023/131
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/190
KARAR NO : 2023/131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2020
NUMARASI : 2019/113 E. – 2020/11 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/01/2020 tarih ve 2019/113 Esas – 2020/11 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili,müvekkili şirketin … şekil” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere diğer davalı Kuruma başvurduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin 1961 yılından bugüne kadar özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirkete ait “…” markasının … nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, aynı zamanda WIPO nezdinde 23.02.2000 tarih ve … no ile tescil edildiğini, müvekkilinin “…” ibareli markalarının ilk kez 1990 yılında piyasaya sürüldüğünü, ilk tescilin 1996 yılında yapıldığını, … markasının 1990 yılından beri kullanıldığını ve tanınmış marka olduğunu, dava konusu “…” marka başvurusunun 30. sınıfta yer alan malları kapsadığını, müvekkilinin asıl iştigal alanının gıda ürünleri olduğunu ve “…” ibaresini esaslı unsur olarak içeren markalarının da 30.sınıfta tescilli bulunduğunu, müvekkili markaları ile dava konusu marka arasında ayniyet derecesinde sınıfsal benzerliğin mevcut olduğunu, ortalama gıda tüketicisinin, edindikleri tüketim tercihleri ve davranışları ile işbu dava konusu marka ile müvekkili markalarını benzer olarak algılayacağını, dava konusu marka kapsamındaki malların ortalama tüketicisinin bir kısmının çocuklar olduğu dikkate alındığında iltibas ihtimalinin yüksek bulunduğunu, dava konusu markanın esaslı unsurunun “…” olduğunu, … kelimesinin şirketin ticaret unvanı olup sunulan malı/hizmeti temsil etmediğini, markada yer alan diğer “…” kelimelerin Sırpça olduğunu ve ortalama gıda tüketicisinin Sırpçaya hakim olmasının beklenemeyeceğini, ortalama tüketici tarafından bu kelimelerin algılanmasının dahi mümkün olmadığını, ayrıca … kelimesine nazaran oldukça küçük punto ile yazıldığını, “…” kelimesinin İngilizcede “özel, ayrıcalıklı” anlamına geldiğini, doğrudan … kelimesini nitelediğini, kendi başına herhangi bir ayırt ediciliğinin olmadığını, davacıya ait “…” markasının iş bu dava konusu markanın içerisinde hiçbir değişikliğe uğramadan mevcudiyetini koruduğunu, bu durumun iltibasa sebebiyet verdiğini, davalının hali hazırda “…” ibareli markalarının tescilli bulunduğunu, hal böyle iken dava konusu marka ile asıl korunmak istenen unsurun … ibaresi olduğunu, “…” markasının davacının seri markalarının arasına sızacağını, … makasının imajına zarar vereceğini ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-11807 sayılı kararın iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, ayırt ediciliğin ve işaretlerin benzerlik ve karıştırılma ihtimaline neden olup olmayacağının tespitinde belirleyici unsurun, markanın bir bütün olarak bıraktığı genel izlenimin olduğunu, davalı şirketin “…” ibareli başvurusunun, stilize edilmiş bir yazı karakteri ile oluşturulduğunu, kelime, şekil ve renk unsurlarından oluşan özgün bir kombinasyona sahip olduğunu, aralarında iltibas doğma ihtimalinin bulunmadığını, mevcut farklar karşısında markaların birbirinin serisi olarak algılanmayacağını, aralarında benzerlik bulunmayan davalı markasının davacıya ait markalara zarar vermeyeceğini, sulandırmayacağını, davacı markasının tanınmış olduğu ve bu nedenle dava konusu markanın tescil edilmemesi gerektiği iddialarının isabetli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalıya ait “…” ibareli marka başvurusu ile itiraza dayanak davacı markaları arasında benzerlik bulunduğu, bu nedenle, somut uyuşmazlıkta 6769 sayılı Kanunun 6/1 fıkrası koşullarının çekişmeli başvuru kapsamındaki tüm mallar yönünden oluştuğu, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimali olduğu kanaatine varıldığından, davacı markasının tanınmış olup olmadığı hususunun somut olaya etkisinin olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2018-M-11807 sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, mahkeme tarafından yapılan incelemede, davalı markasındaki bütünsellik ve esas unsurların göz ardı edilerek, sadece tek bir ibare üzerinden değerlendirme yapıldığını, değerlendirmenin bu şekilde yapılmasının hatalı sonuçlara varılmasına neden olduğunu, markalarda yer alan şekil ve renk unsurları ile kelime farklılığının markaları ayırt edecek nitelikte bulunduğunu, markaların içerdikleri farklı unsurlar ve yarattıkları bütünsel algı birlikte göz önüne alındığında, aralarında iltibas ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamındaki 30. sınıfta yer alan mallar yönünden, başvuru tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda “…” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruda yer verilen diğer unsurların ayırt edicilikte geri planda kaldıkları, bu itibarla başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadıkları, dava konusu başvurunun 17.10.2016 tarihinde yapılması nedeniyle uyuşmazlığın 556 sayılı KHK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken 6769 sayılı Kanun kapsamında değerlendirme yapılması doğru değil ise de bu yanlışlığın sonuca etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı …istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 125,50 TL bakiye harcın davalı …tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.