Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/188 E. 2023/155 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/188 – 2023/155
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/188
KARAR NO : 2023/155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI : 2019/349 E. – 2020/366 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/12/2020 tarih ve 2019/349 E. – 2020/366 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin …” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini 09, 25 ve 28. sınıf mallar yönünden marka olarak tescil ettirmek üzere davalı… başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya itirazlarının davalı kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu ve tanınmış markaların tüm sınıflar bakımından koruma altına alındığını, davalının müvekkilinin tanınırlığından faydalanma amacı taşıdığını, kötü niyetli olduğunu, haksız kazanç elde etme çabası içinde bulunduğunu, orta ve üst düzey bilincindeki tüketicilerin davalı markasını müvekkilinin markasının seri markası olarak algılayabileceğini, davalının eylemlerinin haksız rekabet kurallarına da aykırı olduğunu, davalının markasını iltibas sureti ile oluşturduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-6131 sayılı kararının iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili firmanın iş kıyafetleri alanında hizmet verdiğini, “…” markası ile dizler için yüksek kaliteli koruma sistemleri geliştirdiğini, diz çökme pozisyonunda çalışmayı daha rahat ve güvenli hale getirdiğini, müvekkilinin marka başvurusundan sonraki başvuru tarihli davacı markalarının karşılaştırmada dikkate alınamayacağını, davacının tanınmışlık iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, markaların okunuş olarak farklı olduklarını, arama motoru üzerinden yapılan araştırmada markaların benzer görseline rastlanılmadığını, kötü niyet iddiasının soyut ve dayanaksız olduğunu, taraf markalarının farklı tüketici kitlelerine hitap ettiğini, tarafların markaya konu mallarının aynı yerde yan yana veya aynı raflarda satışa sunulan ürünler olmadığını, karşılaştırmanın sınıf bazında değil emtia bazında yapılması gerektiğini, taraf markaların aynı sınıfta yer almasına karşı emtialarının farklı olduğunu, dava konusu markayı taşıyan ürünlerin ithal ürünler olduğu için itiraza mesnet markayı taşıyan ürünlerle fiyatının farklı olacağını, müvekkiline ait ürünlerin alıcı kitlesi bakımından dikkat seviyesinin yüksek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 09, 25, 28. sınıftaki malların itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür oldukları, “…” ve “…” markalarının aynı şekilde başlayıp benzer şekilde bitmekle birlikte başvurunun ilk hecede iki sessiz ikinci hecede ise iki sesli harfin yan yana gelmesi gibi dilimizde alışık olmadık bir tertip yaratması nedenleriyle görsel benzerliğin ortalama olduğu, duysal benzerlik seviyesinin düşük olduğu, “…” kelimesinin dilimizde kinetik enerjiye yapılan bir atıf olarak algılanacağı “…” ise bir kısım müşteri tarafından İngilizce “diz” manasına gelen “…” kelimesinden türetilmiş olması nedeniyle İngilizce bilen bir kısım müşteri açısından dize yapılan bir atıf diğer bir kısım müşteri açısından ise manası olmayan bir kelime olarak algılanacağı, dolayısıyla markalar arasında kavramsal farklılık bulunduğu, markalar arasında emtia benzerliği olmakla birlikte SMK’nın 6/1. maddesindeki iki şarttan diğeri olan “markaların benzerliği”nin iltibas yaratacak kadar olmaması nedeniyle SMK’nın 6/1. maddesi koşullarının somut davada bulunmadığı, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, dosya içeriği itibari ile SMK’nın 6/5. maddesinde yer alan koşullar da oluşmadığı gibi taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin bulunmayacağı, dosya kapsamında dava konusu başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin somut veri bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bilirkişi raporunun taraflı olduğunu, raporda iki bilirkişinin imzasının bulunduğunu, başvurunun müvekkilinin tanınmış markalarından haksız olarak yararlanma kastı taşıdığını, taraf markalarının benzer olup karıştırılmaları ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Marka kararı iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, itiraza mesnet markaların esas unsuru olan ibarenin “…” olarak yazılıp … olarak okunduğu, dava konusu markanın ise “…” olarak yazılıp …olarak okunduğu, davalı şirketin ürünlerine atfen İngilizce “diz” anlamına gelen “…” kelimesinin “…” hecesinden farklı bir renkle yazılarak vurgulandığı, bu hali ile taraf markaları arasında kısmi bir görsel benzerlik bulunmakla birlikle, markaların fonetik ve kavramsal olarak oldukça farklılaştıkları, başvuru markasının ticari kaynak bakımından da karışıklığa sebebiyet vermeyeceği, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, öte yandan taraf markaları benzer bulunmadığından davacı markasının tanınmışlığının somut uyuşmazlığa etkisinin bulunmadığı, başvurunun kötü niyetle yapıldığına dair delil sunulmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 11/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.