Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1810 E. 2023/1698 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1810
KARAR NO : 2023/1698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : 2018/400 E. – 2020/33 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
İle Sicilden Terkin

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2020 Tarih ve 2018/400 Esas – 2020/33 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili firmanın “…” ibareli tanınmış markasının bulunduğunu, müvekkiline ait “… …” ibareli markanın 18,25,35 sınıflarda, “… …” ibareli markanın 02, 03, 09, 10, 14, 16, 18, 21, 25, 27, 28, 30, 32, 35 sınıflarda 16.08.2008 tarihinden itibaren, “…” ibareli markanın 18,25,35. sınıflarda tescilli olduğunu, davalının 07.02.2017 tarihinde “…” markasını tescil ettirmek istediğini, Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/37E. sayılı dosyasında “…-dream” markası için mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun emsal teşkil edeceğini, müvekkiline ait “… …”, “…”, “… …”, “…”, “… …”, “… …” markalarında … harfinin temel görsel olarak göze çarptığını, davalının müvekkiline ait logoları aynen kullanmak suretiyle “… – trap” markasını meydana getirdiğini, müvekkiline ait markalar ile davalıya ait markanın benzer olduğunu, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davacı markalarının tanınmış olduğunu , marka başvurusunun kötüniyetle gerçekleştirildiğini ileri sürerek, … YİDK’nın 02/10/2018 tarih ve 2018/M-8307 sayılı kararının iptaline, 2017/10408 sayılı “…” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, markalar arasında 6769 sayılı Kanun’un 6. Maddesi anlamında benzerlik olmadığını, … harfinden kaynaklı kısmi benzerliğin iltibasa yol açacak nitelikte olmadığını, 6769 sayılı Kanun’un 6/5 maddesi anlamında davacının iddialarının yerinde olmadığını, 6769 sayılı Kanun’un 6/6 maddesi yönünden dava konusu başvuru davacının ticaret unvanından oluşmadığından, davacının iddialarının dayanaktan yoksun olduğunu, 6769 sayılı Kanun’un 6/9 anlamında davacının kötüniyet iddialarını destekleyecek bir delil sunamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şahıs tarafından davaya cevap verilmemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2017/10408 sayılı marka ile davacının itirazlarına dayanak yaptığı markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, SMK’nın 6/1,6/5,6/6 ve 6/9. Maddeleri uyarınca 2017/10408 sayılı davalı markasının hükümsüzlük ve terkin şartlarının oluşmadığı, … YİDK’nın 02/10/2018 tarih ve 2018/M-8307 sayılı kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı markalarının esaslı unsurunun “…” harfinden müteşekkil olduğunu, davalı markasında açıkça “…” harfinin öne çıkarıldığını, ayrıca marka görselinde seçilen yazım karakterinin ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, diğer yandan müvekkili firmanın, ayakkabı sektöründe ‘’…’’ harfiyle özdeşleşmiş olup bir ürün üzerinde “…” harfi görüldüğü zaman tüketici nezdinde akla gelen ilk markanın müvekkilinin markası olduğunu, davalının tescil talebinin müvekkili firmanın tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olduğunu, davalının, davacının “…”, “… …”, “… …”, “…” ibareli ve başkaca tescilli markalarından habersiz olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” esas unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda harfler ve sayıların tek başına marka olarak kimsenin tekeline bırakılamayacak işaretlerden olduğu, bunların ancak ilave unsurlarla tescili ya da kullanımı sonucu ayırt edici kılınması suretiyle tescili mümkün olan işaretlerden olduğu, tescil sağlandığında bile ayırt edicilik düzeylerinin düşük olduğu, somut olay açısından emsal olabilecek nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/4459 Esas, 2022/8042 Karar ve 10/11/2022 Tarihli kararında; “…-…” markası ile aynı sınıflarda bulunan “…,…, … … Şekil, …” ibareli markaların benzer bulunmadığı, diğer yandan SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık ve SMK’nın 6/6.maddesi koşullarının oluşmadığı, kötüniyete dayalı iddiaların ispat olunamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55‬-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip