Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1794
KARAR NO : 2023/1696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2021
NUMARASI : 2020/284 E. – 2021/224 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın
Hükümsüzlüğü)
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/06/2021 tarih ve 2020/284 E. – 2021/224 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, anılan markanın ilk kez 26.07.1967 tarihinde 98366 sayı ile tescil edildiğini, “…” markasının T/00268 sayı ile tanınmış markalar sicilinde de yer aldığını, dava konusu “…” markasının fonetik ve görsel olarak, müvekkili markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkili markasının serisi niteliğinde algılanacak bir kelime olduğunu, bu durumun tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açacağını, dava konusu marka başvurusu ile müvekkil adına tescilli “…” ibareli markaların kapsamlarında benzer, ilintili mal ve hizmelerin yer aldığını, dava konusu markanın bu haliyle müvekkili markalarının piyasadaki tanınırlığından haksız menfaat elde edeceğini, dava konusu markanın müvekkilinin tanınmışlığına da zarar vereceğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2020-M-7080 sayılı YİDK kararının iptali ile 2019/70618 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, hükümsüzlük talebi bakımından davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, SMK m.6/1 hükmü kapsamında markaların benzer olmadığını, YİDK itiraz sürecinde kötü niyete dayalı iddiaların ispatlanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın bir bütün halinde “…” ibaresinden oluştuğu, her ne kadar davacının “…” markasının inşaat makineleri sektöründe arka aktör olarak da adlandırılan iki parçalı mafsallı kolun ucundaki bir kazma kovasından oluşan bir tür kazı ekipmanı veya kazıcının adı olarak bilinen ve ingilizce “…” olarak kullanılan bir anlamı bulunduğu ve bu kelimenin Türkçe “…” olarak telaffuz edildiği söylense bile, davaya konu mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kesiminin tamamının bu aletin ingilizce karşılığını bildiğinin veya bilmesi gerektiğinin söylenemeyeceği, ilgili tüketici kesiminin kavramsal olarak dava konusu markayı “…” olarak algılayacağı, bu ibarenin ingilizce yazım karakteri ile oluşturulduğu düşünüldüğünde, türkçe olarak “… …” anlamsal karşılığı ile algılayacağı, markada yer alan “…” çağrışımının ayırt ediciliği bulunmayan, tali bir unsur olduğu, dolayısıyla dava konusu markada “…” ibaresinin markasal ayırt ediciliği üzerinde toplayan bir kelime olduğu, bu hale göre daha önce davacıya ait “…” markalarını gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan ilgili tüketici kesiminin en azından bir kısmının daha sonra davaya konu “…” markasını aynı/benzer mal ve hizmetler üzerinden gördüğünde ya da işittiğinde, bu markayı davacıya ait markaların serisi niteliğinde bir marka olarak algılayabileceği, bu nedenle karşılaştırılan markalar arasında benzerlik bulunan “7.SINIF:İş makineleri: dozerler, kepçeler, ekskavatörler, yol yapım ve kaplama makinaları, sondaj makinaları, kaya delme makinaları, süpürme makinaları ve aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Kaldırma, taşıma ve iletme makineleri: asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar, içecek yapım ve işleme makineleri. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar (elektrikli plastik kapama/mühürleme cihazları [paketleme] dahil). Elektrikli açma kapama mekanizmaları. Makine ve motorlar için silindir contaları. 12.SINIF: Motorlu kara taşıtları (motosikletler, mobilet dahil) ve bu taşıtlar için motorlar, kavramalar ve transmisyon bağlantıları, transmisyon kayışları ve zincirleri, dişliler, frenler, fren disk ve balataları, şasiler, kaportalar, süspansiyonlar, darbe emiciler, şanzımanlar, direksiyonlar, jantlar. Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları. 37.SINIF: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu).” mal ve hizmetleri bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, davacı taraf markalarının özellikle beyaz eşya – ev elektroniği ürünlerinde tanınmışlığının mevcut olduğu, markanın tarihsel geçmişi ve piyasadaki varoluş sürekliliği gözetildiğinde, bu tanınmışlığın farklı sektörlere de etki edebilecek mahiyette olduğu, davaya konu, benzer olmadığı tespit edilen 12.sınıftaki “Taşıt kasaları, damperli kasalar, traktör römorkları, frigorifik kasalar, römork bağlantıları. Taşıt koltukları, koltuklar için baş dayanakları, emniyetli çocuk koltukları, koltuk kılıfları, araç örtüleri (aracın şeklini almış), güneşlikler. Sinyaller ve yön sinyalleri için kollar, taşıt camları için silecekler, silecek kolları. Taşıtlar için iç ve dış lastikler, tubles lastikler, lastik tamir takımları, taşıt lastikleri için yamalar, kaynak yamalar, taşıt lastikleri için supaplar. Taşıt camları, emniyetli taşıt camları, taşıtlar için dikiz aynaları ve yan aynalar. Patinaj zincirleri. Taşıtlar için portbagajlar, bisiklet ve kayak taşıyıcıları, seleler. Lastik şişirme pompaları. Taşıtlar için hırsız alarmları, kornalar. Yolcular için emniyet kemerleri, havalı yastıklar. El arabaları, pazar arabaları, tek veya çok tekerlekli el arabaları, market arabaları, ev eşyaları için tekerlekli taşıyıcılar.” emtiaları bakımından da SMK m.6/5 hükmü koşulunun gerçekleştiğinden söz edilebileceği, dava konusu markanın kavramsal olarak “… …” şeklindeki kavramsal çağrışım gücü nedeniyle 12. sınıftaki emtiaların hitap ettiği taşıtlar, bunların parçaları, taşıtla ilişkili araçlar, el arabaları, pazar arabaları, taşıyıcılar gibi emtiaların hitap ettiği tüketici kesiminin aynı zamanda davacının tanınmışlık sağladığı beyaz eşya-ev elektroniği ürünlerinin de potansiyel kullanıcısı olduğu, davacının yoğun kullanım ve tanıtım ile oluşturduğu ve “…” ibaresine kattığı ayırt edici gücün yüksekliği dikkate alındığında, davaya konu “…” markasını 12.sınıftaki bu emtialar üzerinde gören ya da duyan ve davacı markalarını da iyi bilen ve tanıyan tüketici kesiminin “…” ibaresinin tekliğinin zihninde oluşturduğu algısının zayıflayacağı ve zamanla sulanabileceği, “…” ibareli başkaca markaların ve ticari teşebbüslerin de bulunduğunu, bunların davaya konu emtialarda olduğu gibi başkaca alanlarda da faaliyetlerde bulunduğunu düşünebileceği, bu durumun davacıya ait “…” tanınmış markasının ayırt ediciliğini zedeleme ihtimalini içinde taşıdığı, bu nedenle SMK m.6/5 hükmü koşulunun yukarıda benzer olmadığı tespit edilen emtialar bakımından da somut olayda gerçekleştiği, davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmaları ve davacı markasının tanınmışlığı haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 2020-M-7080 sayılı YİDK kararının iptali ile 2019/70618 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu marka başvurusu ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, bu nedenle müşteri kitlesi tarafından iki marka arasında bağlantı kurulmasının, karıştırılması ihtimalinin mevcut olmadığını, her marka için 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 6/5 hükmünde belirtilen risklerin mutlaka oluşacağı kanaatine doğrudan varılamayacağını, SMK’nın 6/5. maddesindeki şartların gerçekleştiğinin başvuru sürecinde ispatlanamadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, iş makinaları sektörünün öncü firmalarından olan müvekkili şirket adına kayıtlı “…” markasının davacı markası ile benzerliği bulunmadığı gibi karıştırılma ihtimalinin de söz konusu olmadığını, ilk derece mahkemesince davacıya ait marka tanınmış marka olarak kabul edilerek, müvekkili şirket adına tescilli markanın bu markayı zedeleyeceği kabul edilmiş ise de, iş makinaları üretiminde uzun yıllardır faaliyet gösteren müvekkili şirketin davacıya ait marka ile ilişkilendirmekten sağlayabileceği bir fayda bulunmadığını, davacının beyaz eşya-ev elektroniği konusundaki faaliyetleri ile müvekkilinin iş makinaları alanındaki faaliyetleri arasında bir bağlantı kurmanın mümkün olmadığını, bu noktada müvekkilinin davacının markasını zedelemesi veya ondan bir fayda sağlamasının imkan ve ihtimalinden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, itirazın reddine dair YİDK karar iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporu ve TPMK resmi internet sitesinden tespit edilen bilgilere göre, davacının itirazına ve davaya mesnet gösterdiği “…” asli unsurlu markalarının dava dışı … A.Ş.’ye devredildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 13/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda da bu husus, davacı yanın iddialarına dayanak yaptığı markaların 09.10.2020 tarihinde dava dışı … Anonim Şirketi’ne devri için TPMK’ya başvuruda bulunulduğu ve markaların muhtelif tarihlerde devir işlemleri tamamlanarak dava dışı üçüncü kişi üzerine kaydolduğu biçiminde vurgulanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından, itiraza mesnet markaların dava dışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşılmakta ise de, bu devirlerin dava tarihinden önce mi sonra mı yapıldığı tespit olunamamaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 125/2. maddesi uyarınca “Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.”
Bu durumda mahkemece, davacının itiraza ve davaya mesnet markalarının devrine ilişkin kayıt ve belgeler davalı TPMK’dan celp edilerek, HGK’nın 18.02.2020 tarih, 2017/851 esas, 2020/177 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere sıfat (husumet), dava konusu kılınan sübjektif hakla davanın tarafları arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden ve dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilmiş kişilerin maddi hukuk bakımından gerçekten hak sahibi veya yükümlü konumunda bulunup bulunmadığına ilişkin bir kavram (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukuku, C. I, Ankara 2016, s. 512) olduğundan, dava şartı olmadığı, mahkemece resen göz önüne alınması gereken bir itiraz olduğu gözetilerek, devir dava tarihinden önce gerçekleştirilmiş ise davacının aktif husumet ehliyeti (taraf sıfatı) bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi, marka devri dava tarihinden sonra gerçekleştirilmiş ise, devralan kişinin davacı yerine geçmesi, davanın kaldığı yerden itibaren bu kişi huzurunda görülmesi gerekir. İlk derece mahkemesi ise karar tarihinden önce gerçekleşen bu devri hiç dikkate almamış, markaları devreden … Hizmetler ve Tic. A.Ş. huzuruyla davayı görmeye devam etmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, marka devrine ilişkin kayıt ve belgeler davalı Kurum’dan celp olunarak davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı tartışılmadan ve duruma göre 6100 sayılı HMK’nın 125/2. maddesi uyarınca, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, açıklanan şekilde gerekli işlemlerin yapılabilmesi amacıyla, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 11/06/2021 gün ve 2020/284 E. – 2021/224 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…