Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1899 E. 2022/707 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2017
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/04/2017 tarih ve 2015/309 E. – 2017/177 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı Şirketin “…” ibaresinin tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu, 2013/101991 sayısı verilen başvuruya, müvekkili tarafından adına tescilli 2008/61278 sayılı “…” ibareli, 2005/46898 sayılı “…” ibareli ve 2012/45298 sayılı “… …” ibareli markalara dayalı olarak itiraz edildiğini, itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, bu benzerliğin markaların karıştırılmasına yol açacağını, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, öte yandan müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ve başvurunun tescili halinde davalının müvekkilinin bu tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, davalı marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2015-M-6287 sayılı kararının iptaline, 2013/101991 sayılı markanın sicilden tümden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2013/101991 başvuru numaralı “…” ibareli başvuru ile davacı markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-a bendi anlamında “aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer” olmadığı, dava konusu 2013/101991 başvuru numaralı “…” ibareli işaretin tescil edilmek istendiği mal ve hizmetler ile davacının tescilli mallarının aynı/aynı tür olduğu, dava konusu 2013/101991 başvuru numaralı “…” ibareli işaret ile itiraza mesnet gösterilen davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacı markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış olduklarının ispat olunamadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğu hususunda yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkeme tarafından denetime elverişliliği bulunmayan bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak karar verildiğini, rapora itirazlarının karşılanmadığını, kararın gerekçesinde, “…” ibaresinin günlük hayatta herkes tarafından çok yaygın kullanılan ayırt edici özelliği düşük bir ibare olduğu belirtilmişse de bu gerekçeye katılmanın mümkün olmadığını, müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markalar ile seri marka yaratma gayreti içinde olduğunu ve dava konusu başvurunun bu şekilde tescil edilmesi halinde müvekkil markasının seri markası olduğu izlenimi oluşabileceği hususunun mahkemece göz ardı edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Marka işlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin 2013/101991 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 29,30 ve 32. sınıf malların yer aldığı, Markalar Dairesi Başkanlığınca 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca başvurunun kısmen reddine karar verildiği ve kalan mallar yönünden başvurunun ilan edildiği, davacı yanca adına tescilli 2008/61278 sayılı “…”, 2005/46898 sayılı “…” ve 2012/45298 sayılı “… …” ibareli markalara dayalı olarak başvuruya yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığınca reddine karar verildiği, davacının bu karara yönelik itirazının ise YİDK’in 2015-M-6287 sayılı kararıyla reddedildiği ve kararın 08.07.2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvuru, standart karakterlerle yazılmış “…” ibarelidir. Başvuruda başkaca herhangi bir unsura yer verilmediğinden, başvurunun asli unsurunu bu ibare oluşturmaktadır. Davacının itirazına mesnet 2008/61278 sayılı markası “…” ibareli, 2005/46898 sayılı markası “…” ve 2012/45298 sayılı markası ise “… …” ibarelidir. Buna göre, davacının 2008/61278 sayılı markasının asli unsuru “…” ibaresi iken, diğer davacı markalarının asli unsuru ise “…” ibaresinden oluşmaktadır. “…” unsurlu davacı markası ile dava konusu başvuru arasında görsel, işitsel ve kavramsal yönden karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmamaktadır. Çünkü, “…” ibaresinin bilinen bir anlamı olmayıp, işaretler arasında anlamsal benzerlik olmadığı gibi işitsel ve görsel yönden de marka işaretleri farklıdır. Buna karşılık, diğer davacı markaları ile dava konusu başvuru arasında ise iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik mevcuttur. Zira, dava konusu başvuru “…” ibareli olup, davacının itirazına mesnet 2005/46898 ve 2012/45298 sayılı markaların asli unsuru ise bu ibareye “…” iyelik ekinin eklenmesi ile meydana getirilmiş “…” ibaresinden oluştuğundan, marka işaretleri arasında anlamsal, görsel ve işitsel benzerlik bulunmaktadır. Her ne kadar, ilk derece mahkemesince “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu ve bu nedenle marka işaretleri arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı kabul edilmiş ise de, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 29,30 ve 32. sınıf mallar yönünden “…” ibaresinin tanımlayıcı bir niteliği olmadığı gibi başkaca bir tasviri özelliği de bulunmadığından, Dairemizce mahkemenin bu değerlendirmesine iştirak edilmemiş, “…” ibaresinin dava konusu mallar yönünden ayırt edici bulunduğu kabul edilmiştir. O halde, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2005/46898 sayılı “…” ve 2012/45298 sayılı “… …” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik bulunmaktadır.
Marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin karşılaştırılmasına gelince; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamul ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre, dava konusu başvuru kapsamında 29,30 ve 32. sınıflarda yer alan “Hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Çaylar, buzlu çaylar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” malları bulunmaktadır. Davacının itirazına mesnet olan ve işaret yönünden dava konusu başvuru ile benzer olduğu kabul edilen 2012/45298 sayılı markanın kapsamında 3. sınıf mallar yer aldığından, bu marka yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmemiştir. 2005/46898 sayılı davacı markasının kapsamında ise 3,5,16 ve 21. sınıf mallar yanında 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri; et mamülleri, et hülasaları, et suları, bulyonlar; işlenmiş su ürünleri (yumuşakçalar ve kabuklu hayvanlar); kurutulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, konservelenmiş, dondurulmuş et ürünleri… Kuru bakliyat hariç kurutulmuş, pişirilmiş, konservelenmiş, dondurulmuş sebzeler, yemek pişirmek için sebze suları… ; Kuru bakliyat, yani fasulye, bezelye, nohut , mercimek, soya … Hazır çorbalar ve hazır yemekler… Zeytinler, turşular… Süt ve süt ürünleri: Her türlü süt, beyaz peynirler, kaşar peynirler, yoğurt, ayran, kaymak, krema, krem şanti, süttozu, kefir, süt oranı fazla sütlü içecekler, meyveli sütler, meyveli yoğurtlar, kımız, süt ve süt ürünlerinden (süt oranı fazla ) tatlılar… ; Yenilebilir sıvı ve katı yağlar, margarinler, tereyağlar… ; Konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş meyveler; pekmezler, reçeller, marmelatlar, meyve ezmeleri, kompostolar… Kuru yemişler, kurutulmuş meyveler, pestiller … Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin (susam tohumu macunu)… ; Yumurtalar, yumurta tozları, ; Jöleler, jelatinler, ; Tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri niteliğindeki perhizle ilgili olan veya olmayan ürünler için bitkisel ve vitamin bazlı ürünler olarak kullanılan proteinler, karbonhidratlar, madensel maddeler, az miktarda bulunan kimyasal elementler, aminoasitler, yağ asitleri , polen müstahzarları… Patates cipsleri, patates kızartmaları…” malları ile 30. sınıftaki “Kahve, kakao, suni kahve, moka (kahve), kahve yerine geçen maddeler, kahve veya kakao esaslı içecekler… ; Tapyoka, sago… Makarnalar, mantılar, erişteler… ; Ekmekler, pideler , pizzalar, lahmacunlar… ; Bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler… ; Baklavalar, şöbiyet , tulumba tatlıları, bülbül yuvaları… Pudingler, kazandibi, sütlaç, sup, muhallebiler, aşureler… ; Bal, arı sütü, propolis … ; Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler: Ketçaplar, mayonezler, hardallar, limon suları, soslar, salata sosları, salçalar, sirkeler, yiyecekler ve içecekler için koku vericiler (aromalar), baharatlar… ; Mayalar, kabartma tozları, vanilyalar; ekmeğin formunu, rengini iyileştirici, bayatlama süresini geciktirici doğal maddeler… ; Her türlü un, irmikler, nişastalar, ; Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri… ; Çaylar, buzlu çaylar… ; Şekerlemeler, lokumlar, helvalar, pişmaniyeler, donmuş yoğurt (şekerleme), çikolatalar, çikolata ürünleri, çikolata veya şekerle kaplanmış ürünler, yılbaşı ağacı süsü olarak şekerli ve çikolatalı ürünler, çikolata esaslı içecekler … Sakızlar,; Dondurmalar, buz kremler, yenilebilir buzlar… ; Tuz, ; Pirinç, bulgur, keşkek, yarmalar, gıdalar için malt… Hububat (tahıl) ve undan mamül çerezler, patlamış mısır, mısır gevrekleri, yulaf ezmeleri, kahvaltılık hububat…” malları yer almaktadır. Yukarıda açıklanan kriterler de gözetildiğinde, dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 29. ve 30. sınıftaki malların tamamı, davacının itirazına mesnet 2005/46898 sayılı markanın kapsamında aynen yer aldığından, bu mallar yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşul da gerçekleşmiştir. Dava konusu başvuru kapsamında yer alan 32. sınıf mallar yönünden ise bu koşul oluşmamıştır. Zira, davacının itirazına mesnet 2005/46898 sayılı markanın kapsamında 32. sınıf mallar yer almadığı gibi başvuru kapsamında yer alan 32. sınıf mallarla benzer bir mal ve hizmet de bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Her ne kadar davacı markalarının tanınmış olduğu ileri sürülmüş ise de dosya kapsamında bu iddia ispat edilemediğinden, davacının tanınmışlık iddiasına itibar edilmemiş, yine ispat edilemeyen dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu yönündeki iddia da yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2005/46898 sayılı marka kapsamında, 29. ve 30. sınıflarda yer alan “Hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Çaylar, buzlu çaylar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Pekmez.” malları yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunduğunun, bunun dışında kalan 32. sınıf mallar yönünden ise emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleşmediğinden, anılan madde koşullarının oluşmadığının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/04/2017 gün ve 2015/309 E. – 2017/177 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile … YİDK’in 08.07.2015 tarih, 2015-M-6287 sayılı kararının, başvuru kapsamında yer alan 29. sınıftaki “Hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar.” malları ile 30. sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları. Çaylar, buzlu çaylar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Pekmez.” malları yönünden KISMEN İPTALİNE, fazlaya ilişkin iptal isteminin REDDİNE,
3-Dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden, marka hükümsüzlüğüne ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 27,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 53,00.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ve davanın kısmen reddine karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 196,00.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 115,50.TL tebligat masrafı, 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamından oluşan 1.973,60.TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranının takdiren 3/4 olarak kabulü ile bu orana tekabül eden 1.480,20 TL’ye, 27,70.TL başvurma harcı, 27,70.TL peşin harç ile tutarı eklenerek oluşan toplam 1.535,60 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022