Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1807 E. 2023/1685 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1807
KARAR NO : 2023/1685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2020/254 E. – 2021/297 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/09/2021 Tarih ve 2020/254 Esas – 2021/297 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 05. sınıf ilaç emtiasında tescilli 95/003862 sayılı “…” markasının bulunduğunu, ayrıca ürün içeriğinin geliştirilerek markanın “… …” şeklinde de piyasaya sürüldüğünü, davalı yanın 2019/10482 sayılı davaya konu olan “…” markasını 23.07.2020 tarihinde kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin 95/003862 sayılı markasına dayalı itirazı sonucunda başvurudan 05. sınıftaki “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler” mallarının çıkartılmasına karar verildiğini, bu karara itirazlarının da 2020-M-3256 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, markalardaki sair unsurların markaları farklılaştırmadığını, markalar arasında görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyli benzerlik bulunduğunu, reddedilmeyen malların da müvekkilin markaları kapsamındaki mallar ile benzer olduğunu, davalının müvekkilin markasına ait tanıtım görsellerini de kullanarak marka kullanım biçimini dahi taklit ettiğini ileri sürerek, 2020-M-3256 sayılı YİDK kararının iptali ile 2019/10482 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraf faaliyetlerine konu ürünlerin farklı olduğunu, müvekkilinin tıbbi ve veterinerlik amaçlı ilaç üretmediğini, davacı markalarının tanınmış olmadığını, müvekkilinin markasının başlangıç kısmında “…” sesinin yer aldığını, ayrıca yine “o-u” harfleri ve “…” kelimesi de müvekkilinin markasında yer aldığından davacı ile markalarının farklılaştıklarını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, her ne kadar işbu uyuşmazlık YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğü taleplerini içerir şekilde açılmış ise de davalının YİDK kararının süresinde açılmadığı hususundaki itirazları doğrultusunda YİDK iptali istemi bakımından dosyanın 17.03.2021 tarihli ara karar ile tefrik edilerek mahkemenin 2021/99 esas sayısına kayıt edildiği, markalar arasında emtialar bakımından benzerlik karşılaştırması yapıldığında, davacının önceki tarihli markası kapsamında yer alan emtiaların spesifik olarak ilaç emtiasına ilişkin olduğu, 05. sınıfta yer alan takviye beslenme ürünleri, doğrudan ilaç olarak kabul edilmeseler de aynı ya da yüksek düzeyli benzerlik taşıyan markalar ile satışları gerçekleştirildiğinde, ilgili tüketicinin her iki tür ürünün de aynı kaynak tarafından piyasaya sürülen ürünler olduğunu düşünerek yanılgı yaşamasının mümkün olduğu, taraf markaları karşılaştırıldıklarında “…” markasındaki “…” kelimesinin doğrudan bilinen anlamıyla ilk anda algılanamayabileceği, markadaki ikinci kelime olan “…’in” bilinen bir anlamının bulunmadığı ve herhangi bir ilaç etken maddesi veyahut tıbbi bir terim olduğunu gösterir bilginin de dosyada mevcut olmadığı, “…” kelimesinin ise özellikle ilaç sektöründe ilaç etkililiğini gösterme amacıyla kullanımı bulunan jenerik bir kavram mahiyetinde bulunduğu, marka içerisindeki asli unsurun “…” kelimesi olduğu, dava konusu markadaki ön ses olan “…” sesinin, taraf markalarının birbirlerinden yeterince uzaklaşmaları sonucunu meydana getirmeyeceği, davacıya ait markanın tanınmışlığı hususunda yapılacak değerlendirmeye göre ise dosya kapsamına davacı tarafından “…” markasının kullanımını gösterir çok sınırlı sayıda delile yer verildiği, ayrıca her ne kadar davacı markalarının uluslararası tescillerinden bahsedilmiş ise de işbu delillerin tanınmış marka korumasından yararlanılmasını sağlayacak yeterlilikte olmadığından tanınmışlık iddialarının yerinde bulunmadığı, kötü niyet iddiası bakımından da davacının iddialarının temelinde, davalı tarafça başvuru konusu edilen işaretin davacı markalarına olan benzerliğinin esas alındığı, davalı firmaya davacı tarafından daha önce uyarı metni gönderildiğinin beyan edildiği ancak bu metnin dosya içerisinde yer almadığı, tüm bu tespitler sonucunda davalının yeni bir marka tescil başvurusunda bulunmasının kötü niyetli bir eylem olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davaya konu markanın 5. sınıf “tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda takviyeleri, zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar, tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, anti bakteriyel el losyonları” emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, işbu davaya konu marka olan “…” ibaresi ile müvekkiline ait “…” ibareli markanın okunuş yazılış ve tüketici zihninde bıraktıkları imaj açısından tüketiciyi yanıltacak düzeyde benzer olduğunu, davalının müvekkiline ait ürün ile aynı görsel, aynı reklam fontu, aynı kutu renklerini kullandığını ve kendi ürününü bu şekilde pazarlayarak kötü niyetli davrandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesince verilen kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu markalar arasında benzerlik olmadığı gibi tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyet iddialarını kabul etmediğini savunarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının 95/003862 sayılı “…” markasının “İlaçlar” emtiasında tescilli bulunduğu, davalının 2019/10482 sayılı “…” markasının, 5. sınıftaki tüm alt sınıflarda tescilinin talep edildiği, davacı markasının esas unsurunun “…”, davalının başvurusunun esas unsurunun ise “…” ibaresi tarafından temsil olunduğu, her iki ibarenin de ilaç emtiasında bir etken madde veyahut tıbbi bir terim adı olmadığı, davacının “ilaçlar” emtiasının, davalının başvurusu kapsamındaki 5. sınıf “tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda takviyeleri, zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar, tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, anti bakteriyel el losyonları” emtiaları ile benzer bulunduğu, dolayısıyla her ne kadar bilinçli alıcı çevresine hitap etseler dahi birbirine bu denli yakın ibarelerin, anılan mallarda dahi karıştırılacağı, esasen tüm bu tespitlerin, mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında tıp fakültelerinin farmakoloji ana bilim dalı öğretim üyesi iki profesörden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetince bildirildiği anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacı ve davalıdan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 19/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip