Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1766 E. 2023/76 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/1766 – 2023/76
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1766
KARAR NO : 2023/76
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2017
NUMARASI : 2016/347 E. – 2017/391 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/07/2017 tarih ve 2016/347 E. – 2017/391 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili Şirket tarafından yoğun emek ve etkin tanıtım faaliyetleri sonucu tüketiciler nezdinde adeta müvekkili ile özdeşleşmiş “…” asıl unsurlu markaların bulunduğunu, davalı Şirketin ise bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markalarının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin de başvuruya ayırt edicilik katmadığı gözetildiğinde, dava konusu başvurunun da asli unsurunun aynı kelimeden oluştuğunu, bu nedenlerle müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında sescil, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun, müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanacağını, sonuç olarak markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, öte yandan müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun tescili halinde bu tanınmışlıktan haksız yararlanacağını, müvekkili marklarının itibarının ve ayıt edici karakterinin zedeleneceğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2016-M-6803 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının da oluşmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığı, buna göre iptali istenen YİDK kararının yerinde bulunduğu ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, markaların benzerliği incelemesinde 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karışıklık olmadığı sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, hem müvekkili markalarının hem de dava konusu başvurunun asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu, davalı markası ile karşılaşan tüketicilerin, dava konusu başvuru ile müvekkili arasında bağ kuracağını, müvekkili markalarının seri marka olduğu ve davalı markasının da bu seri markaların devamı olarak algılanacağı iddialarının yeterince irdelenmediğini, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin, başvuruya ayırt edicilik katmadığını, aksine “…” ibaresine vurgu yaptığını, “…” ibaresinin zayıf olduğu ve müvekkili markasında tanımlayıcı bir ibare olarak kullanıldığı tespitinin hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, bir sıfat olarak kullanıldığı ve bu ibarenin markalarda ortak olarak kullanılmasının, markalar arasında iltibasa yol açmadığı, markaların bütünsel imajlarının birbirlerinden uzak olduğu, dava konusu başvurunun davacının seri markası olarak da algılanmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.