Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1788
KARAR NO : 2023/1724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2021
NUMARASI : 2020/22 E. – 2021/48 K.
DAVACI : …
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/01/2021 tarih ve 2020/22 Esas – 2021/48 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin, “…”, “… … …” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “… …” ibareli başvurusuna anılan markalarında dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arasında iltibas bulunduğunu, müvekkilinin markalarının oluşturan “…” harfinin tek başına herhangi bir anlam ifade etmediğini, Türk alfabesinde mevcut olmadığını, müvekkili adına tescilli “…” harfinin kullanılmasının kötü niyet oluşturduğunu, çok fazla değişik şekilde “…” tasarlanabileceğini, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin müvekkilinin markasına benzer şekilde tasarlanmasının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanma kastıyla yapıldığını ileri sürerek, 2019-M-10957 sayılı YİDK kararının iptaline, tescil edilmesi halinde 2019/16440 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvurunun asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğunu, dava konusu başvurunun asli unsuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa neden olacak her hangi bir benzerlik bulunmadığını, SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının da oluşmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkiline ait dava konusu başvuru ile davacıya ait markalar arasında benzerlik bulunmadığını, davacının markalarında yer alan “…” ibaresinin herkesin kullanabileceği bir harf olduğunu, taraf markalarında yer alan “…” harflerinin farklı bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik bulunmadığı, dava konusu markanın “… …” ibaresinden oluştuğu, “…” harfinin Türkçe alfabede yer almayan ancak ülkemizde yaygın kullanım alanı bulunan bir ibare olduğu, “…” kelimesinin İngilizce bir kelime olup anlamının Türkçe’de “Duman, Sigara, Sigara içmek…” olduğu, Türkçe anlamının yaygın olarak bilindiği, bu kelimenin davaya konu mal ve hizmetleri doğrudan tanımlamadığı, bu nedenle ayırt ediciliği bulunan bir ibare olduğu, ortalama tüketicinin markaları bir bütün olarak algılayacağı, markayı oluşturan genel görünümü parçalayarak inceleme yapmayacağı, bu hale göre dava konusu markayı bir bütün olarak “… …” olarak algılayacağı, “…” harfini “…” kelimesinden ayırarak salt “…” harfini markanın esas unsuru olarak algılamayacağı, ayrıca özellikle giysi sektöründe “XS, S, M, L, XL, XXL” gibi giysi beden ölçülerinin kullanımı dikkate alındığında “…” harfinin “Daha küçük” veya “Daha geniş” gibi bedensel ölçü anlamına gelen tasviri bir kullanımının da bulunduğu, dolayısıyla markalar arasında müşterek olarak bulunan salt “…” harfinden kaynaklı olarak iltibas tehlikesinin bulunduğundan söz edilemeyeceği, kaldı ki taraf markalarında yer alan “…” harfinin stilize şekillerinin de birbirinden farklı olduğunun hemen ve ilk bakışta anlaşıldığı, bu hale göre davacıya ait önceki tarihli itiraza mesnet markaları gören, işiten, bu markalı mal ve hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin davaya konu “… …” markasını aynı/aynı tür mal ve hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu markayı bir bütün olarak algılayacağı ve bu markayı davacı markaları ile karıştırmayacağı, ayrıca marka sahipleri arasında idari veya ekonomik herhangi bir bağlantı da kurmayacağı, dolayısıyla SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği , tarafların marka işaretleri benzer olmadığından, SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesi koşullarının da somut olayda oluşmadığı, kötü niyet iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının dava konusu başvurusunda yer alan “…” harfinden oluşan başka bir marka başvurusu hakkında açılan davada alınan bilirkişi raporunda markalar arasında iltibas oluştuğunun tespit edildiğini, dava konusu başvurunun asıl unsurunun da aynı şekilde “…” ibaresinde oluştuğunu, markalar arasında iltibas koşullarının bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin markalarının serisi olarak algılanacağını, müvekkilinin “…” logolu markalarıyla tanındığını, benzer şekilde oluşturulan marka başvurularının müvekkilinin markları ile benzer bulan mahkeme kararları bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları doğrultusunda harflerin kimsenin tekeline bırakılamayacağı ve esasen tek başına tescillerinin de mümkün olmadığı, ancak tescil öncesi yoğun kullanım ve tanıtım sonucu ayırt edici hale getirilmiş ya da bir takım renk ve şekil unsurları ile birlikte tek başına harflerin tescilinin mümkün bulunduğu, bu halde de harf markalarının ayırt edici niteliklerinin düşük olacağı ve başkalarının da aynı harfi değişik renk ve şekil unsurları ile birlikte marka olarak tescil ettirebilecekleri, somut olayda da taraf markalarını oluşturan “…” harflerinin, düzenleme biçimlerinin, biçimlendirme, kaligrafi ve yönlendirme itibariyle tamamen farklı olduğu, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, somut olay açısından emsal olabilecek nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/4459 Esas, 2022/8042 Karar ve 10/11/2022 tarihli ilamında da ‘‘…-…’’ markası ile aynı sınıflarda tescilli bulunan ‘‘…,…, …,… Şekil, …’’ ibareli davacı markalarının benzer bulunmadığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili görülmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 22/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2024
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…